Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ligarba

104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Orestes ile Elektra Argos halkı tarafından öldürülmemek için her yolu denerler. Orestes anne katili olmanın uyandır­ dığı dayanılmaz vicdan azabını hafifletmek için ardı ardına Helene, Klytaimnestra ve Apollon'u suçuna ortak etmeye çalışır. Aiskhylos'ta gördüğümüz, adaletin koruyucusu mi­ tolojik canavarlar olan Erinysler burada bedensel ağrılara ve vicdan azabına dönüşmüştür. Orestes'in mahkemesi tanrılar nezdinde değil halk meclisinde görülür. Savunmayı bir tan­ rısal güç değil suçlunun kendisi üstlenir ve söz oyunlarıyla Menelaos'u ikna etmeye çalışır. Kahramanlar arasındaki keskin zıtlaşmalar onların ka­ rakterlerini olduğu kadar dönemin ahlak değerlerini de gözler önüne serer. Menelaos Aristoteles'in vurguladığı gibi "hiçbir nedene dayandırılamayacak derecede kötü biri" ola­ rak resmedilir. Euripides'in İphigenia Aulis'te adlı oyunun­ daki Menelaos gibidir. Ağabeyi Agamemnon ile ters düştüğü noktalar yaşadığı dönemin ahlak çöküntüsüne ışık tutar.
Orestes
OrestesEuripides · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021346 okunma
Reklam
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Herakles'in cinnete kapılarak karısıyla çocuklarını öl­ dürmesi, mitin ana unsurudur. Ancak mitin aslında Herak­ les kahramanlıklarını işlediği büyük suçtan arınmak için yaparken, Euripides cinayetleri kahramanlıklardan sonraya alır. Mitolojik kahramanın ünü ve gücü doruktayken bir anda her şeyini yitirmesini anlatarak, hayatın trajik yönünü ve kaderin değişkenliği vurgular. Sophokles'in aynı adlı tragedyasında Aias'ın çılgınlığa kapılmışken yaptığı kötülüklerin farkına vardığında perişan olması gibi, Herakles de kendine geldiğinde yaptıklarına çok üzülür. Ancak iki kahramanın gösterdiği tepki, Sophokles'in görkemli dünyasından Euripides'in farklı bir ahlak anlayışının egemen olduğu sıradan insanların dünyasına geçişi simgeler. Aias hareketlerinin bedelini ödemek üzere intihar etmekten başka bir çözüm üretemez. Herakles de ilk başta bunu düşünür. Ancak Theseus, ömür boyu içini kemirecek olan vicdan azabına katlanarak yaşamaya devam etmesinin, daha büyük cesaret istediğine onu ikna eder. Euripides'in Herakles'i, Seneca'nın en önemli eserlerin­ den biri olan Hercules Furens ( Çıldır an Herkül) tragedyası­ na esin kaynağı olmuştur.
Herakles
HeraklesEuripides · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021433 okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Euripides bu son eserinde, bitmek bilmeyen kardeş kav­galarıyla yıpranan halkına birlik beraberlik çağrısında bulu­nur. Yaşlı ozan çağdaşlarına atalarının örneğini izlemelerini önerir. Önceki nesiller ülkelerini işgal etmeye gelen barbar­ lara onurlu bir şekilde karşı koyarken, çağdaşları birbirle­rine zarar verebilmek için onların yardımını dilenmektedir. Euripides bu tragedyasıyla bayraktarlığını hatip İsokrates'in yaptığı Hellen Birliği ülküsünü savunur. Makedonya Kralı Il. Philippos ile oğlu Büyük İskender bir yüzyıl sonra bu dü­ şünceyi hayata geçirmişlerdir.
İphigenia Aulis’te
İphigenia Aulis’teEuripides · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2017345 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Andromakhe tragedyası klasik dönemde kurgusunun zayıflığı yüzünden eleştiriliyordu . Ancak aynı zamanda Hermione'nin kıskançlığı ile Andromakhe'nin anne şefka­ tini çok başarılı bir şekilde ifade ettiğine de inanılıyordu. Eserde Sparta ile özdeşleştirilen Menelaos ile Hermione'nin acımasızlığı ve etik olmayan davranışları yerilir. Atina ken­ tinin ahlak anlayışını temsil eden Andromakhe'nin dav­ ranışları ise yüceltilir. Savaş yüzünden her şeyini yitiren Andromakhe'nin hikayesi Euripides'in birçok eserinde dile getirdiği savaş karşıtlığını da gözler önüne serer.
