Arada Şırnak'a dedemlere uğrarım, birkaç gün orada kalır, oradakilerle zaman geçiririm. Dedem eski bir imam, dinler konusunda, görüşler konusundaki bilgi birikimine hep hayran kalmışımdır. Dedem, bölgede tanındık biridir. Şifalı bitkiler konusunda uzman vasfındadır aynı zamanda. Bitkilerle konuştuğuna da şahit olmuşumdur çoğu kez. Hatta güzel bir
Ey koca Çukurova,
Dertli insanı aşık edersin, ağıtlar, türküler yaktırırsın, taşın toprağın altın olsa da kıymat mı bilirsin... Ne fayda!
...
Dilim döndüğünce, bir yerli köylünün ağzından Yörükleri ve de kitabı anlatayım.
Çukurova'nın altını üstünü, her dağını her taşını öğrendiğim annemden,
" Babamın ebesi derlerdi, bir Paşa Karısı
Başlamadan önce...
~ Okuduğumuz her kitap bize farklı dünyaların kapısını aralattırır, farklı yerlere ve farklı zamanlara ışınlar bizi. Farklı insanlar, farklı kültürlerle tanışır, yeni bilgiler edinme şansına sahip oluruz kitaplarda. Aynı zamanda şu
Şunu belirteyim :erkekler gözüme sevimli görünmek için çok savaş verecek bu kitaptan sonra !
NEFRETLE DOĞAN NEFRETLE BÜYÜR!
"Sevişti bir bakir ile bakire, erkeğe milli dediler kadına fahişe."
-
Cemal Süreya
Erkek dediğin saman alevi gibidir. Birden parlar yanar. Çabuk söner , hevesini aldı mı, işi bitti mi de kadını ortada bırakır
biraz içimi dökeceğim okumaya bilirsin sorun değil dostum,aslında bu uygulamayi kurmadan önce her gece kafayı yeme derecesine geliyordum acımı içime atiyordum ama sonra bu uygulama karşıma çıktı bir arkadaş sayesinde sonra işte bağlandım bu uygulumaya iyi kötü arkadaşlara denk geldim iyiki varlar bazısı dostluğu öğreti bazısı sahteligi hepsine Ayten teşekürlerimi sunarım.birazda kendimizden bahsedeyim,ben güçlü bir insan değilim kim ne derse desin yani küçüklugum hastanelerde geçti yoğun bakım köşelerinde,hastane 4 devar arasında küçücük bir çocuğun bedeni nasıl.olur mesela temiz bembeyaz olur ama benim ise her yerim morluklara doluydu şiddet değil.ameliyat,vurulan iğneler verilen serumlar o kadar güçlü klamya çalıştım bedenen iyi durumda sayılırım ama ruhen sıfırım hiç iyi değilim kendime bir söz verdim.kendimi iylestirmedim ama benim gibi olan herkese yardım edeceğim diye başardımi tabiki hayır engelerim var herzaman karşımda bir engel,şu sözleri yazarken şarkı dinliyorum şarkıların ruh halime göre ne değişikleri var mesela sezen aksu dinliyordum hüzünlendim Müslüm Gürses dinledim efkarlandim sigara yakmak istedim ama sozum var icemem sigara.suan bunları yazarken neden yazdigimi bilmiyorum ama dayanacak guc kalmadı belki bir el uzanirda kurtuluruz diyoruz ama herzamanki gibi tutulan el kayıp gidecek neyse hayırlı geceler teşekürler dostum.umarim çok mutlu olursun.
Müslüm Gürses & çok seneler geçti
hediyem olsun şarkı.
geçenlerde doğdugum 20sene yasadığım sokağa girdim.hani insan ölmek istemediği yerde yaşamamalı ya.bu sözü nerden okudum bilmiyorum da neyse .bence o sözün benim adıma en temel yeri.7 senedir girmediğim sokak.sokağa girer girmez solda kaldırıma oturmuş taso oynarken ki halim karşılar sandım önce.ama arabalardan kaldırımlara yer yoktu taso mevsimi
Küçüklüğüm neden yaralarla dolu bayım?
Neden bu kırgınlık? Neden bu yüreğimdeki yangın? Oysa size olan aşkım kadar büyük bir yangın, bu nasıl olur? Aşk acısı gibi bir acı, çocukluğu zehir edilen genç bir kızın acısıyla eş değer midir?
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
AHHH ZEZE!
Bu kitabı okuduğum zaman kimi yerlerde hıçkıra hıçkıra ağladım, kimi yerlerde kahkaha ata ata güldüm...
