" Evi dağılanın yurdu genişler mi?"
"Ev hayallerde hep kendisine dönülen midir?"
"Ev, içinde düşlemeyi barındırdığı için mi ömrümüz boyunca her kurduğumuz düşte dönüp gelmek isteriz?"
Akademik yayınlarla içli dışlı olarak geçen uzun bir süreden sonra beni içine çeken bir roman oldu.
İlk sayfalardan itibaren Neylan'ın yaşadıklarını ta içimde hissettim. Onun katarsis yolculuğunda ise adım adım kendisiyle ferahladım, nefes aldım.
Yeri geldi çok kızdım ona, yeri geldi çok üzüldüm. Ama anladım onu. Canımı çok acıtan bir sahneyi de yazmadan geçmek istemiyorum: Neylan ve Levent pygmalion etkisi üzerine konuşurken Neylan, Levent'in kendisine nasihat ettiğini sanıyor. Oysa Levent yeni açacağı sergisinin içeriğinden bahsediyor. Satır arasında bir cümle ama beni çok etkiledi. Kadının, narsist bir âşık karşısındaki umut kırıntısı..
***
Yazarın kalemi çok güçlü. Altını çizmek istediğim, "Dur bir dakika!" deyip üzerinde düşünmek istediğim çok cümle oldu. Hatta pek çok!
***
İşin teknik kısmına gelince ise güzel bir kurgu ancak tahmin edilebilir. Yazarın ortaya attığı ekmek kırıntıları, aslında "uzak bir masal"ın şifresini çok erken ele vermiş. Yanı sıra roman kişilerin hepsinin aynı üslupla konuşması da gerçekliği zedelemiş. Doğu topraklarında ikamet eden kişilerin muntazam bir İstanbul Türkçesi ile konuşması yapay kalmış. Sadece Şeyh ve Ebe kadın beni kendisine inandırdı.
Bununla birlikte anlatının içinde farklı disiplinlerin ustaca yerleştirilmiş olduğunu söylemek de gerekir. Resim, heykel, psikanaliz güzel bir tat katmış. Bunu seviyorum.
Bir kadın olarak, bir kadının küllerinden yeniden doğuşuna şahit olmak güzel bir yolculuk oldu benim için. Önyargılı başlasam elimden bırakmak istemediğim bir roman oldu.
İrem Hanım'ın takipçisi olacağım:)
Uzak Bir Masalİrem Uzunhasanoğlu · Doğan Kitap · 2023103 okunma
Yazarın kalemi öyle tatlı ki okumaya doyamıyorsunuz... Stres dolu yaşamdan uzaklaşıp bir nebze rahatlamak için ideal bir kitap... Israrla tavsiye ederim... Mutlu okumalar...
İnsan, bir anlamı olduğuna kani olduğu zaman dayanılmaz acılara katlanabilir; ancak bütün şanssızlıkların doruğundayken "aptalın birinin uydurduğu bir masal" içinde yer aldığım kabul etmek zorunda kalırsa yıkılır.
Masal Terapi kitabı İle tanışmış masallara çok önem veren bu pozitif ruhlu şahsiyeti takip etmeye başlamıştım. Bu kitabı da hep dikkatimi çekmiş ama fiyatından dolayı alamamıştım (ki hala alamadım çok pahalı maalesef kitaplar) neyseki kitabı okuma şansım oldu. Masal Terapi ile ilgilenmeye başladığım bu dönemlerde
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde... Cinler cirit oynarken eski hamam içinde. Bir serçe kanatını, kırk katıra yüklettim. Ne az gittim ne uz gittim; serçenin kanatını Kaf dağına ilettim. Bir sinek bir kartalı sallayıp vurdu yere. Yalan değil gerçektir. Yer yarıldı masal çıktı, masaldan da Keloğlan çıktı.
Nerede, de bana, o taçlı hükümdarları Yemen'in? De bana, onların taçlar içinde bile taç olan taçları ne oldu?
Şeddad'ın cennet diyerek kurduğu saraylar ülkesi İrem, Sasanilerin ebedi sanılan devleti ne oldu?
Altınları yığdı yığdı da bir dağ yaptı Karun, hani o dağ?
Hani Ad. hani Adnan. hani Kahtan. dünya nimetlerinin köpüren yurdu?
Reddi mümkün olmayan bir håle uğradılar. Bir masal oldu onlar.
Bir varmış bir yokmuş. Bir toz toprak bulutu.
O taçlar, o devletler, o mülkler saltanatlar, bir rüyadır artık.
