Kimsenin okumadığı ama herkesin bildiği kitaplar serisine hoş geldiniz...
Bugün sizler için misyonerlik görevi üstlenmeyeceğim ya da irşad yapmaya kalkışmayacağım. Papini'nin de dediği gibi: "En derin gerçeklik, her zaman geç ya da en son keşfedilendir." (#38937533) Bu yüzden de sizlere gerçeği anlatmak
Şüphesiz Tolstoy, Rus edebiyatının en büyük isimlerinden birisidir. Özelikle uzun romanlarıyla dünya edebiyat tarihinde önemli bir yer edinmiştir diye düşünüyorum. Bunlar Savaş ve Barış, Anna Karenina ve Diriliş eserleridir. Ben şu an itibariyle ilk ikisini okudum, üçüncüsünün de konusunu biliyorum. Bunlarda ortak olan bir nokta var ki bu yüzden
Yaşıyoruz öylesine; derine inmeden, hiç düşünmeden... Varoluşumuzun nedenini bile bilmeden...
En son ne zaman sorduk kendimize "Yaşama amacımız ne?" diye! Hikayenin sonuna geldiğimizde ne olacak diye! Cevaplardan mı korkuyoruz yoksa soru sormaktan mı kaçınıyoruz sence?
Gerçek hayatta kaçındığımız sorular ve/veya korktuğumuz cevapları
İnsanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Oysa ki, kitabı okuyan da sizsiniz.
Aklınızı başınıza toplamayacak mısınız?
(Bakara Süresi 44)
Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği farketmezsin? Kendi gözünde mertek varken kardeşine nasıl, ‘İzin ver, gözündeki çöpü çıkarayım’ dersin?
(İncil: