Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Klasik kelimeler maalesef ağzımızdan düşmüyor yani konuştuklarımız kalbimize değmiyor. Sadece laf olsun diye söylediğimiz, ezberlediğimiz ve uygulamadıklarımız var. Hayatta uygulanmayan sözler sadece sosyal medya paylaşımıyla kalır. Bu da koca bir vakit kaybıdır. Sanal düşünür, sanal yaşarız. Arabeske bağlarız, haklı olduğumuzu iddia ederiz, saatlerce çok iyi, tertemiz insan olduğumuzu, hep iyi niyetli ve iyi niyetimizden kaybettiğimizi anlatır dururuz.
" Ailenin dini hak, mezhebi haklı, milletin köklü, dilin derin, babanın takımı şampiyon, biz hep iyi! Bu muhteşem tesadüfler, sürünün otomatik karar refleksleridir ve hürriyet için harika uyuşturuculardır. Sen seçtin ve seçebilirsin. Şüphe et ve başla. Çünkü maalesef; Özgürlüğe mahkumsun!”
Reklam
O kadar haklı ki. Ânı yasamak herkese nasip olmuyor maalesef..
Tek doğru ve gerçek olan şimdiki zamandır: Bu, gerçek anlamda doldurulan zamandır ve varlığımız sadece bu zamanda yer alır. Bu nedenle bu zamanı daima kabul edilmeye değer, mutlu bir şey olarak görüp aksiliklerden ya da acılardan bağımsız olarak her saatinin tadını olduğu gibi çıkarmalı, yani onu geçmişte yitirilmiş umutlarla ilgili surat asarak ya da gelecek için kaygılanarak berbat etmemeliyiz. Çünkü geçmişe duyduğumuz öfke ya da ona yönelik gelecek kaygısı nedeniyle anın güzel bir saatini geri tepmek ya da bu saati düşüncesizce mahvetmek aptallıktır. Kaygıya, evet kedere bile zaman ayırmak, sonra da yaşananlar hakkında düşünmek gerekir.
Sayfa 169Kitabı okudu
Ümmet olarak Kur'an ve Sünnet'in asla terk etmeyin dediği görev yerlerimizi terk ettiğimiz için askerî, siyasî ve ekonomik açıdan büyük bir bozguna uğradık. Bu bozgunla birlikte başlayan geri çekilme, elimizde kalan son okçular tepesi olan evlerimizin sınırlarına kadar dayandı. Bu geri çekilme esnasında evlerimizi müdafaa ile görevli anne ve babalar olarak maalesef iyi bir sınav veremedik. Bu müdafaanın başkomutanlarından olan analarımız, kimi zaman haklı ekonomik gerekçeler ve geçim derdiyle kimi zaman da diploma sevdasının, akademik kariyer planlarının, iş hayatının parlak ünvanlarının, çift maaş hayallerinin dayanılmaz bir ganimet sevdasına dönüşmesiyle evlerini ve asli görevlerini terk ettiler ya da terk etmek zorunda bırakıldılar. Analarımızın evlerimizden uzaklaştırılmasıyla birlikte nesillerimizi tehdit eden büyük facia başlamış oldu. Evde ana kalmayınca anaokulları açtık, huzur kalmayınca huzur evleri açtık. Ancak hiçbir suni tedbir bu bozgunun önüne geçemedi. Kreşlerin, bakıcıların ve bakımevlerinin bağrında yetişen nesillerimiz avuçlarımızdan kayıp gitti. O gün okçular tepeyi terk ettiği için Hz. Hamza (r.a) ciğeri parçalanarak şehit edilmişti. Bugün analarımız evlerimizi terk ettiği için nice Hamza'ların, Mus'ab'ların kalbleri; televizyonun, internetin ve dizilerin pençesinde, zihinleri paramparça edilerek heba edildi.
Son Okçular Tepesi; Evimiz/Ailemiz
Ümmet olarak Kur'an ve Sünnet'in asla terk etmeyin dediği görev yerlerimizi terk ettiğimiz için askerî, siyasî ve ekonomik açıdan büyük bir bozguna uğradık. Bu bozgunla birlikte başlayan geri çekilme, elimizde kalan son okçular tepesi olan evlerimizin sınırlarına kadar dayandı. Bu geri çekilme esnasında evlerimizi müdafaa ile görevli anne ve babalar olarak maalesef iyi bir sınav veremedik. Bu müdafaanın başkomutanlarından olan analarımız, kimi zaman haklı ekonomik gerekçeler ve geçim derdiyle kimi zaman da diploma sevdasının, akademik kariyer planlarının, iş hayatının parlak ünvanlarının, çift maaş hayallerinin dayanılmaz bir ganimet sevdasına dönüşmesiyle evlerini ve asli görevlerini terk ettiler ya da terk etmek zorunda bırakıldılar
Evlerimizi müdafaa ile görevli anne ve babalar olarak maalesef iyi bir sınav veremedik. Bu müdafaanın başkomutanlarından olan analarımız, kimi zaman haklı ekonomik gerekçeler ve geçim derdiyle kimi zaman da diploma sevdasının, akademik kariyer planlarının, iş hayatının parlak ünvanlarının, çift maaş hayallerinin dayanılmaz bir ganimet sevdasına dönüşmesiyle evlerini ve asli görevlerini terk ettiler ya da terk etmek zorunda bırakıldılar. Analarımızın evlerimizden uzaklaştırılmasıyla birlikte nesillerimizi tehdit eden büyük facia başlamış oldu. Evde ana kalmayınca anaokulları açtık, huzur kalmayınca huzur evleri açtık. Ancak hiçbir suni tedbir bu bozgunun önüne geçemedi. Kreşlerin, bakıcıların ve bakımevlerinin bağrında yetişen nesillerimiz avuçlarımızdan kayıp gitti.
Reklam
Aslında benim öyle özel bir yeteneğim filan yok. Ben sadece insanları iyi tanırım. Sonra maalesef en kötü şeylere inanırım. İyi bir huy değil bu. Fakat sonradan olanlar beni her zaman haklı çıkarır.
“Bak Neri kızım, bil ki her iktidar öldürür. Çünkü devletler önce kendi çıkarlarının ve bekalarının derdindedir. Tarihte bunun binlerce örneği mevcut. Az ya da çok, aleni ya da sinsice, ama sonuç hep aynı. Tıpkı Kafkas Savaşlarında olduğu gibi... Her ülkenin suçlu olduğu yönler vardır elbette. Ama benim gözümde haklı olan toprağını, yaşamını, hakkını ve özellikle de özgürlüğünü savunandır. O insanlar bu orada üç yüzyıla yakın cesaretle savaştı. Maalesef strateji ve güç haklının değil, Rus Çarının yanında oldu.”
Sayfa 107Kitabı okudu
Maalesef
Kötü değil ama insanlar gariptir, bazen iyilik yetmez insana. Sırf çok iyi olduğu için kaybeden çok insan tanıyorum. Haklı olmak, iyi olmak, her zaman beraberinde kazanmayı getirmez. Bu dünyada artık haksız da olsa, kötü de olsa güçlü olan kazanıyor...
Sayfa 162
Önemli Bulduğum Bazı Kavramlar (Bilmek Ve Olmak adlı kitabımdan alıntıdır) Bir insanın kendini geliştirmesi ve gerçekleştirmesi için bazı kavramları ve olguları bilmesini zorunlu görüyorum. Bunlardan bazılarını aşağıda açıklıyorum. Özbilinç: özbilinç en genel anlamıyla kişinin kendi duygu düşünce ve davranışlarından haberdar olma halidir.
431 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.