Hani milliyetin İslâm idi... kavmiyyet ne!
Sarılıp sımsıkı dursaydın a milliyetine.
Arnavutluk" ne demek? Var mı şeriatte yeri?
Küfr olur başka değil, kavmini sürmek ileri!
Arabın Türke; Lâzın Çerkeze, yahut Kürde,
Acemin Çinliye rüşhanı mı varmış? Nerde! Müslümanlıkta "anasır" mı olurmuş? Ne gezer! Fikr-i kavmiyyeti tel'in ediyor peygamber. En büyük düşmanıdır rûh-u Nebî tefrikanın! Adı batsın onu İslâm'a sokan kaltabanın! Şu senin. akıbetin bin bu kadar yıl evvel, Sana söylemiş iken doğru mudur şimdi cedel? Artık ey millet-i merhume, sabah oldu uyan! Sana az geldi ezanlar, diye ötsün mü bu çan? Ne Araplık, ne Türklük kalacak aç gözünü! Dinle Peygamber-i Zîşân'ın ilâhî sözünü. Türk Arapsız yaşamaz. Kim ki 'yaşar' der, delidir! Arabın, Türk ise hem sağ gözü, hem sağ elidir. Veriniz baş başa, zîra sonu hüsrân-i mübîn Ne hilâfet kalıyor ortada, billahi ne din!
Ne Araplık, ne de Türklük kalacak aç gözünü!
Dinle Peygamber-i zîşânın ilahî sözünü.
Türk Arapsız yaşamaz.Kim ki “yaşar” der delidir!
Arabın, Türk ise hem sağ gözü, hem sağ elidir.
Veriniz başbaşa, zira sonu hüsran-ı mübin
Ne Hılâfet kalıyor ortada, billahi ne din!
“Medeniyyet!” size çoktan beridir diş biliyor,
Evvelâ parçalamak, sonra da yutmak diliyor.
Mehmet Akif Ersoy
insanveisleri.blogspot.com/2024/10/2-insan...
Mutlaka bir yerlerde işitmişsinizdir, Platon’un insanın ne olduğuna dair “İki ayaklı, tüysüz bir canlıdır.” yorumunu işiten Diyojen pazardan bir tavuk alır, tüylerini yolar, akademiye getirip ortaya koyar, şöyle der: “Demek insan dediğiniz bu?”
Diyojen’in
Osmanlı’da bir Zenci Musa vardı, bilir misiniz?
‘Sudan’da bir yiğit doğar. O topraklarda yaşanan olumsuz koşullar ve kıtlıktan dolayı doğan çocuklar genelde hep zayıftırlar. Ama dünyaya gelen bu yiğit diğer çocuklara nazaran daha yapılı ve olumludur. Babasının ölümü üzerine o yiğidi dedesi büyütür. Daha iyi şartlarda yaşaması için onu, Sudan’dan
Sen ey sersem ki “Üç günlük hayâtın hükmü yok...” der de,
Sanırsın umduğun âmâdedir ferdâ-yı mahşerde;
Ne ekmiştin ki mahsûl istiyorsun bir de ferdâdan?
Senin meşrû’ olan hakkın: Bugün hüsran, yarın hüsran!