Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
96 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Magda Szabó, Agota Kristoff’tan sonra Macar Edebiyatı’ndan kalemini çok merak ettiğim bir yazarla selamlıyorum sizi. Henüz okumadığım #işinaslıjudithvesonrası eserinden önce tercihim olan Eszter’in Mirası ile… Sevdiği erkeğin yıllar önce kendisini aldatarak kız kardeşiyle evlenmesine göz yuman Eszter, uzak bir akrabasıyla birlikte sakin bir
Eszter'in Mirası
Eszter'in MirasıSandor Marai · Yapı Kredi Yayınları · 2023235 okunma
Yafta
- ... insana yan yaklaşır, kaş altından bakar ve yaftayı yapıştırırlar: "Hım, bir psikopat!" ya da, "Laf ebesi!" Alnına nasıl bir yafta yapıştıracaklarını bilmedikleri kişileri de, "Tuhaf bir adam bu, tuhaf!' diye nitelerler.
Reklam
Christian Wolff
"Filozof, hakikati sırf hakikat aşkına sever ve onun için çalışır. Felsefe ince sözden değil, hakikatten tat alır. Filozof laf ebesi değildir."
“Biliyor musun Moneo... on binlerce yıl önce, başka biriyken bir hata yapmıştım." Malky alayla, "Ne? Sen hata yapabilir misin ki?" dedi. Leto gülümsemekle yetindi. "Hatamı güzel sözlerle ifade etmem, onu perçinlemişti." Malky, "Seni laf ebesi seni," diye takıldı. "Kesinlikle! Şöyle demiştim: 'Şimdiki zaman dikkat dağıtır, gelecekse bir rüyadır ve hayatın anlamını ancak hafıza çözebilir. Güzel konuşmuşum, değil mi Malky?" "Şahane konuşmuşsun, yaşlı solucan." Moneo ağzını eliyle örttü. "Oysa salakça bir yalan söylüyordum," dedi Leto. "Bunu biliyordum, ama sözlerimin güzelliğine kapılmıştım. Hafıza anlam filan çözemez. Ruh acı çekmeden (ki bu kelimelere sığmayan bir deneyimdir) herhangi bir anlama ulaşmak mümkün değildir."
Sayfa 459 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
De Bèze... Bu dindar teolog çılgınca bir karmaşıklık içinde Castellio'yu, yalancı, kâfir, kötü bir Anabaptist, kutsal öğretiyi kirleten, kokuşmuş bir laf ebesi; yalnız sapkınların değil, suçluların tümünün hamisi olarak damgalar. Savunmasını iblisin işliğinde hazırlamış cani olarak adlandırır. Bu salyalar akıtan telaşlı vaveylanın ifşa tek ettiği şey, Castellio'yu susturmak ve tercihen öldürmek gibi caniyane talebidir.
Sayfa 202 - Can YayınlarıKitabı okudu
Aman bu memlekette her durum için hainlikle suçlanmıyor muyuz zaten?
Aynı topluluğa ait olanlar "bizimkiler" olur, yazgılarına arka çıkmak istenir, ama onlara karşı zalimce davranmaktan da kaçınılmaz; 'ılımlı' görülürlerse kınanır, yıldırılır, 'hain' ya da 'döneklikle' suçlanırlar. Ötekilere gelince, karşı kıyıdakilere gelince, kendimizi asla onların yerine koymaya çalışmayız, şu ya da bu sorunla ilgili olarak tamamen haksız olamayacaklarını kendimize sormaya hiç gelemeyiz, onların şikayetleri, çektikleri acılar, kurbanı oldukları haksızlıklar karşısında yumuşamaktan kaçınırız. Sadece, çoğu zaman topluluğun en militan, en laf ebesi, en aşırı kesiminin bakış açısı olan 'bizimkilerin' bakış açısı önemlidir.
Reklam
“Bütün o sevimli tanıdıklarımız, çok sığ düşünüyorlar; duyguları çok yüzeysel, burunlarından ötesini gördükleri yok, tek sözcükle aptal hepsi. Kafa yetenekleri biraz daha gelişmiş olanlar ise düpedüz isterikler. İç gözlem ve abes beyin etkinlikleriyle çürümüşler. Ağlayıp sızlarlar bunlar, nefret kusarlar, hezeyan halinde iftira yağdırırlar; insana yan yan yaklaşır, kaş altından bakar ve yaftayı yapıştırırlar: “Hım, bir psikopat!” Ya da, “Bir laf ebesi bu!” Alnına nasıl bir yafta yapıştıracaklarını bilemedikleri kişileri de, “Tuhaf bir adam bu, tuhaf!” diye nitelerler. Orman seviyorsam, tuhaflıktır bu. Et yemiyorsam, bu da tuhaflıktır... Doğaya, insana dolaysız, temiz, özgür bir yaklaşım kalmamış artık... Kalmamış, vesselam! ”
“Yeter ki Sonu İyi Bitsin”
Parolles askeriyede subaydır, ama korkak ve palav­racıdır. İsmi bile adamın laf ebesi olduğuna (Shakespeare oyunları gibi) işaret eder. Onun soylu genç silah arkadaşları ipliğini pazara çıkarmak için ona bir oyun oynar. Onu düş­man askerlerince esir alındığına ve işkence edilmek üzere olduğuna inandırırlar. Korku içinde gözleri bağlıyken ar­kadaşlarının duymak istediği her şeyi yumurtlar. Sonra ar­kadaşları onun gözbağını çözer ve rezilliğini yüzüne vurup alay ederler. Sonunda aşağılanmış ve mahvolmuş bir halde bir başına kalınca her şeye rağmen hayatını sürdürmeye ka­rar verir: "Ne kadar iyi basit biri olmam, / Çünkü yaşamımı sağlayan bu," der. Bu düşünce, neticede hepimiz için fay­dalı olabilir. Aynı zamanda her birimiz için farklı bir dü­ şüncedir, çünkü her birimiz, "basit biri olmam" ifadesine farklı anlamlar yükleriz .
