Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gelin görün, caddeler kan revan Gelin görün, caddeler kan revan *Pablo Neruda Yetmiyor ölüm acısı yoksul hayatlara Çocuk tabutlarından madalya dağıtıyor devlet polise.
48 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Yolculuk •Küçük bir kız çocuğu kendisini ailesiyle beraber uzun ve zor bir yolculukta bulur. Her şeyi arkalarında bırakırlar. Hayatları sonsuza kadar değişir. Ama umutlarını asla kaybetmezler. •12 dile çevrilen ve Society of Illustrators'tan altın madalya kazanan Yolculuk, başka ülkelere göçmek zorunda kalan insanların hikâyesini, çocuklar kadar büyüklere de kalbe dokunan bir incelikle anlatıyor. Kitaptan Alıntılar •Savaş başladı. ... Sanki dünyanın bütün ışıklarını söndürüyorlardı •Kuşlar da aynı bizim gibi göç ediyorlardı. Onların yolculuğu da çok uzundu ama hiç sınır geçmek zorunda değillerdi. * Yazan: Francesca Sanna * Yayınevi: Taze Kitap * Sayfa Sayısı: 44 * Yaş Grubu: 7+
Yolculuk
YolculukFrancesca Sanna · Taze Kitap · 201870 okunma
Reklam
Şükrü Baba Açıklaması
... bu adam benim babam babaların en hası mayası insan mayası yumruğu toros kayası ben beni bildim bileli ben beni bilmezden de önce istiklâl nedir bilmedi özgürlük nedir görmedi yaşamak nedir tatmadı önce ekmeğin kölesi sonra ekmeğin kölesi hâlâ ekmeğin kölesi şu rezil kepaze düzende sekiz çocuk babası benim babam şükrü baba şimdi madalya takıyor döşüne istiklâl madalyası
Sayfa 102 - Bilgi Yayınevi, 5. basım, Pdf
Afrika'da, Hindistan'da, Güneydoğu Asya'da, Güney Amerika'da, açlıktan kemikleri çıkmış bebelerin resmini çektirmek için yarışa giren ve bu yarışta binlerce lirayı bir kalemde sarfedebilen gazete ve dergilerin bulunduğu bir dünyada, en aç insanın fotoğrafını çeken foto muhabiri altın madalya ile taltif edilirken, fotoğrafı çekilen aç bebenin sırtından para kazanabilen becerikli gazeteciler tebriklere boğulurken, aç insanların kendi halleriyle başbaşa bırakılmasında bir bozukluk olsa gerek.
Sayfa 10
Afrika' da, Hindistan' da, Güneydoğu Asya' da, Güney Amerika' da açlıktan kemikleri çıkmış bebelerin resmini çektirmek için yarışa giren ve bu yarışta binlerce lirayı bir kalemde sarfedebilen gazete ve dergilerin bulunduğu bir dünyada, en aç insanın fotoğrafını çeken foto muhabiri altın madalya ile taltif edilirken, fotoğrafı çekilen aç bebenin sırtından para kazanabilen becerikli gazeteciler tebriklere boğulurken, aç insanların kendi halleriyle başbaşa bırakılmasında bir bozukluk olsa gerek.
15 - 20 yıl sonra...
Bekârlık olimpiyatlarında altın madalya alıp kürsüye çıkma şansım yüksek...
Sayfa 11 - Telos Yayıncılık Birinci Basım Mayıs 1997Kitabı okudu
Reklam
Madalyalar takılıyor. Bu madalyalar neden takılıyor? Barbarlaştığınız, birer katile dönüştüğünüz için; işte bu madalya size ülkeniz tarafından müthiş bir katil olduğunuz için veriliyor. Ve biz bu ülkelere kalkıp bir de medeni diyoruz ve katiller saygı görüyor, katiller takdir ediliyor... Ama yalnızca kitle katliamcıları böyle; tek başınıza cinayet işleseniz hapsi boylarsınız, böyle bir şeye müsaade edilmez. Sadece bazen, bütün bir toplum delirdiğinde bu savaş sayılıyor, her şey bir kenara bırakılıyor ve hakiki doğanızın ortaya çıkmasına izin veriliyor. İşte bu yüzden bir savaş olduğunda herkes kendini mutlu hissediyor. Halbuki tam tersi olması gerekir; kimse savaş çıktı diye mutlu olmamalı. Ama herkes buna seviniyor çünkü artık herkesin bir hayvan gibi davranmaya izni oluyor. Siz zaten hep böyle olmak istemiştiniz. Kültürünüz, etiketiniz, tavırlarınız daima arkada gizli olan hayvanı gizlemenin cilalı yollarıdır.
Sayfa 71 - Omega YayınlarıKitabı okudu
Tarih
"...Türkiye’den sonrası öyle bir cehennemdir ki cehennem kapısıdır Anadolu ve Türkler o kapının bekçisidirler. Bu kapıyı kontrol eden, dünyanın tüm basınç noktalarına hâkim olur. Kontrolü onlardan almanın zamanı geldi,” dedi Picot. “Thomas Edward Lawrence ve sana madalya vermeliler! Sizin mimarlığını yaptığınız bir cehennem desene,” derken
Sayfa 356 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Yaşlı bir aksakal Deli Habip'e...
"Baban padişah fermanına uydu, yerini yurdunu terk etti" dedi." Habip, "Ne dersin yani ben de mi terk edeyim? Gidecek yer kalmadı, taa buralara geldik, bıktık usandık gayrı. Babam terk etti de ne oldu? Emirlere uydularda madalya mı aldılar, ödül mü verdiler, oradan oraya sürdüler durdular," dedi.
Sayfa 245 - Gufo YayınlarıKitabı okudu
Bizde asalet ahlak ile belirlenir; parayla, mevki ve makamla, madalya ile değil.
Reklam
Bizi en büyük başarıya götüreceğini sandığımız yol, aslında sandığımız gibi bir yol değildir. Zira zihnimizdeki başarı kavramı çoğu zaman dışarıdan gelecek saçma sapan bir kazanıma hedeflenmiştir. Olimpiyatlarda madalya, ideal koca, yüklü maaş. Hayatımızı bu ölçütlere uyabilmek için harcarız. Oysa başarı; ölçülebilecek bir şey, hayat; kazanılacak bir yarış değildir. Bunların hepsi fasa fisodur aslında.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.