Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Herkes" der Debray, "gizliden gizliye var olmadığından korkar; çünkü başkaları onun var olma hakkının farkına varma- dığı sürece aslında o yoktur. Insan başkaları ondan söz ettiği - onu yücelttiği, eleştirdiği, alaya aldığı, ona iftira ettiği, onun sözlerini yinelediği sürece vardır." Başkalarını konuşturansa medyadır. Binlerce eğitimli "ciddi gazete" okurundan birkaçının derin düşünceleri yerine, kitle iletişim araçları, iki milyon kat güçlü televizyon seyircisinin oluşturduğu bir ordu tarafından hakkında konuşulma şansını sunar Medya modayı -son moda konuları, son moda senaryoları- yaratır ve oyuncuları bu senar- yolardaki satırlara uydurur. Oyuncu seçiminde önemli olan " doğruluk değeri değil", "gösteri değeri" dir.
Sayfa 228 - Ark KitapKitabı okudu
Gösteri toplumu “bir imgeler toplamı değildir” diyor Guy Debord, “onun yerine insanlar arasında imgelerin aracılık ettiği bir toplumsal ilişkidir
Reklam
Debord'un dediği gibi, gösteri toplumunda ancak görünen şey* vardır ve büyük medya genel nüfusu görünen şey üzerinde tekele yakın bir güce sahiptir. * Görüntü (ç.n.).
Postmodernizm, en azından kendi kullandığım biçimiyle, işlevi, kültürdeki yeni biçimsel özelliklerin doğuşunu -çoğu zaman örtmeceli biçimde modernleşme, sanayi sonrası ya da tüketim toplumu, medya ya da gösteri toplumu veya çokuluslu kapitalizm denilen- yeni bir toplumsal yaşamla ve yeni bir ekonomik düzenle ilişkilendirmek olan dönemleştirici bir kavramdır.
Sayfa 15 - Dost Kitabevi Yayınları, 2005.Kitabı okudu
Caddeler, sokaklar, billboardlar, reklam panoları, evler, vitrinler, gümüşlükler, televizyonlar, internet, sosyal medya uygulamaları, bedenler, kostümler, kayafetler, moda ve daha daha birçok birçok nesne,gösteri dünyasinın teşhir pratiklerini sergilemektedir. Bu gösteri mekanlarında var olmak için çabalamak, günümüz insanıın adeta alışkanlıklarına dönüşmüştür.
Seyirci devrim yapmaz, yapamaz. O yüzden dijital medya değil sokak.
Seyirci sadece, hiçbir şey bilmemesi gereken ve hiçbir şeyi hak etmeyen biri olarak düşünülmektedir. Olayların bir sonraki aşamasını öğrenmek amacıyla sürekli olarak seyreden kişi asla harekete geçmeyecektir: Seyirci olmanın koşulu budur.
Sayfa 137 - Ayrıntı Yayınları, 1996, 1.Baskı.Kitabı okudu
Reklam
Sosyal ve reel medya sadizmi rutin bir görsel sunum haline getirerek olağanlaştırır, günlük yaşamın bir parçası haline getirir. Sadece filmler ve dizilerde değil, eğlence programlarından boş zaman öldürmek için hazırlanmış paket programlara kadar, her şeyin bir savaş psikolojisiyle sunulması bir zihin iğfali olduğu kadar, sadizmin maksimize edilerek sunulmasıdır da. Rehinelerin boğazının kameralar eşliğinde kesilmesi, işkence görüntülerinin böbürlenme malzemesi olarak görsele aktarımı, sadizmin amuda kalkmış şiddet halinin görüntü ve haber olarak sosyal medyaya servis edilmesi bu işin görselleştirilmesidir. Olan bitenin bir oyun gibi sunulduğu günümüz gösteri toplumunda büyük trajediler bile insanlar tarafından bir eğlence aracı olarak görülüyor. Bu, toplumun aynası ve göstergesidir aynı zamanda.
Suçlanan altı kişi dahil, mahkemede bulunan herkes bu mahkemenin bir gösteri olduğunu biliyordu. Hatta tanıklardan biri, konuşma sırası kendine geldiğinde bunu açıkça şu şekilde ifade etmişti: "Bütün yabancı medya kanalları kazanın personel hatası sonucu olarak meydana geldiğini yayınlayacak ve bütün Sovyet [toplumu] da bu şekilde öğrenecek diye düşünüyorum. Tabii ki personel felaketten dolayı suçlu; ancak mahkemenin tanımladığı ölçüde değil. Nükleer tehlikeli reaktörlerde çalışıyorduk. Reaktörlerin bu derece patlayıcı olduğu konusunda hiçbir fikrimiz yoktu." Dyatlov da. "[Mahkemede yaşananlar] bu gibi durumlarda her zaman yaşananlardan farklı değildi," ifadesinde bulunacaktı sonradan..
Sayfa 186 - İndigo KitapKitabı okudu
Televizyon güzel bir görüntü gösterdiği ve bu görüntüyü küstah bir yalanla yorumladığında aptallar her şeyin açık seçik olduğuna inanır. Yarı seçkin kişi, neredeyse her şeyin karanlıkta kaldığını,iki yönlü olduğunu ve bilinmeyen kodlar tarafından "oluşturulduğunu" bilmekle yetinir. Daha müstesna bir elit ise ulaşabildiği bütün gizli bilgilere ve sırlara rağmen her özel durumda açıkça ayırt edilmesi güç olan doğruyu öğrenmek isteyecektir. O, bu aşkı genellikle karşılıksız kalmasına rağmen hakikatin yöntemini öğrenmekten keyif duyacaktır.
Sayfa 208 - AyrıntıKitabı okudu
Yaşamını medyatik uygarlığın ötesinde, herkesten uzakta ve gizlice tamamlamış olan Guy Debord XX. yüzyılın ikinci yarısının en önemli şahsiyetlerinden ve kahinlerinden biridir. Gösteriye katılmayı reddeden bir radikaldir!
AyrıntıKitabı okudu
77 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.