Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
++ Hûrbîniyek li ser Romana LERZê / E.Botî
Nivîskar ji serê romanê heta bi dawiyê (yan jî em dikarin bibêjin, ji binê romanê heta bi serê we) me dike nav atmosfereke bidilêşî, jan, keder û hesretê. Erê, mijara romanê ya sereke trajediya jinekê ye, lê ma wê jinê an jî kesên li derdora wê, yek car tu kêliyên dilxweşiyê nedîtine; ma henekek, tinazek, nekirine; ma cejnek, şahiyek çênebûye? Ev yekrengiya atmosfera romanê bi min rîtma wê lawaz dike.
Sayfa 91 - Nûbihar
Reklam
Yaklaşık on yıldır İbn Teymiyye'nin matbu eserlerini bizzat okuyup incelemekteyim. Bu kitapçığı hazırlarken bunları bir kere daha gözden geçirdim ve "Allah'a cihet ve mekân isnat etme" hususlarına özellikle dikkat ettim; fakat, gözüme böyle bir şey ilişmedi. İbn Teymiyye her bir eserinde bir yol izlemiş ve her yeri geldiğinde, "Allah Teâlâ'ya cihet ve mekân isnat edenleri", özellikle de Mücessime'yi reddetmiş; hatta bu gibi konularda söz söylemeyi dahi bid'at saymıştır. Kendisi, Muvâfakatu Sarîhu'l-Ma'kûl li- Sahîhi'l-Menkûl de şöyle demektedir: Allah'ın cisim, cevher, bütün hâlinde veya parçalı ve arazlarla kâim olup olmadığı, bir cihette (taraf/yön, mekân] bulunup bulunmadığı... gibi meseleler yeni/sonraki kelâmcılar tarafından ihdâs edilmiştir. Selef ve imamlar ise bunların gerek isbatı, gerekse de nefyi hususlarında tek kelime olsun söyleme mişlerdir.
Sayfa 132 - İşaret YayınlarıKitabı okudu
"uymaya çalış-ma"
"Uymaya" çalışma, ölçüsüzleşme, duramama. Savunmasız bir durumdayken çok kötü seçimler yapmış olan içgüdüsü zedelenmiş yetenekli kadınlardan oluşan çok uzun bir liste çıkarabiliriz.
6.cilt
1480.Âişe radıyallâhu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi: “Allâhumme innî eûzü bike min şerri mâ amiltü ve min şerri mâ lem a‘mel: Allahım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım işlerin şerrinden sana sığınırım.” Müslim, Zikir 65, 66.Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 32; Nesâî, Sehv 63, İstiâze 58, 59; İbni Mâce, Dua 3. ... Bundan sonra yapacağım işlerin şerrinden sözü daha kapsamlıdır. Bu sözün içine ilk bakışta, insanın o âna kadar yapmadığı, fakat ondan sonra yapabileceği günahlar girmektedir. İnsanın yapabileceği günahlar, yaptıklarından daha çok olabilir. Meselâ günahtan şiddetle sakınan bazı kimselerin bu davranışlarından dolayı gurura kapılıp kendilerini beğenmeleri başlı başına bir günahtır. Âyet-i kerîmede belirtildiği üzere, sadece zulmedenlere erişmekle kalmayan, diğer insanları da perişan edecek olan fitneler vardır [Enfâl sûresi(8), 25] İnsan bu geniş kapsamlı duayı yapmakla, başına gelebilecek sıkıntılardan da Allah’a sığınmış olmaktadır.
Reklam
Dünya yaşayışı; boştur, oyundan ibarettir.
İnkılap YayınlarıKitabı okudu
İnsanlar, suyu acı, helâk edici, esenlikten uzak mı, uzak bir denizdir; gemi de uzaktır onlardan.
İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Susmak, bilgisizin bilgisizliğine bir örtüdür, bilgineyse süs. İnsana en güç şey, susmaktır, fakat en faydalı şey, gene susmak. Dilini koru, çünkü o bir canavardır, yer seni.
İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Bilgi, cömertlik miktarıncadır. Kim daha fazla cömertse daha çok âriftir.
İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mizacım gereği hiçbir kalbin kırılmasını istemem
Sayfa 114
Nasılsın, gönlün hoş mu? Gönül aziz bir şeydir. Ağa benzer. Düzgün, sağlam olmalı ki av tutsun. Gönlü, hatırı hoş olmayan, yırtılmış ağa benzer; bir işe yaramaz. Birisinin hakkında beslenen dostluk da aşırı olmamalı, düşmanlık da. Bunların ikisinden de ağ yırtılır; ortalama gerek.
İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Söz güneşe benzer; bütün insanlar onunla ısınır, onunla yaşar. Güneş, boyuna vardır, hazırdır, herkes, herşey, boyuna onun yüzünden sıcaktır; fakat her vakit görünmez.
İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Yūsuf-ı güm-geşte bâz âyed be-Kenan gam mehor Külbe-i ahzân şeved rûzî gülistan gam mehor Ey dil gam-dide hâlet beh şeved, dil bed mekon V'in ser-i şuride bâz âyed be-sâmân, gam mehor Devr-i gerdûn ger dü rûzî ber murâd-ı mâ nereft Dâimen yeksân nebâşed hâl-i devrân, gam me-hor Hân me-şev nevmid çun vakıf neyî ez sırr-ı gayb Bâşed ender-perde bâzihây-ı pinhân, gam me-hor Ey dil er seyl-i fenâ bünyâd-ı hesti berkened Çun tu ra Nuh est keştibân ze tufân, gam me-hor Gerçi menzil bes hatarnâkest ve maksad bes baid Hiç râhî nîst kanrâ nist pâyân ğam mehor
"İçimden hiç durmaksızın yükselen o soruya, 'neden acı çekiyorum?' sorusuna, hiç Ma hiçbir karşılık bulamıyordum."
Sayfa 23 - CanKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.