Keşke şu anki bütün zezelere sahip çıkabilseydim. Gözlerimin önünde zayıf kadınlara, güçsüz yaşlılara, yetim öksüz çocuklara, küçücük çocuklara, hayvanlara haksızlık yapıldığı zaman ne kadar üzülürüm. Elimden
Ne oldu çocukluğum?
Köşelerinde nefes nefes koştuğum
Odalar?
Ortalarında tahta at koşturduğum
Geniş sofalar?
Sofalarda gizli yuvalarım, gizli yerlerim? ...
Hani benim kurşun askerlerim?
Makineleşmeyle beraber insan gücüne olan ihtiyacın azalmasıyla göç eden bir aile ve yaşadıkları. Okurken orada yaşıyor gibi hissettim . Kendi küçüklüğüm geldi gözümün önüne . Ve biz insanlar yenilikleri hemen kabul edemiyoruz . Zaman gerekiyor her çağda bu aynı değişmiyor. Hiç sıkılmadan okudum . Herkese de tavsiye ediyorum .
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035,2bin okunma
Çocuk kitaplarını okumayı çok seviyorum çünkü onların gözünden dünyayı görebiliyoruz. Hep düşünürdüm benim küçüklüğüm gelse, kızımla oyunlar oynayıp, onun en iyi arkadaşı olurdu diye, işte bu kitabımızda Can ve Arkadaşları zamanda yolculuk yaparak anne ve babalarının çocukluklarına tanıklık ediyorlar.
İş yoğunluğu nedeniyle babasına hasret büyüyen Can, kendi anne ve babasının küçükken böyle bir şey yaşamadığını, hep aileleriyle vakit geçirdiklerini düşünür. Ama durum onun düşündüğü gibi değildir. Okulda ki arkadaşlarının anne babaları da dahil hepsi aynı yollardan geçmiş, çalışmak zorunda oldukları için çocukları ile az vakit geçirmişlerdir.
Can ve Arkadaşları bunun sadece kendilerine yapılan bir haksızlık olmadığını, yaşamak için bazı mecburiyetlerimiz olduğunu daha iyi anlamışlardı.
Can ve Arkadaşları daha başka nerelere gidip, kimlerle sohbet ediyorlar bunu öğrenmek istiyorsanız, bu tatlı kitabı çocuklarınıza alabilirsiniz.
Özellikle çalışan ebeveynlerin çocukları ile okumasını tavsiye ediyorum. Biz kızımla severek okuduk ve kitap kurtlarına tavsiye ediyoruz. Kitapla kalın..
Kocaman bir ekşi karadut ağacı bir mıknatıs gibi mahallenin çocuklarını çekerdi. Sırf bu dutun hatırı için kazım ile ahbap olanlar vardı. Akşam serinliğinde ihtiyar ağacın dalları, irili ufaklı çocuklarla dolar, geniş ve yeşil yaprakların arasından kâh aşağı doğru sallanan bir bacak, kâh başka bir dala uzanmaya çalışan bir kol görünürdü. Ağaçtan inenlerin elleri, yüzleri ve gömlekleri koyu vişne çürüğü lekelerle donanır, hepsi ellerinde bir avuç dut yaprağı, bunlarla uğuşturarak dut lekelerini çıkarmak için tulumbanın başına koşarlardı.
Sevgili küçüklüğüm.. Ben senin büyüklüğün. Tanıdın mı?
Biliyorum, sana çok farklı geliyorum. Sana benziyorum ama pek sen gibi de değilim. Ben de sana bundan bahsetmek istiyorum aslında.. Bugün bizim doğum günümüz.. Bu yaş senin kendinle olan savaşının başlangıcı olacak. Önündeki yıllar boyunca o kadar şey yaşayacaksın ki.. Kabus diyeceksin, uyuyor olduğunu düşünecek ve uyanmak isteyeceksin. Uyanamayacaksın.. Sen o kadar değişeceksin ki.. Üzüleceksin, kırılacaksın, düşeceksin. Olmaz dediğin ne varsa olacak. Bu en kötüsü dediklerinden de kötüsünü göreceksin. Hani ölmekten korkuyorsun ya, yaşarken ölmenin ne olduğunu öğreneceksin. Ölmenin kurtulmak olduğunu bile sanacaksın küçüğüm.. Doğum günümüz kutlu olsun en küçük yaşım.. Sen en küçük yaşım, ben 27 oluyorum.. Sen geçmişimizi yaşayacaksın, ben geleceğimizi..
Umutlarımızın solmaması, her şeye rağmen güçlü ve umutlu kalabilmemiz dileğiyle..