Her biri, hayalden geçen gölge gibi, zamandan geçip durdu.
Her şeyden önce uzak hatıralarım vardı benim, onu önce rüyalarımda yaşadım, sonra yıllar içinde sözcüklerimi buldum, gerçeğimi buldum, bulduğum anda tüm anılarım hikâyelere dönüşmeye başladı. Hangisi gerçek, hangisi hayal artık bilemiyordum. Kâh unuttum kâh hatırladım. Unutulmaya yüz tutan tüm hikâyelerimi derin sulara batırdım, göklere saldım, üzerine topraklar attım. Böylece kaybettiğimi sandım ya da kaybettiğimi umdum.
O gece kendi içime uzandım, orada uzun süre sere serpe yattım.
Ve nakış işlercesine kendimi yeniden yarattım. Kıymetli bir cevher çıkarırcasına, zahmetle, kanımla, canımla içimden çekip çıkardım. İşte anlatılmaya değer yegâne hikâyem de bu oldu.”
Neylan, narsist heykeltıraş Levent’in hünerli elleriyle acılı, eksik, hüzünlü, seven ama sevilmeyen, yaralı, kırgın bir tanrıça olarak şekillenirken, kendi hikâyesinin çok uzak topraklarda, nergis kokulu bir kasabada yazıldığını bilmiyordu. Bir gün annesinin verdiği bir haber, Levent’ten koşar adım uzaklaşan adımlarını o kasabaya çevirdi. Hayatla hikâyenin iç içe geçtiği bu büyülü topraklarda Neylan köklerini, kendisinden gizlenen gerçekleri bulacaktı. Her yeni yolun sonunda yeni bir insan, yeni bir hikâye vardı.
Uzak Bir Masalİrem Uzunhasanoğlu · Doğan Kitap · 2023103 okunma
Masal dünyanın hayal insanlarıyız biz,
Biraz düş topluyoruz, çokça gerçek,
Ceplerimizde tümlükler, yarımlar,
Göğsümüzde koca bir evren sımsıkı sarmalanmış,
Biraz varız, biraz yoğuz bu yalan dünyanın içinde…
Çocuğu için bir evliliğin içinde kalmaya devam eden ebeveynlerin şunu anlamasını çok isterdim, fiziksel olarak bir yerde durmanın önemine inanırken çocuklarını daha korkunç bir mutsuzluğun içine hapsediyorlar ve onların ileride kendileri gibi mutsuz ilişkiler kurmalarına ve hatta o döngüde sıkışıp kalmalarına yol açıyorlardı.
Dünyanın var olduğunu, döndüğünü, yüzde bilmem kaçının sularla kaplı olduğunu bilim insanlarından duyduğumuz ya da kitaplardan şuradan buradan öğrendiğimiz kadarıyla biliriz ama bu her gün düşündüğümüz bir şey değildir. Ta ki ışıklı bir dğnya küresi görene kadar. Plastikten yapılmış o maket küreyi gördüğümüzde neyin içinde olduğumuzu ve gerçekliğin büyüklüğünü algılarız.
Merhaba canlar
@pamukokumalar ın #pamukileyabancıyazar etkinliği için yarım kalan serimi tamamlamayı seçtim. Böylece #perihalkı serisinin üçüncü kitabı olan #hiçliğinkraliçesi okunanlar arasında yerini almış oldu.
Periler diyarına bir insan hükmederse ne olur bilmem ama olası şeyleri okuması çok keyifli oluyormuş.
İlk kitap olan #zalimprens te periler diyarına gitmek zorunda kalan ikisi fani olan üç kardeşi tanımış ve entrikalar içinde yüzen yeni dünyamıza uyum sağlamaya çalışmıştık. Keza
ikinci kitap olan #lanetlikral da aynı şekilde ilerlerken çıkar hesaplaşmaları baş göstermiş, sürpriz bir sonla bitmesine rağmen beklentimin altında kalmıştı.
Hiçliğin Kraliçesi'nin ise tam bir masal tadında ilerlediğini söyleyebilirim. Yeni anlaşmalar, olası savaşlar, gerçekleşen kehanetler yaşanırken aşk ön plana çıkarılmış.
İlk kitaptan itibaren söylediğim gibi, fantastik okumaya yeni başlayanlar için keyifli bir giriş olabilir. Benim gibi çoktan epik fantastiğe geçiş yaptıysanız, çabucak okuyabileceğiniz çerez dediğimiz kategoriye ekleyebilirsiniz.
Keyifli okumalarınız daim olsun...
Kitapla kalın...