mimar sinan
Şimdi,Sinan'in 50'sinden sonra aşık olduğu kızın isminin "Mihr-ü mah"olduğunu ve bunun Farscada "Güneş ve Ay"anlamına geldiğini unutmadan hayal edin Edirnekapi'daki Mihrimah Sultan Camii'nin tek minaresinin arkasından güneş batarken,Üsküdar'daki Mihrimah Sultan Camii'nin iki minaresinin arasından ay doğuyor!.. Ya Rabbi!Bu nasıl bir aşk,nasıl bir matematik dehâ,nasıl bir estetik anlayış,sonsuzla nasıl bir bulusmadir?
Türkiye, anti-komünist uygulamaları hayata geçirmek konusunda hiçbir zaman gelişigüzel davranmadı. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra da devam eden MAH'ın komünist avı, 131 TKP üyesinin tutuklanmasına yol açarak 1953 yılında partiyi neredeyse tamamen bitirmişti.
Sayfa 172
Reklam
Göz gördü, gönül sevdi seni ey yüzü mâh’ım Kurbanın olam var mı benim bunda günahım *Mâh: Güzellik, ay
Sayfa 300Kitabı okudu
6/7 Eylül olaylarının fitili
"Suzan, telefonda Cumhuriyet gazetesi muhabiri Fuat Ziya Bey var. Bana Selanik'te Atatürk ün evine bomba atıldığını söylüyor. Haberi Istanbul Radyosu'ndan almış. ........... *6/7 Eylül Olaylari'nın fitilini ateşleyen bu olaydır. Bombalama üzerine Selanikte hukuk okuyan Oktay Engin ve Selanik Konsolosluğu çalışanı Hasan Uçar, Yunan makamları tarafından yakalandılar, yargılandılar ve suçlu bulundular. Oktay Engin Türkiye'ye sığındı. Eğitimini Türkiyede tamamladı. Cumhuriyet gazetesinde Atina Radyosu'nu dinlemekle görevlendirildi. Kaymakamlık yaptı. Emniyet Genel Miüdürlügü'nde Planlama ve Koordinasyon Daire Başkanlıği'na getirildi. Nevşehire vali oldu. Yassıada Mahkemeleri'nde Oktay Engin'in bombanın konulmasını sağlayan kişi olduğu, bu eylemi MAH (Milli Emniyet Hizmetleri Riyaseti) adına yaptığı üzerine kuvvetli kanaat hasıl oldu. ......... Atina A.A. (hususi muhabirimizden). Selanikte Aziz Atatürk'ün doğduğu ev ile Türk Konsolosluğu binası arasında, bahçede, saat gece yarısını dört geçe bir bomba patlamış ve bu infilak neticesinde Aziz Atatürk'ün doğduğu evin pencereleriyle Konsoloshane'nin camları hasara uğramıştır. Infilak esnasında insanca zayiat olmamıştır.."
Sayfa 378Kitabı okudu
lma ile söyleşürdi her gah Yoğdı deheni ne yapsun ol mah (1749) [Her zaman işaretlerle söyleşmedeydi. Ağzı yoktu ki, ne yapsın o ay yüzlü?]
•••Ve Sinan büyük maharetini göstererek, Üsküdar iskelesinin karşısındaki camiyi yapmış ama bu yetmemiş, ikinci bir cami daha istemiş güzel sultan. Bunun üzerine Sinan ikinci Mihrümah Sultan Camii'ni de Edirnekapı'ya yapmış. Ama bu iki caminin Mihrümah Sultan'ın ismine gönderme yapan bir özelliği varmış. Mihr, güneş demekmiş, mah ise ay, yani sultanın ismi güneş ve aymış. Sinan güneşin battığı yere bir cami, ayın doğduğu yere başka bir cami yaparak sultana olan sevgisini en anlamlı biçimde dile getirmiş. Ve Mihrümah Sultan yılda bir kez, günbatımında, Edirnekapı'daki caminin minaresinin arkasında güneş batarken Üsküdar'daki caminin minarelerinin arasından doğan ayı izlermiş.
Sayfa 619Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.