Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türklük ve Türkçe

Profil
"Siz burada mısınız?.." diye başka bir sualle cevap verdi. Sonra: "Ne saçma sual, değil mi?" diye ilave etti: "İşte görüyoruz ki buradasınız. Ne diye sorarız acaba?.. Türkçenin kendine mahsus manasızlığı... Dünyada hiçbir lisanda bu kabiliyet yoktur... Saatlerce konuşup hiçbir şey ifade etmemek kabiliyeti!"
Sayfa 46 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türk demek; dil demektir. Türklüğün en temel taşı Türkçe’dir. Türk ve Türk’üm diyen her yönüyle, her şeyden önce Türkçe konuşandır.
Türkçemizi doğru kullanalım…
Ataların bize miras bıraktığı en güzel iki şeyden biri bugünkü Türk vatanı ise, ikincisi Türkçe’dir. Seni yıkmak için önce onu yıkmanın lüzumuna inanan düşmanlarının yardımcısı olamazsın!…
Türklük, zor zamanların kıskacından çıkarak günümüze gelmiştir. O nedenle korku karşısında el pençe divan duran kavimlerden olmamıştır. Yiğidine (deli+kanlı) > 'delikanlı' diyen bir toplum, korkunun ritmiyle hayat sürmez. Bu özelliğini tarif eden kadim atasözümüz şöyledir: "Tegirmende togmış sıçgan kök kökreginge korkmas (Değirmende doğan fare, gök gürlemesinden korkmaz)." Merhum Dündar Taşer "Biz çadırımızı sırtlanların yolu üzerine kurmuşuz." sözleriyle adeta zihniyet güncellemesi yapmıştır.
Sayfa 178 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Rusların Türkler Üzerindeki Asimile Politikası
"1917 Ekim Devrimi'nin ardından kurulan Sovyetler Birliği de 'böl ve yönet' ilkesiyle çok sayıda mahalli yazı dili ihdas etti. Bu diller labirentinin yol açacağı anlaşmazlık ve kaos ortamı; Sovyetler Birliği sınırları dahilinde farklı dilleri konuşan, farklı dinlerin müntesibi halkları Rusça konuşan , ateist 'Homo Sovyetus' yaratılması hedefine yöneldi. Bu politikalar , sahip oldukları demokratik avantajlara rağmen çok nüfuslu Türk halklarının dillerini dahi orta ve uzun vadede bütünüyle işlevsizleştirme tehlikesiyle karşı karşıya getirdi."
Musa Yıldız
Reklam
198 syf.
9/10 puan verdi
Seni Seviyorum Türkçe
Son yıllarda okuduğum en sarsıcı kitaplardan birisiydi diyerek başlayayım. İnsan neden kitap okur sorusuna verilecek pek çok cevap vardır bence. Bunlardan birisi ise “değişmek için” olabilir. Yani okuduğumuz eser bizde bir değişim ya da farkındalık oluşturabilmeli, davranışımızı değiştirmeli ya da pekiştirmeli. Süleyman Çobanoğlu’nun Kök
Kök Ekin
Kök EkinSüleyman Çobanoğlu · Ötüken Neşriyat · 202356 okunma
Aklı Kemal alıntı
Doğrusu şu ki; "Allah" yerine "Tanrı" adının kullanılmasına karşı çıkanlar, ulusal duygudan yoksun Arapçılardır.
Sayfa 37 - İnkılap yayıneviKitabı okudu
Tanrı gökte telakki edilip ölen kimsenin Tanrı katına, yani göğe yükseldiği düşünülür. Bu doğrultuda Soğudca kökenli uştmah "cennet" sözün analoji, yani andırışma yoluyla uçmak şeklinde anlayıp aktaranlar çıkmıştır. Kelimenin öz Türkçecilik adına günümüzde zaman zaman Farsça 'cennet'in yerine kullanılması, esasında tuhaf bir durum oluşturmaktadır. Zira Soğudca ve Farsça, akraba diller olup ortak köke giderler. Dolayısıyla 'cennet' yerine 'uçmak'ı ikame edince ortaya bir özgünlük çıkmaz. Böylesi meselelerde Ziya Gökalp in "Türkçeleşmiş, Türkçedir." yaklaşımıyla hareket etmek en doğrusudur, Pekâlâ Türkçeleşmek ile neyi anlayacağız? Somutundan cevap verelim. Bir kelime, dilimizin ses teknesinde yoğrulmuş ise Türk'ün mana ikliminde kıvam alıp türkü, şarkı, ninni, atasözü, deyim, ilişki sözü gibi kalıplar içinde demlenmiş ise, annelerin dilinde teklifsizce söylenmiş ise o artık Türkçeleşmiştir.
Sayfa 119 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Türkiye'nin bölünmezliğinin, ilelebet varlığının harcı Türkçe'dir.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
Aklı Kemal alıntı
Ezandaki Arapça "Allah'u ekber" yerine Türkçe "Tanrı uludur" ifadesinin kullanılmaya başlamasını "Dinsizlik" olarak yorumlayanlar şunu hatırlatmak gerekir: Tanrı adı yaradanın en eski adlarından biridir. "Allah" adı ilk kez MS 600'lerde kullanılırken Tanrı adı MÖ 3000'lerde Sümerlerde "Dingir", MS 700'lerde Türklerde "Tengri" biçiminde kullanılmıştır.
Sayfa 36 - İnkılap yayıneviKitabı okudu
Orhun alfabesinin menşei meselesi ise ilim âleminde münakaşa konusudur Bunun da Arami, Soğd, Pehlevi vs gibi yabancı asıllı olduğunu kabul edenlerin, fakat ispat edemeyenlerin yanında Türk asıllı olduğunu öne sürenler de vardır. Orhon elifbasının Türk icadı olduğunu ileri sürenler bu yazının damgalardan, şekillerden çıktığını kabul etmekte ve bazı harf şekillerinin Türk menseini gösterdiğini tesbit etmektedirler. Gerçekten de ok okunan ↓ harfinin ok'a, y okunan D harfinin yay'a, s okunan harlinin süngü'ye, b okunan & harfinin eb>ev'e, t okunan harfinin tağ dağ'a benzediği ilk bakışta görülmektedir. Bunları daha da artırmak mümkündür.
Sayfa 28 - Boğaziçi YayınlarıKitabı okudu
Bugün milletlerde ırk esası aramak "elkimya" ile meşgul olmaktan ziyade gülünçtür. Millet: Bir lisan konuşan, bir din, bir terbiye, bir maarifle birbirine merbut (bağlı) insanların mecmuudur (toplamıdır). Bir milleti siyasî hudutlar asla ayıramaz. Dikkat edersek anlarız ki: Milletlerin mefkûreleri lisan, din, terbiye, can ve his kardeşlerini birleştirip hepsini siyasî bir hudut içinde toplamak ve her türlü menfaatlerini temin etmekten başka bir şey değildir.
Sayfa 100 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
“Osmanlı imparatorluğu içindeki çeşitli milletlerden milliyetçilik bayrağını en son kaldıranların Türkler olduğunu belirtmeliyim. Milli bilinç, imparatorluğun sorumluluğunu taşımak yüzünden en son Türklerde sesini duyurabilmiştir. Arap ve Fars uygarlığını, dilini övmeye izin vardır; Arap ve Fars uygarlığını, dilini incitmemeye, küçümsememeye özen göstermek ödev gibidir. Fakat Türk’ü, Türk dilini övmeye, yüceltmeye yeltenenler suçlanırlar. Üstelik milli zevki, milli şiveyi bozdukları suçlamasıyla.”
Anadolu’da bugün birbirinden farklı ağızların bulunması, 11. yüzyıldan itibaren bu topraklara yerleşen Oğuz boylarının farklı ağız özelliklerine sahip olmasından kaynaklanmaktadır.
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.