Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir Eşeğin Ölüm Vakti Hal Diliyle Söyledikleri Ah! Vücudum acıdan titriyor. Bu acımasız, zalim iki ayaklı hayvana verdiğim bütün hizmetlerin karşılığı bu işte. Bugün son günüm, bu da benim son tesellim! Sıkıntı, acı ve dert dolu bir hayattan sonra, taşınmaz yüklere, üst üste inen sopalara, yoldan geçenlerin zincirlerine, lanetlerine
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
Reklam
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Kerim Aydın Erdem
ÇOCUKLAR Hep Kaf Dağı'nda durmayın çocuklar Doğrular, gerçekler büyütsün sizi Vatan sevgisiyle bütünleştirin Güzelliğinizi. Bakmayın nehirlerin bozbulanık aktığına Zorluklar korkutmasın sizi İnsan sevgisiyle bütünleştirin Güzelliğinizi. Aylar gelir geçer, yıllar gelir geçer Belki rüzgârlar üşütür sizi Bir bütünleşin bilgiyle, kültürle Mevsimler bükemez bileğinizi. Karanlıktayız, oturmuş bekliyoruz Işık olan kurtarın bizi.
Mercedes hastalı­ğı
... Banka patronu, hâkime hanımın mutlaka mesleki bir anı­sını paylaşmasını istiyor, bunun için de karısının içine fenalık getirme pahasına kadına ısrar edip duruyor. “Aman hanımefendi” diyor, “ne olur, bizi mahrum bırakmayın. ”Bunun üzerine Atıfet Hanım, aslında “bey”de daha ilginç vakalar bulunduğunu söyleyerek, kendindekilerin hep
Sayfa 159 - Kaçırılan bir çocuğa dairKitabı okudu
Türkler Olmasa İngilizler "Yes" yerine "Si" Diyeceklerdi
İngiltere'de Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Trevor Philips'in Kraliçe Büyük Elizabeth'i, İspanyolların elinden Türklerin kurtardığına dair tarih kitaplarında yazılması teklifine İngilizler karşı çıktılar. Halbuki 16. Yüzyılın sonlarında İngiliz elçisi birkaç gemi göndererek bizi kurtarın diye yalvarıyor. Kraliçe, Osmanlı padişahı bize mektup yazdı diye seviniyordu. Ancak İngilizler şimdi nankörlük ediyorlar. Bugün "si" yerine "yes" diyorlarsa sayemizde olduğunu unutmasınlar. 16. yüzyılda Habsburg İmparatorluğu akrabalık bağlarıyla Avrupanın önemli bir kısmında hakimiyet kurmuştu. Avrupa'nın büyük bir bölümünde hakimiyet kuran Habsburg'luların önünde direnen tek güç Fransa ve İngiltere idi. Ancak onlarda Habsburg'lular karşısında acizdiler. Osmanlıların Avrupa'daki bu mücadeleye karışmaları siyasi dengenin yeniden kurulmasını ve Avrupa'nın bugün ki şeklini almasını sağladı. Fransa, Hollanda ve İngiltere gibi milli monarşiler, Osmanlıların, Habsburglulara karşı mücadeleye girmesiyle hayat hakkı bulabildi.
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
ATATÜRK OLMASAYDI BELKİ TÜRKİYE OLMAZDI
Eşrafın gözünde, yabancı ordular, anarşiyi sona erdirip sermayeye güven sağlayan kurtarıcılardır. Ege havalisinde, terzilere Yunan bayrakları sipariş edebilen eşraf örnekleri vardır. Bazı bölgelerde karşılama törenleri hazırlanmakta, 'bizi kurtarın' yollu çağrılar yapılmaktadır... Halkın umutsuzluktan doğmuş tevekkülünü, 'Giden Ağam, gelen Paşam'cılığını, eşraf, sermayesinin güveni açısından, kesinlikle paylaşmaktadır.
Sayfa 230Kitabı okudu
ÖLMEYE SEVDALANMIŞAM! (Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.)
Kendilerinden çok üstün olan düşmanın amansız ateşine karşı siperde sıkışan 6 osmanlı askerinin hikayesi, bu milletin özünü anlatan bir destandır. Hemde ne destan! Bu altı askerin; birisi Arap, birisi Arnavut, birisi Çerkez, birisi Laz, birisi Kürt ve birisi de ailesiyle birlikte müslüman olan bir yahudiymiş. Bir kaç dakika sonra sipere
Sayfa 26 - NesilKitabı okudu
Kardeşim siz devletin piyasaya müdahalesini istemiyorsunuz;ama başınız sıkıştığında''Aman bizi kurtarın'' diyorsunuz! Müdahele edilmeden piyasa kendini düzeltmiyorsa demek ki devletin ekonomide olması elzemdir.
Son 15 yıldır insanlar aynı dizileri izleyip işyerlerinde, evlerinde aynı diziler üzerine konuşuyorlar. Çoğunluğun izlediği bir dizi varsa ve siz izlememişseniz o insanların arasında yabancı hissediyorsunuz kendinizi. " Dün şu futbol programını izledin mi?" " Şu sanatçı yeni bir albüm çıkarmış dinledin mi?" " Bu yol tatilde şurası moda!" Hani kölelik bitmişti? Krallık mı? Peh... HANGİ KONULARI KONUŞUYOR Türkiye? Amerika hangi konuları tartışıyor? Gazeteler ne yazarsa, yöneticiler ne söylerse onları. Son iki yıldır "Ergenekon" dışında ne konuştuk? Son 4 aydır "açılım" dışında ne söylendi, ne dinledik ve ne konuştuk! Kurtlar Vadisi'ni izlemeyen var mı? Kurtlar Vadisi'yle ilgili bir yorum yapmayan? Lost'u izlemeyen ya da bununla ilgili bir mevzuda kendisini yabancı hissetmeyen! VAY CANINA, kim yönetiyor bu insanları? Bizi kim yalnızlaştırıyor? Artık bir kişi yalnızdır ama iki kişi daha yalnızdır! Bütün bunlardan kurtulmanın tek adresi nedir biliyor musunuz? Gündemden kendinizi kurtarın! İnadına balkonda soğan yetiştirin (soğan köylüdür,  saftır, toprakla buluşmasa bile kök salar kendince)  işe bisikletle gidin... Çiçekle, kediyle, köpekle değil insanla konuşun ve paylaşın (elbette onlarla da konuşup paylaşın ama insanı, özneyi unutmayın!)  Basit ama anlamlı yaşayın! Ölürken ardımızda belki orjinal bir hikaye bırakırız! Ne dersiniz ?
Sayfa 104Kitabı okudu
309 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.