Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu, Taşınması ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer. Nihayet insan, güçlü çağına erip kırk yaşına varınca der ki: Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı iş yapmamı temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiliği devam ettir. Ben sana döndüm. Ve elbette ki ben müslümanlardanım.
Ahkâf Sûresi, 26. Cüz, 15. Ayet
Hiç bir değişiklik yok.
İbn Teymiyye'nin yaşadığı asırda tasavvuf denilince fena, sekr, cezbe, vecd, vahdet-i vücut, sema, hırka, silsile, tarikat merasimi, tek­ ke adabı ve usulü, türbe ve yatır ziyareti, ermişlerden medet umma, evliyayı Allah katında şefaatçi ve aracı kılma, gayba erenler v.s. gibi hususlar anlaşılıyordu."' İbn Teymiyye "İslam'ın ilk şeklinde yok" diyerek bunları reddeder. Buna karşılık Kur'an ve hadislerde çokça geçen velayet, kulluk, takva, rıza, tevekkül, ihsan, sıdk, salah, muhab­ bet ve ihlas gibi terimlere ağırlık verir. Allah ve resulü ile olmak, on­ları sevmek ve onlar tarafından sevilmek İbn Teymiyye'de tasavvufun alternatifini oluşturur.^
Reklam
İslam'ın kavranılması insanın önyargıları aracılığıyla değil, Kur'an-ı Kerim aracılığıyla başarılabilirse beklenen yararın elde edilmesi gecikmez. Kur'an-ı Kerim ise hem bakmayı bilenler hem bilme yeterliğinde olanlar için açık bir kitaptır.
Ayet
"Ey iman edenler! İslam’a bir bütün olarak girin. Şeytanın adımlarına uymayın. O sizin için apaçık bir düşmandır." (2/Bakara, 208) Ehl-i Kitap’tan iman edenler, bazı Yahudi geleneklerini devam ettiriyor, Cumartesi gününü yüceltiyor, deve etinden ve Yahudilerin haram kabul ettiği şeylerden sakınıyorlardı. Allah (cc) özelde bunlara, genelde de tüm İslam iddiasında olanlara, İslam’ın şiarlarıyla yetinmelerini, eski din ve âdetlerini terk etmelerini emretmiş oldu. (Taberi, 4016) Çünkü İslam, kâmil bir dindir. Ruh ve bedenin ihtiyacı olan her şey onda mevcuttur ve Kur'an ile bildirilmiştir. Onunla yetinmeyip eski din ve adetlerine uyanlar, onun eksik olduğunu ve tamamlanmaya muhtaç olduğunu söylemiş olur, teslimiyetlerini ve imanlarını zedelerler.
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
BİNGO buna benden başkası cesaret edemez
NUR RİSALELERİ’NE ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM (RİSALE-İ NUR’UN İÇYÜZÜ) ABDULLAH TEKHAFIZOĞLU Bunun PDFsi var okuyun nur risalesi gerçeğini görün ya da görmeyin bana ne.... Ön Söz.................................................................................................................................................................... 9
Reklam
''Ey örtüsüne bürünen! Birazı dışında gecede kıyam et. Yarısını veya ondan (yarısından) biraz eksilt. Veya ondan (yarısından) artır. Ve Kur'ân'ı yavaş yavaş ve düşünerek oku. Çünkü biz sana ağır bir yük (Kur'ân veya İslâm davasını) yükleyeceğiz.'' [ Müzzemmil, 1 - 5 ]
"Şüphesiz Kur'an, Allah'ın ziyefet yemeğidir. Bu sebeple ondan gücünüzün yettiğince alın (öğrenin)" Hakim, el-Müstedrek I,741; Dârimi, Fedâilu'l-Kur'an,11
"Kur'an-ı Kerîm,Müslümanları güçsüz insanların vasisi tayin etmiş; bu yüce amaca hizmet etmeleri için dünyaya egemen olma hakkını onlara vermiştir.Dolayısıyla dünyaya egemen olma hakkı; Batılıların değil bizim hakkımızdır,materyalist medeniyetin değil İslâm medeniyetinin hakkıdır."