Andromakhe
AndromakheEuripides · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019456 okunma
52 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Resos'un Trakya kültüründe zamanla atlı kral­ tanrı imgesine dönüştüğü görülmektedir. İnsanı içten etkileyen, derin üzüntüye yol açan acı ölümler tragedyaların ana temasıdır. Olaylar bir gün içinde gelişir ve sona erer. Tragedyanın amacı insanları yıkıma sürükleyen yanlış tutumlar ve düşüncelerle yüzleş­ tirmek, olabilecek felaketleri önceden gösterebilmek, suçluyu bularak ruhu eğitmektir. Oysa eserinde kral Resos'un ölümünü ele almış olmasına karşın, Euripides burada bizi tragedyaya özgü içsel psikolojik tahlillere gö­ türecek bir kurguya kalkışmamıştır. Yalın şekilde Troya savaşının durumu ve yardıma gelen çok güçlü bir kralın savaş meydanında çarpışarak değil, uykuda yakalandığı ölümü söz konusudur. Fakat böyle bir ölüm tarzı halkı için onur kırıcıydı. Eserin özü de bu olsa gerek. Çünkü ko­ nunun dönemin bir diğer önemli tragedya yazarı olan Sophokles'in bir eseriyle benzerlik taşıdığını belirtmekte yarar vardır.
Resos
ResosEuripides · İş Bankası Kültür Yayınları · 2011465 okunma
Reklam
72 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Euripides Kyklops satyrikon dramasında ağırlıklı ola­ rak Homeros'tan esinlenmiştir. Sapa bir adada yaşayan tek gözlü dev onun eserinde de yamyamdır, tanrıları ve adaleti umursamaz. Ama Euripides bu karaktere komik unsurlar da ekler. Kyklops sarhoş olup sendeler, yaşlı Silenos'a karşı cinsel arzular duyar, geğirir, yellenir ve bet sesiyle şarkılar söyler. Euripides'in Polyphemos'u Homeros'unkinden biraz daha insancıldır. Şair eserini satyrikon dramanın formatına uydurabilmek için kurguda Satyrler korosuna da yer verir. Homerik hymnoslarda yer alan Dionysos'un korsanlar ta­rafından kaçırılması temasını maiyetindeki Satyrlerin bir ge­ miyle onu aramaya çıkmasıyla zenginleştirmiştir. Gemi şid­detli rüzgarlarla Kyklopsların adasına sürüklenince Silenos ile Satyrler Polyphemos'un kölesi olurlar.
Kyklops
KyklopsEuripides · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020509 okunma
79 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Medea, konusuyla olduğu kadar bazı teknik özellikle­ riyle de oldukça özgündür. Oyunun başkarakteri, seyirciler önüne çıktığı andan oyunun sonuna kadar sahneden hiç ayrılmaz. Birkaç istisna dışında tragedyalarda tanrılara yer verilmezken, eserde, birkaç kez Güneş'in torunu olduğu vur­ gulanan Medea tanrıça olarak yer alır. Bir kadın olan Me­ dea, hepsi de kendisine düşmanca duygular besleyen erkek­ lerle arka arkaya sert diyaloglara girdikten sonra onları ikna etmeyi başarır. Son olarak, eserde seyircilerin hiç de şiirsel bulmadığı gündelik ifadeler, hatta kaba ve müstehcen keli­ meler kullanılmıştır.
Medea
MedeaEuripides · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,822 okunma
125 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Tersine Dünya, öncelikle varolan sistemde erkek egemenliğinin yerine kadın egemenliğinin konması durumunda da belirleyici olanın yatak maceraları olduğunu belirlemektedir. Tersine Dünya, gerçekte tersine bir düzen demektir. İşleyen düzenin yerine başka bir düzenin kuruluşu demektir. Ancak burada Orhan Kemal’in bu değişimi hayatın tüm alanlarına yerleştirmek istemesi gözden kaçmamalıdır. Çünkü ideolojisinin kadınlar üzerinden yükselişi, diğer alanlardaki değişimlerin önünü kesmez. Çünkü tüm romanlarını sınıfsal bir temel üzerinde yükselten yazarın, bu romanına salt cinsiyetlerin yer değiştirmesi sonucu ortaya çıkan bir fantezi olaylar bütünü olarak bakmak, sığlığın çıkmazına saplanmak olur.