Sayfa 351 - Pdf - 7. Bölüm: Yaratıcı Okuma: Edebiyar ve BekirsizlikKitabı okudu
Ötekilere gelince,karşı kıyıdakilere gelince, kendimizi asla onların yerine koymaya çalışmayız, şu veya bu sorunla ilgili olarak tamamen haksız olamayacaklarını kendimize sormaya hiç gelemeyiz, onların şikayetleri, çektikleri acılar, kurbanı oldukları haksızlıklar karşısında yumuşamaktan kaçınırız. Sadece, çoğu zaman topluluğun en militan en lâf ebesi, en aşırı kesiminin bakışı olan "bizimkiler'in" bakış açısı önemlidir.
Reklam
Bütün o iyi tanıdıklarımız çok sığ düşünüyorlar; duyguları çok yüzeysel, burunlarından ötesini gördükleri yok, tek sözcükle aptal hepsi. Kfa yetenekleri biraz daha gelişmiş olanlar ise düpedüz isterikler. Tahlil ve abes beyin etkinlikleriyle çürümüşler. Ağlayıp sızlarlar, nefret kusarlar, hezeyan halinde iftira yağdırırlar; insana yan yan yaklaşır, kaş altından bakar ve yaftayı yapıştırırlar: ''Hım, bir psikopat! '' ya da, ''Laf ebesi!'' Alnına nasıl bir yafta yapıştıracaklarını bilmedikleri kişileri de, ''Tuhaf bir adam bu, tuhaf!'' diye nitelerler. Ormanları sevmem tuhaflıktır... Doğaya, insana dolaysız, temiz, özgür bir yaklaşım kalmamış artık... Kalmamış işte!
Üstün Sanat Anlayışı
Bir başkası da küçük düşürürcesine ona laf ebesi der, güzel söz söylemek üstün bir sanat değilmiş gibi.
Sayfa 149 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Mimarların öncüleri laf ebesi oldular. Müşterilerini ve belki de kendilerini ikna etmek için çok konuşmak zorundalar.
Sayfa 8 - Hayır, laf ebeleri mimarlığın öncüleri oldular.Kitabı okuyor
Kendini şair sananlara ithafen.
Kafiyeyi tutturmuş diye sanmış kendini şair Ne mana var ne incelik işi gücü boş şiir Görmez gözü mazlumu eli gitmez yazmaya Sorsan çok hissiyatlıdır sanırsın sanki Mevlana Çiçek böcek insandan daha değerli olmuş Sanatta Gazzeli masuma hiç yer yokmuş Ne anlar acıdan aşktan sanat gösterişçisi İşi gücü boş lafla şairlik satmak tam bir laf ebesi Zan etmeyin bu sözlerim beyhudedir kibirdendir Boş şairlerin boş dizelerini okuyunca yüreğimden dökülenlerdir.
Köylüler çok sıradan, gelişmemişler, pislik içinde yüzüyorlar... Aydınlarla da iyi geçinmek çok güç. Yoruyorlar insanı. Bütün o iyi tanıdıklarımız çok sığ düşünüyorlar; duyguları çok yüzeysel, burunlarından ötesini gördükleri yok, tek sözcükle aptal hepsi. Kafa yetenekleri biraz daha gelişmiş olanlar ise düpedüz isterikler. Tahlil ve abes beyin etkinlikleriyle çürümüşler. Ağlayıp sızlarlar, nefret kusarlar, hezeyan halinde iftira yağdırırlar; insana yan yan yaklaşır, kaş altından bakar ve yaftayı yapıştırırlar: "Hım, bir psikopat!" ya da, "Laf ebesi!" Alnına nasıl bir yafta yapıştıracaklarını bilemedikleri kişileri de, "Tuhaf bir adam bu, tuhaf!" diye nitelerler. Ormanları sevmem tuhaflıktır. Et yememem de tuhaflıktır... Doğaya, insana dolaysız, temiz, özgür bir yaklaşım kalmamış artık... Kalmamış işte!
Sayfa 36 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
230 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.