"-kapıyı kilitlemiyor musun? -diye sordu.
-hiçbir zaman kilitlemedim ki! sözde iki yıldır kilit alacağım... -gülümseyerek sonya'ya baktı.
-kilitleyecek hiçbir şeyi olmayan insanlar mutludurlar herhalde, öyle değil mi?"
“Sonra çıkıyorsun dışarı, bakıyorsun güneş hala tepede. bir cigara yakıyorsun ve yıllardır kurduğun cümleyi bilmem kaçıncı kez kuruyorsun: “napalım, kısmet değilmiş…”
"Bir kitap yazmak istediğimi söylemiştim. "İçinde öyle bir cümle olsun istiyorum ki, kitabı okuyan biri o cümleye geldiğinde kitabı birden kapatıp sımsıkı göğsüne bastırsın."
"Nerede okumuştum, hani bir idam mahkumu, ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: "yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar , sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir fırtınayla sarılmış vaziyette yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce , bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmam gerekse, o şekilde yaşamak, şu anda bir saat içinde ölecek olmaktan iyidir."