Tersine Dünya
Tersine DünyaOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20211,541 okunma
115 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Ethem Baran’ın öykülerinin ilk cümleleri oldukça çekici. “Derken bahar geldi.” cümlesi kitabın da açılışında yer alan öykünün ilk cümlesi. Okuyucu ustalıkla ani bir beklentinin içine giriyor, bahar gelince ne olacaktı? Bir başka öyküsü “Seksen altı yaşındaki dedemin askerlik celbi geldi; o günden beri sesi çıkmıyor.” cümlesi ile başlıyor. Çarpıcı ve trajikomik bir açılış. Elbette Dede’ye olanları merak eden okuyucu hızla öykünün içine çekiliyor. Hayata dair kesitlerin sunulduğu öykülerin öncesinin ve sonrasını merak eden okuyucu, kitabı belli bir temponun altına düşmeden bir solukta okuyor. Bozkır ve şehir arasındaki sıkışmışlık duygusu yazarın kendi yaşamından otobiyografik bir özellik midir çok net değil ama yazarın kaleminin yaşamın bu alanına çok da yabancı olmadığını düşündürüyor. “Sonra elleriyle toplayacaktı sıcaklığı, hatta avcunda saklayacaktı ve yolda giderken zaman zaman hohlayarak o sıcaklığın ömrünü uzatacaktı.” cümlesi buna güzel bir örnek. Olağanmış gibi yaşanan sıradışı hayatların izi sürülüyor yazarın öyküleriyle. ‘Alamadım Eyvah’ öyküsündeki gencin hayali ancak eski model, en ucuz arabaya sahip olabilmenin sınırlarında geziniyor. Hayali bile gerçeğin, hayatın acı gerçeklerinin etrafında dolaşacak kadar dar. Gerçek yaşamda da çokça karşılaştığımız bu ve benzeri karakterler kendilerine anlaşılır ve sağlam bir yer buluyor Ethem Baran’ın öykülerinde.
Döngel Dünya
Döngel DünyaEthem Baran · İletişim Yayınları · 2019595 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
cemil kavukçu'nun düşle gerçek arasında salınan on bir öyküsünü topladığı kitabı. kitapta, yalnızlığın, kavuşamamanın, ölüme özlemin, sürdürülemeyen ilişkilerin, yasak aşkın, veda edememenin, çocukluğun izlerini sürüyor yazar insanın içine işleyen bir türkçeyle. kitaba adını veren öykünün son cümlesi, kitabın adıyla ilgili hoş br sürprizi de barındırıyor okuyucu için.
Yalnız Uyuyanlar İçin
Yalnız Uyuyanlar İçinCemil Kavukçu · Can Yayınları · 2016514 okunma
Reklam
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Gerçi o kıvamlı sıvı süzüyor bir sürü şeyi ama yine de geliyorlar. Duyu denilen şey bitse de hatırlama kalıyor geriye. O en güçlüsü çünkü. Anıların kodları zamanın en derinlerine işleniyor. Mesela ekmeğin kokusu değil ama ekmek kokusuyla ilgili anılar geri geliyor. Pankart sesleri, açılıp kapanan demir kapılar, sehpaya çıkan arkadaşlar, Pazar kahvaltısındaki ayva reçeli, eski cezvede kaynayan yumurta, rüzgarda kuruyan nevresimler, ipte unutulmuş mandalların kararması... Hepsi aniden geri geliyor. Ama onları tutamıyorsun da. Eski sandık kokusu gibi işte
Yüklük
YüklükAhmet Büke · Can Yayınları · 2014215 okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Kekeme Çocuklar Korosu, bu koronun çocuklarına ulaşa­ bilmiş bir kitap. Kimi zaman bağıra çağıra, kimi zaman utana sıkıla, kimi zaman da dudak ucuyla söylediklerini anlayan bin­ lerce okuyucusunu buldu kitap. Bir dönemi anlatmanın çeşitli yöntemleri var ve Kekeme Çocuklar Korosu da, 1990-2000 yılları arasında İslamcılık söy­ leminin bir tarafında yer tutmuş kuşağın içinde biriktirdiklerini "dikkafalı" bir söylemle dışavurumudur. Bu yönüyle oldukça sahici bir iç dünyaya karşılık geliyor. Okuyuculardan aldığım tepkilerin büyük çoğunluğu da "benim söylemek istediklerimi yazmışsınız" cümlesini barındırıyor. Doğrudur. Bu kitabı okuyup aynı duygulanımları paylaşan herkes, kendi dünyalarında bir yerlerde bu cümleleri kurdular. Popüler kültürün hızlı yayılışı ve modern yaşam tasarımla­ rı birçok hayatı ve duyarlılığı kapitalizmin çöp kutularına yu­ varladı. Kekeme Çocuklar Korosu, içinde barındırdığı insanlar ve onların öyküleriyle kocaman bir duygu dünyasına karşılık ge­ liyor. "Bizim mahalle" deki çocukların geniş yüreklerine...
