Fedailerin Kalesi Alamut kitabı hariç pek meşhur olabilmesine vesile kitabı da işin aslı yoktur. Tüm edebi ağırlığını ve araştırmalarını bu kitabın üzerine vermiş ve harika bir eserin oluşmasını sağlamıştır.
Hakkı özünde ara, O Bir'dir, ortağı yoktur. Her işi O yapar. O'na varmak tarikat yoluyla olur. Görünen de, gören de, getiren ve götüren de O'dur. Bu dünya Allah'ın denizi yanında bir damladır. Damlalar ise nerede olursa olsun, denizden ayrı değildir, denize koşar. Damlanın denize koşması bir aşktır. Gerçekler aşkla anlaşılır. Aşka varmak için toprak derecesinde mütevazı olmak gerekir. Yol isteklisi olan talip Muhammed'i, Ali'yi, On İki İmam'ı ve Mehdi'yi bilmelidir. Bilenler gerçeğe erer. Gerçeğe ermek bir pir bulmakla olur, piri bulan Hakk'ı bulur. İnsan yücedir, kin tutulmaz. Kinden kurtulmak istersen Hakk'ı özünde ara."
Kitap yorumuna geçmeden önce İlgi Sanat Kültür Yayınlarının çevirisi ve işçiliğine bikaç şey söylemek istiyorum: Yayına hazırlayan ve çeviren
Arslan Tekin İşini harika yapmış.Emek verilmiş belli, bu güzel emeğe yorum yapmadan olmazdı.Kitap biliyorsunuz 1300 sayfadan fazla bir kitap.O nedenle özel kutulu olarak 2 kitap
İhsan Oktay Anar bence yaşayan en iyi Türk yazarlardan birisi. Edebi kalitesi çok iyi. Kendini de bir o kadar geliştirmiş bir isim. Ayrıca kendisini de çok geliştirmiş bir kalem. Yozgatlı. Toprağım olması sebebiyle ekstra seviyorum kendisini. Yalan mı söyleyeyim :)) Felsefe mezunu. Doktorasını bunun üzerine yapmış. Tarihi fantastik kurgu edebiyatını Türk
Elazığ Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi’nde tedavi gören ve 1965 yılında vefat eden fotoğrafta ortada olan ve deli denilen velinin Allah'a yazdığı muhteşem mektup;
“Ben dünya kürresi,
Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden,
El-Aziz (Elazığ ) Tımarhanesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sakinlerinden; İsmi önemsiz, cismi değersiz,
Çaresiz ve kimsesiz
1150'li yıllarda İbn Tufeyl tarafından yazılan Hayy bin Yakzan gelişmiş tüm milleterin diline çevirilerek Avrupa'nın entelektüel hayatına ilham olmuş ve Spinoza , Leibnitz ve Rousseau felsefelerine etki etmiş. 1671 de Oxford getirilerek ciddi anlamda incelenmiş, 1708 de Cambridge Üniversitesi'nde profesör Simon Ockley tarafından çevirisi yapılıp bütün Avrupa' da yoğun ilgiyle okunmuş.
Peki biz ne zaman tanışıyoruz bu eserle;
İlk olarak Osmanlıca çevirisi 1923 yılında
Türkçe çevirisi 1985 yılında yapılmış.
Birileri okumuş, felsefesini yazmış, düşünce akımları oluşturmuş, dünyaya yepyeni demokratik yöntemler ve idare sistemleri öğretmiş ve uygulamış....
Biz ne yaptık peki....
Yani biz de boş durmadık evellallah...
Birileri bişey yapmadıysa, bu tüm ümitlerin bağlandığı ZKuşağı da bişey yapmayacak anlamına gelmez ki...
" Hocam sakız orucu bozar mı?" İle düşünce ve felsefe alanına çok sert bir giriş yaptık ve tüm Avrupa şokta. Çok az al kaldı Mehdi de gelmek üzere zaten. Tüm dünyaya yeniden bir nizam verecez....
(Yani dünyanın en büyük beyinlerini etkisi altına almış bir kitabı tavsiye ediyorum okuyun dememi beklemiyorsunuz heralde.)
Kitap punanı 10 üzerinden 10.
Hayy bin Yakzanİbn Tufeyl · Kapı Yayınları · 20211,597 okunma
Fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına
Bir güvercin uçurup kıtalar arasından
Çağırdın beni
Geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
Derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
Yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
Yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı
Yetim çığlıklarımı duyurmak üzre sana
Koşup geldim; iliştir beni memnu bahtına
Adını söylemek
Evet, bağnazlık ve sapkınlık. Bunlardan ötürü tarihte başımıza gelmedik kalmadı, ama hala boş beleş bir hikayeye gözümüzü yumarak inanabiliyoruz.
Şimdi İslamiyet'te şöyle bir durum var: Son peygamberin Muhammed olduğuna ve son mucizelerin de onunla birlikte bittiğine inanıyorsun. Müslümansan bundan şaşmaman gerekiyor normalde.
Peki o zaman
İnsanların çalışıp çabalayarak bilgileriyle ürettikleri dışında mucize diye bir şey yoktur. Düşmanlarımızı püskürtecek, sefaleti ortadan kaldıracak, eğitim ve rafah ekecek mucizevi güçlere sahip herhangi bir Mehdi bulunmamaktadır. Mehdi, bizim tembelliğimizin adıdır, hatta bundan da fazlasıdır, mücadele edecek imkan ve araçlarımızın karşılaştığımız sıkıntılara nazaran orantısız kaldığı durumlarda, hissettiğimiz çaresizlikle gitgide daha fazla kapıldığımız boş hayallerimizin adıdır.
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle