Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
616 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Akilah Azra Kohen - Aeden - Bir Dünya Hikayesi
Masalla gerçeği ayırt edebilecek okurlara… diye başlıyor bu seferki romanımız. Bugüne kadar Azra Kohen'in herhangi bir kitabını okumamıştım ve Aeden benim için bir ilkti diyebilirim. Ne zaman vakit bulup Ankara Olgunlar caddesinde ve diğer kitabevlerinde yenilikler ya da aradıklarım için bakınsam, Fi, Çi, Pi üçlemesini görüyordum. O kırmızı, mavi
Aeden
AedenAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201612,7bin okunma
393 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
ATATÜRK ATEİST MİYDİ
Bir insanın kendine karşı en büyük ödevi hakikati keşfetmektir. (#73093133) ______ En hoşlanmadığım hususların başında aklımla dalga geçildiği hissi yaşamak veya başka bir ifadeyle aldatılmışlık hissi yaşamak gelir. Bu hissi en çok yaşadığım hususların başındaysa Atatürk’ün şahsının ve onun icraatlerinin din ve
Din ve Allah
Din ve AllahDoğu Perinçek · Kaynak Yayınları · 201450 okunma
Reklam
80 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Hayata korkusuzca bakanlar ölümden de korkmazlar!
Hayata korkusuzca bakanların ölümden de korkmayacağına inandığım fakat korkularının kölesi olup bile bile ölümü isteyen bir burjuva kadının ruh halini yine kısacık bir kitapta bana hissettiren deha Zweig. Ölümden bile korkmayan biri olarak, korkunun ecele faydasız olduğunu bilen biri olarak, Zweig beni yine uçurumlara uçurumlara sürükledi bu
Korku
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022103,4bin okunma
352 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Trainspotting: Dibe Vuranların Gerçek Öyküsü...
Trainspotting ile hayatın gerçeklerine KISACA bir dalıp, çıkacağız… Dibe vuranların, orada kalanların ve asla çıkamayanların, son vedasını ya HIV ile ya beyaz ile yapanların öyküsüdür… Dibe bir kez daldın mı, damarlarına zerk edilen kimyasal ile hayata yeni bir bakış açısı kazanırsın. Bu senin en kıymetli ve tek dayanağındır.
Trainspotting
TrainspottingIrvine Welsh · Siren Yayınları · 2013939 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Gerçek yaşamın bir kitaba dönüşmesi... Daha önce okumama rağmen tekrar okuma isteği uyandıran, bir kitaptan daha fazlasını içeriyor. Insana hayata farklı bakmasını sağlayan, özgürlüğün, sevginin, insanlığın ne demek olduğunu, dünyaya gelişimizin bir mucize olduğunu anlatıyor kitap. Bir kaza sonucu komaya giren ve daha sonra kendi iç sesinin ona rehberlik etmesiyle hayata bakış açısı değişen bir karakter. Sadece ona rehberlik edildiği görülürken aslında bizlere de rehberlik ettiği fark ediliyor. Bu kitaptaki karakter, bizleri temsil ediyor. Bir çok insanın sevgi, özgürlük kavramlarını farklı bilmesi ile oluşan algıyı gerçek ve dolambaçsız anlatışı ile bizleri aydınlatıyor. "Bu hayatın, kendimiz olmak için tek fırsatımız olduğunu anladım." Diyor kitabın ilk sayfasında. Kitabın bir hayat rehberine dönüşmesi ile hem psikolojik bir rahatlama hemde hayatınızı etkileyecek bir yaşam öyküsü. Okumanızı tavsiye ettiğim bir kitap. Kim, hiç bir problemin, korkunun ya da hatanın kölesi olmamıştır ya da değildir? Kim sevgiyi bencilce, kibirleri ve egoizmi ile kullanmadı ki? Kim hayatını başkalarına adayarak, onların düşünce, eleştiri, görüş ve tavırlarına göre yaşamadı ki? Her insan oğlunun bir KÖLE olduğu yaşam ve bu kölelikten kurtulmanın tek yolunun kendisi ile dost olup zincirlerini kırmaktan geçiyor. Biz insanlara verilmiş en değerli armağan : ÖZGÜRLÜK.
Köle
KöleAnand Dilvar · A7 Kitap · 201695 okunma
243 syf.
·
Puan vermedi
·
39 günde okudu
Korkma! diye başlar, İstiklal Marşı. İnsan, mücadele gücüne sahiptir. Önüne çıkan engelleri anlayıp çözüm odaklı hareket edebilir. Korkularımız olamaz demek değildir bu. Korkularını beslememekle alakalı. Bugün geleceğe karşı büyük bir korku hissediyoruz. Korku abartılıyor, insan eylemi zayıf görülüyor. Aksiyon almayan insan, kendini kurbana
Korku Kültürü
Korku KültürüFrank Furedi · Ayrıntı Yayınları · 2017101 okunma
Reklam
154 syf.
·
Puan vermedi
Bir kez daha söylemek istiyorum Shakespeare ve onun büyülü dili... Yüzyıllar sonra bile aynı ilgi ile okunabilmesi, izlenebilmesi öyle anlaşılır ki... Hem anlattıklarının asla modası geçmiyor hem de enfes bir dil kullanıyor..  şiir ve düz yazıyı meç ederek okuyanını ya da izleyenini büyülüyor... macbeth, daha ilk sayfadan sizi içine çekmeyi başarıyor, ben çok keyif alarak okudum.. Bir insanın hırsını dizginleyemediği taktirde sonucun nerelere varabileceği o kadar net bir şekilde ifade edilmiş ki.. ipin ucu bir kere kaçınca yakalayabilene aşk olsun..  Süreç Macbeth için de maalesef aynı işledi.. Macbeth' in iç hezeyanları, korkuları, sanrıları oldukça sağlam bir şekilde anlatılmıştı.. Bir kez daha gördük ki güç çok tehlikeli bir dinamikti, herkesin sırtlanamayacağı bir olgu.. gücü elinde bulunduranların ise bir süre sonra kontrolü kaybetmesi ve artık gücü yöneten değil de güç tarafından yönetilen tarafa geçmesi bir hayli düşündürücü.. Bana insanların kendi uydurduklarının kölesi olması kadar ironik gelen başka bir şey yok..  Senin bir şeylere atfettiğin güç nasıl olur da seni yönetebilir ve nasıl olur da onu kaybetmekten ölesiye korkup saçma sapan hallere bürünebilirsin? Tam bu noktada dikkat çekmek istediğim bir husus daha var: korkular..  korkmak veya korkular bize hep zayıflığı çağrıştırır, oysa ne kadar güçlü olduklarını ve onları dizginleyemediğimiz her an büyümeye devam ettiklerini, öyleki bizzat kendi hayatımızın üzerine kara bir bulut gibi çöktüklerini göremeyiz.. İşte Macbeth' in hikayesinde de olan buydu: korkunun ve gücün el ele vermesiyle Macbeth' e karşı kazanılan bir savaş.. 
Macbeth
Macbeth
William Shakespeare
William Shakespeare
Macbeth
MacbethWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201922,5bin okunma
50 syf.
7/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
ÇARESİZLİK...
Savaş etkisinde kalmış bir Stefan baş yapıtı daha... Hikayemizin ana karakteri Ferdinand karısı Paula ile birlikte savaştan kaçarak İsviçre'ye kaçmış ancak hiçbir zaman kendini "özgür" hissedememiştir, eline ulaşan askeri davet ile birlikte korkudan aklını ve iradesini yitirip istemediği hâlde savaşa gitmeyi aklına koymuştur. Karısı Paula onu durdurmayı denese de akli dengesini kaybeden Ferdinand yapmak istemediği şeyleri korkunun esaretinde kalarak yapmaya başlamış -konsolosluğa gitmek- ve karısını terk edip savaşa gitmek üzere bir trene biner. Tren yolculuğunda Almanyadan İsveçe dönen trenden inen yaralı Fransız askerleriyle birlikte kendine olan güveni geri gelir ve iradesine tekrardan kavuşarak karısının yanına geri döner. Hikayenin ana konusu savaş ve güç, her sayfada o kadar baskın bir şekilde hissediliyor ki zaman zaman kelimelerin boğazınıza baskı uyguladığını düşünmeye başlıyorsunuz, Ferdinand sürekli olarak "güç her şeydir" demekte hiç de yanılmıyor maalesef. Kendi vatanı olmasına rağmen savaş karşıtı olması, birini öldürmek istememesine rağmen kendi ülkesinin gücünden korkması muazzam bir ikilem yaratıyor. Karısı Paula oldukça soğuk kanlı bir şekilde gerçekleri söylese bile korkusunun kölesi olan Ferdinand onun haklı olduğunu bildiği hâlde çaresizlik içinde kendisini savaşa doğru giden trende bulur, konsolosuktan gelen mektubu yırtıp atmayı düşlerken bile korkuyla mektuba hiçbir zarar vermeden nazikçe açması bu korkunun en büyük göstergeleridir. Savaşların bir kazanı olmaz, her iki tarafın da kaybettikleri olur ve insanoğlu her zaman kaybeden taraf olacaktır.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162,1bin okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Bu Zweig eserinde Irene ve yaşadığı korkuyu okuyoruz aynı zamanda onunla birlikte biz de yaşıyoruz. Duygu tahlilleri yine çok başarılı bir şekilde işlenmiş. Gelelim kitabımıza: Her şeyi var olmasına rağmen tek düze hayatından sıkılan Irene hayatında yeni bir macera, yeni bir heyecan ister ve bir piyanistle ilişki yaşamaya başlar. Piyanistin sevgilisi olduğunu öğrendiği kadın tarafından tehdit ve şantaja maruz kalır böylelikle korkuları artar. Bu korku sürecinde aslında evi ne kadar ihmal ettiğini, çocuklarıyla pek ilgilenmediğini, kocasını yeterince tanımadığını, evden ne kadar kopuk bir yaşamı olduğunu ve elindeki imkanları fark eder. Korkunun kölesi olur. Korkuyla birlikte kuruntuları da başlar. Kocasına her şeyi anlatıp bu yükten kurtulmak istesede bir türlü itiraf edemez. Bakınız: “Belki de insan... en çok... en yakınlarından utanıyordur.” Tavsiyemdir.
Korku
KorkuStefan Zweig · Optimum Kitap · 2018103,4bin okunma
352 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Kitabı okurken George Orwell'ın bilinçaltının sınır tanımazlığı karşısında hayrete düşüp,özgüvenine hayranlık duymaktan kendimi alamadım.Yazarın 2.dünya savaşı sonrası kaleme aldığı romanını ;Savaşın ezici gücünün ve bilinçaltında onarılması inkânsız travmaların yazınsal izdüşümü olarak değerlendiriyorum. 1946 Ingiltere"sinde,neredeyse her
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2023166,5bin okunma
29 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.