Akif'e göre İslam dini "ÖLÜLER DİNİ" değildir.Ona göre Müslümanlık "HAYAT DİNİ, İNSANLIK DİNİ"dir. Bu nedenle softalığa karşıdır.
"Tevekkülün manası hiç öyle değil
Yazık ki beyni örümcekli bir yığın cahil
Nihayet dine oynayarak en rezil oyunu
Getirdiler, ne yapıp yaptılar, bu hale onu."
Özetle Çağdaş Bir Müslüman
15- Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı aranızdan dört erkek şahit isteyin; eğer şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıp götürünceye yahut Allah onlara bir yol açıncaya kadar evlerde tutun (hapsedin).
16- İçinizden fuhuş yapan iki tarafa (erkek ve kadına) eziyet edin; eğer tövbe edip kendilerini düzeltirlerse, artık onlardan vazgeçin (eziyet
Anası tek başına söyledi:
"Ölüm o kadar güç değildir. Unutulmak yamandır."
Babası fısıldadı:
"Asıl ölüm unutulmaktır."
Amcası ilave etti:
"Unutmak da ölmektir.
İsa Beğ devam etti:
"Hayat birkaç hatıradır."
Bala Hatun bitirdi:
"Hayat ölümün başlangıcıdır."
Çakır farkına varmaksızın elindeki Kur'an'ı açmıştı. O zaman beş hayalet birden tekrarladı:
"İnsan anıldıkça yaşıyor demektir."
GURBETÇİ ŞÂİR SERVET YÜKSEL'İN DUYGU SÜZGECİNDEN SÜZÜLEN ŞİİRLER
M. NİHAT MALKOÇ
“Aman ha, gönül kırıp; kırılmaya değer mi?
Boş şeylerin peşinde yorulmaya değer mi?
Ne kaldı elimizde baharından, yazından?...
Bu dünya çiçek olsa derilmeye değer mi?”
(“Değer mi?”- Servet YÜKSEL)
Gönül telimizi
Ölüm de sahipsiz değil. Üstelik senin Sahibin olan, sana varlığı sahiplendiren O'nun elinde. Ölümü o yarattı; O'na rağmen ölüyor değilsin. Ölümü O takdir etti; O'ndan habersiz gidiyor değilsin. Ölsen bile O'nun mülkündesin. Ölümün sınanmak için. Yaşaman sınanman için. Yani ölüm de hayat da bir oyun. Bir başka gerçekliğin yüzünü aralamak için bu
1940'lı yılların başlarında, ileride 'Pir Sultanların' ölümsüzlüğünün en büyük kanıtlarından biri olacak Mahzuni Şerif, Afşin'in Berçenek Köyünde doğar.
1956 yılında Berçeneğe gelen ilk okuldan mezun olur. Berçeneğin okulsuz yıllarında, Elbistan' ın Alembey Köyü'nde,Lütfü Efendi Medresesi'nde Kur 'an eğitimi almış, Eski Türkçe okumuş ve
Bilim adamları; kutuplar eriyor diyor. Arılar kayboluyor, toprak bitiyor, sular zehirleniyor diye de ekliyorlar.
Stephen Hawking kendimize yeni bir gezegen aramamız gerektiğini bildiriyor.
Söylediklerinin onda biri doğru olsa bile felaket kapıda demektir.
Çünkü insanoğlu uyarıları dinlemedi, devletler, hükümetler bu konudaki sağduyulu
Saat Çini vurdu birden: pirinççç
Ben gittim bembeyaz uykusuzluktan
Kasketimi eğip üstüne acılarımın
Sen yüzüne sürgün olduğum kadın
Karanlık her sokaktaydın gizli her köşedeydin
Bir çocuk boyuna bir suyu söylerdi. Mavi.
Bir takım genç anneleri uzatırdı bir keman
Sen tutar kendini incecik sevdirirdin
Bir umuttun bir misillemeydin
Sadece bir kere okuyarak Risale-i Nur'dan Sözler kitabını eleştirmek ne haddime ? Aşağıdaki konferansı okursanız şayet, Üstad ve Risale-i Nurlar hakkında genel bir bilgi edinmiş olacaksınız. Kendinize bir şans verin. Bu kitap okuduğunuz kitaplar gibi değildir. Okuyarak zaman kaybetmiş olduğunuz tüm kitaplara lanet okutur,
Herkes illa ki düşünüyordur bence o anı. O karanlığı, yalnızlığı, kimsesizliği, hele o yok oluşu.. Bu dünya da her ne kadar yalnızız, kimsesiziz desekte o sonsuzluk, çaresizlik kadar olamaz heralde. Kaybetmedikçe, değer verip sıkı sıkı sarılmıyoruz kolay kolay maalesef. Tabi iş işten geçmiş oluyor çoğu zaman.. Acaba sizinde aklınıza gece yatağınıza girdiğinizde, "ya gecenin, karanlığı kabrimin karanlığı olsaydı.." sözü geliyor mu? Kendileri hiç unutturmuyorlar bana o anı. En çok merak ettiğim konudur 'Ölüm.!' hep "Keşke yaşayan birilerine sorma fırsatım olsaydı." derdim, ne kadar imkansız olsada. Her ne kadar korkunç olup cesaret istese de herkesin asıl varış noktasıdır ölüm...
Kitaba, gelince;
Kitap ilk olarak ölümden kısa bir söz edip, daha sonra ahiretten bahsetmektedir.Kabir zamanı hakkında bilgi verdikten sonra küçük kıyametlerden başlayıp son hadiseyi ayrıntısına kadar Kur'an'dan hadis ve ayetlerle açıklamaktadır. O dehşet, olağan üstü yaşanacak gelecekten söz ettikten sonra mahşerden, hesap anından, amel defterimizden örnekleriyle bilgi verir. Son olarak cehennem anını (insanı sarsacak şekilde) konu aldıktan sonra cennet ile kitabı sonlandırmaktadır.
Bence o, anı yaşamadan okunması gereken kitaplardandı diye düşünüyorum. Yazar 'kardeşim' diye hitap ederek samimi bir dille ve akıcı bir şekilde ölümü konu edinmiş. Keyifli okumalar:))
(Yazım hatalarından dolayi kusrum af ola:))
Ölüm Ve ÖtesiAbdülvehhab Öztürk · Kılıç Kitapevi · 09 okunma