Hakim et-Tirmizi
Ümmetimin fertleri altına ve gümüşe (mala, servete) büyük değer verdikleri zaman, İslâm'ın kendilerine verdiği saygınlığı kaybederler; iyiliği emretmekten ve kötülüğü yasaklamaktan vazgeçtikleri zaman da vahyin bereketinden mahrum kalırlar.
Reklam
Kur'an' on sönmez ve söndürülemez manevi bir güneş hükmünde olduğunu, ben dünyaya ispat edeceğim ve göstereceğim.
Fakat, bir yandan böyle yaparken, diğer yandan Kabe’nin doğu köşesinde bulunan “Hacer-i Esved”in -ki Kara Taş diye bilinir- “kutsal” niteliğini sürdürmüştür. “Hacer-i Esved” şimdi üç büyük ve birkaç küçük parçadan bir araya getirilip taş bir çemberle çevrilidir; çemberin etrafında da gümüş bir halka bulunmaktadır. Söylendiğine göre, Kabe’nin kutsiyeti “Hacer-i Esved”den ileri gelmiştir; çünkü, eski Araplar, Lat, Uzza ve Menat adındaki putlar yanında asıl “Hacer-i Esved” adındaki bu taşa taparlardı. Daha doğrusu Safa ve Merve adıyla anılan iki tepe arasında koşup şeytanlara taş atarlar ve “Hacer-i Esved”i (Kara Taş) öperlerdi. İslam kaynaklarından öğrendiğimize göre, Muhammed, Hicret’in yedinci yılında umre ziyaretinde bulunmak üzere Mekke’ye gitmek için, Kureyşlilerden izin istemiş ve ziyareti sırasında Kara Taş’ı öpmüş, elleriyle okşamış ve yarıkoşar adımlarla etrafında üç kez dolaşmıştır. Daha sonra Mina Dağı’nı sağ tarafına alarak “Cemre” mahalline yönelmiş ve yedi çakıl atmak suretiyle şeytanları kaçırttığını bildirmiştir.
Kim Rahmân'ı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz. Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.
Zuhruf Sûresi, 25. Cüz, 36-37. Ayet
Şeyhulİslam İbn Teymiyye şöyle demiştir: Cennet ehlinin amelleri arasında: Kur'an'ı çok okumak vardır…
MUS'AB BİN UMEYR HAZRETLERİ (R.A.) Peygamber Efendimizin (s.a.v.) etrafındaki Ashab-ı Kiram'a baktığımızda neler görmeyiz ki? İlim, ihlās, doğruluk, muhabbet, adalet gibi güzelliklerin temsilcisi olan binlerce sahabi... Mesela Mus'ab bin Umeyr Hazretleri, bütün güzellikleri kendisinde toplamış bir zat. Mübareği anlatmak kitaplara, destanlara sığmaz. Ålim, âbid, hafız, zahid, müderris... Bütün kelimeleri sonuna kadar dizsek yetmez. Mekke-i Mükerreme'nin en zengin ailelerinden birisinin çocuğu idi. Günde 2-3 elbise değiştirip altın kaselerde yemek yerdi. Ta ki Müslüman olana kadar. Müslüman olduktan sonra, anne-babasının, eski dinine dönmesi için yaptığı her türlü teklifi geri çevirdi. Hayatını İslam'ı yaymak için sarf etti. İslam'ın ilk Kur'an-ı Kerim muallimi idi. 40 yaşında Uhud Savaşı'nda şehit edilmişti. Müslüman olmadan önce altın kaselerde yemek yiyen Mus'ab bin Umeyr Hazretlerinin, vefat ettiğinde cenazesinin tamamını örtecek elbisesi bile yoktu. Maddi olarak bir şeyi olmasa da manevi olarak çok büyük şeyler kazanmıştı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.