Kekeme Çocuklar Korosu
Kekeme Çocuklar KorosuTarık Tufan · Profil Yayınları · 20196,7bin okunma
63 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Ahlaken güzel olanın bu dürtüyle birleştirilebilecek nitelikte bir kavranışı olmadığı için, tensel zevk bile değerini yiti­ rir ve haremi, değişmez bir huzursuzluk kaynağıdır. Değeri sadece unufak edilebilmesinde yatan, dünyanın bizim yaşadığımız tara­ fında kötücül bir kuşkuyla karşılanan, her şeyden çok korumaya çalıştığı -ve saklayabilmek için çok haksızsca ve çirkin yollara baş­ vurduğu- düşsel mücehver başta olmak üzere, aşkla ilgili her türlü grotesklikte başarılı olur.
Güzellik ve Yücelik Duyguları Üzerine Gözlemler
Güzellik ve Yücelik Duyguları Üzerine GözlemlerImmanuel Kant · Hil Yayınları · 201076 okunma
204 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
A’mâk-ı Hayâl kitabında Ahmed Hilmi Bey, roman kahramanı Raci’nin kişiliğinde felsefenin insanı gerçek mutluluğa ulaştıramayacağını göstermek istemiştir. Ona göre gerçek mutluluk, Allaha varmak ve Evren ile Yaratıcı arasında bağı kurarak bu ilişkiyi bütünlemektir. İslam’da bu görüşü dinî yönden benimseyip açıklayan kişilerin başında Hallac-ı Mansur, Nesimi, Zünnun-i Misri, Şebusteri, Şeyh Attar, Muhiddin-i Arabî gelmektedir. Gerçekte kitaba bu yönüyle bakıldığında; kitap okura eşsiz bir düşünme sahası bırakmaktadır. Vahdet-i Vücut’ta dinî bir yön vardır. Bunu savunanlar kendi görüşlerini ayet ve hadislere dayandırmışlardır. Söz konusu bu inanç sistemine göre; insan ruhu tanrının ruhunun bir parçasıdır. İnsan ve evren tanrının bir ‘tecellisi’, görüntüsüdür.
A’mâk-ı Hayal
A’mâk-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202116,8bin okunma
159 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Masumiyet bir günahsızlık hali değil de, günahlarını, kusurlarını kabul etmek, hayatının o yüzünü görebilmektir. Çünkü günahları temize çekme iradesi ancak insanın günahkârlığını kabul etmesiyle mümkündür. Romansa söz konusu olan, bir insan eylemine ilk elden günahkârlık ve masumiyet atfetmek değil, bize bu gibi yargılarımızın yeterliliğini sorgulatacak durumlar sunabilmektir esas olan. Günahkârlığı Aziz Augustin gibi marazi ve sorunlu bir hal gibi görmedim, öyle işlemedim. Günahların kuvveti, masumiyetin çarkını bazen hızlı döndürür. Bunu yabana atmamak gerek.
Masumlar
MasumlarBurhan Sönmez · İletişim Yayıncılık · 2018631 okunma
1.147 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.