Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
'' Hayat bir kelebeğin kanadında yahut bir meleğin dudak ucundadır.'' İnsan kısa ömrü olan şeylere bağlanmamalı... Mesela kelebekler! Sevdiklerin herkese gözükmeyebilir. Mesela melekler! Bazen çok sevdiğin bir şeyi ne avucunda saklamaya ne de bırakmaya kıyabilirsin... Mesela kelebekler! Öyle uçsuz bucaksız seversin ki sadece bu olaya insanüstü güçler şahit olur Mesela melekler ! İnsan ellerinden uçup giden sevdikleri şeylerin ardından koşarken yorulurlar.. Mesela kelebekler! Çabuk unuturlar ya da hiç hatırlanmaman da mümkündür Mesela melekler Bazen sevdiğin kadar sevilemezsin. Onların kalbi senin kadar kocaman değildir. O nedenle senin gibi candan sevmeyi bilemezler. Üzülmemelisin ! Mesela kelebekler!
Sevmek kabiliyeti...
Sonra düşünün, dünyada hepimizin hoşlandığımız birçok kimseler, mesela benim hakikaten sevdiğim birçok dostlarım vardır. Şimdi ben bütün bu insanlara aşık mıyım?” Ben fikrimde ısrar ederek: “Evet,” demiştim, “en çok sevdiğinize hakikaten ve diğerlerine birer parça aşıksınız!” Maria hiç beklemediğim bir cevap vermişti: “Şu halde niçin beni kıskanmadığınızı söylüyordunuz?” Söyleyecek bir şey bulamayarak bir müddet düşündüm, sonra izah etmeye çalıştım: “İçinde hakikaten sevmek kabiliyeti olan bir insan hiçbir zaman bu sevgiyi bir kişiye inhisar ettiremez ve kimseden de böyle yapmasını bekleyemez. Ne kadar çok insanı seversek, asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi de o kadar çok ve kuvvetli severiz. Aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir.”
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
Ne zormuş insanın sevildiğini sanması. Tırnaklarıyla kazıdığı bir aşkta, tırnak kadar değerinin olmaması... Ben aşkı, kıracağını bile bile kalbini sevdiğine vermek ve bundan hiç gocunmamak olarak bildim. Uğruna ölünebilecek yaşamlar bulmalı ve sırf bunun için bile yaşamayı göze almalıydım. Aldım! Tek taraflı sevdim. Boşluktaki yanımı da ona verdim. Gözlerindeki sığınakta, kendimi kalbimden astım. '' Denize aşık olanlar gel-git'ine katlanır.'' dedim. Gitti ama gelmedi. Bir adım bile yaklaşmadı bana, hep uzakların yakını oldu. Yokluğum belki hatırlanır dedim uzak yerlerden. Ama sevilmeyen hatırlanmıyor, gerçekten yitirilmeden. İnsan neler öğreniyor yaşarken. Mesela aşk acısı kalpte oluşuyor ama asıl yarayı ruh alıyor. Yani sonunda her şarkı bitiyor ama hiçbir şarkı ölmüyor.
''Aslında en iyi aşk, değil tanımak, hiç görmediğin kişiye duyulan aşktır. Körler iyi âşık olurlar mesela.''
-Aşk acısı acıların içinde en fasulyeden olanı... -Nasıl yani? -Sen anneni kaybettin mi? -Aman Allah korusun. -Değil mi? Allah korusun. Peki sana şöyle sorsaydım: Irmak seni hiç terk etti mi? Aman Allah korusun demezdin. -Hiç bir şey anlamıyorum. Fazla kaçırdın rakıyı... -Rakıyla alakası yok insanların hayatındaki insanları hep yanlış
Eylülde çıkacak olan kitaptan alıntıdır.
''...boşversene biz aşık olmayalım birbirimize konsere gidelim biz, maça gidip küfür edelim. uçurtma uçuralım ya da kumsalda uzanıp deli gibi içelim. gece de yıldızlara bakalım mesela. bisiklette gezerken yağmur yağsın, sırılsıklam olalım. benimle kek yap, balık tutalım, sonra tekrar denize atalım boşver aşık olmayalım biz. aşk korkutucu beraber eğlenelim en iyisi ama hep benimle uyu...''
Reklam
Sen benim olamadıklarım ol İyi ol mesela, mutlu ol, huzurlu ol Ve seni bana sevdirene emanet ol…
Mutluluk hep başka yerlerde arandığı için bulunamayan bir şey. Kısa vadeli mutlulukların hastayız. Aşk gibi, hoşlanmak gibi, küçük heyecanlar gibi... Dünyanın en zengin insanı olabilirsin, sayamayacak kadar çok paran olabilir ama bilirsin ki para yenen bir şey değil. Şunu anlamıyorum ben mesela. Bankalarda milyonlarca dolar para dururken; çocuklar neden açlıktan ölüyor? Bunun cevabını verebilecek bir tek insan bile yok. Ölmesin işte o çocuklar. Bankalarda, kasalarda duran paranın kimseye faydası yok. Bizim daha fazla ekmeğe, daha fazla suya ihtiyacımız var. Her şeyden önce daha fazla sevgiye ihtiyacımız var.
İnsan duvarları olmayan tapınakta Bir gece uyusa Sanıyor ki kederi azalacak. Ama yetmiyor Bezler bağlıyor Bulduğu her ağaca. Hikayeler anlatıyor İnanıyor aşkın hep olacağına.
"E haliyle. Şimdi karşıma çıkacak biriyle mesela yaşayacağım aşk, farklı olacaktır. Ben kıymet bilecek yaşa geldim. Sadece hayatıma alacağım sevgilinin değil, dostlarımın, her şeyin fazlasıyla kıymetini bilen bir adamım artık. Gençlikte hoyratça harcıyoruz bazı şeyleri, "yaaa madem öyle, bitti o zaman bu iş!" diyoruz, şimdi o lafı o kadar kolay etmiyorsun. "Kapı açık, arkanı dön ve çık!" şarkısını, o kadar kolay söylemiyorsun. O kadar kolay Ajda Pekkan olamıyorsun! "Bunu yarın konuşalım" demeyi öğreniyorsun. Çünkü aslında sadece aşk değil, hayata ait dünyada çok az şey olduğunu anlıyorsun. Bütün dünya, bir avuca sığacak kadar şeye indirgeniyor. gençken daha fani ve tali şeylerin peşinde oluyorsun. Mesela laf oturtmaya bayılıyorsun, birinin ağzının payını vermek senin için bir güç göstergesi haline geliyor. Bir yaştan sonra böyle şeylere tenezzül etmemeyi öğreniyorsun. Yaşamı bir kendini oldurma, kamil olma süreci olarak görüyorsun. Ben öyle görüyorum..."
Reklam
"Hayır dostum, hayır" diyordu. "Aşk hiç de sizin söylediğiniz basit sempati veya bazen derin olabilen sevgi değildir. O büsbütün başka bizim tahlil edemediğimiz öyle bir histir ki, nereden geldiğini bilmediğimiz gibi, günün birinde nereye kaçıp gittiğini de bilmeyiz. Halbuki arkadaşlık devamlidir ve anlaşmaya bağlıdır. Nasıl başladığını gösterebilir ve bozulursa bunun sebeplerini tahlil edebiliriz. Aşka girmeyen şey ise tahlildir. Sonra düşünün dünyada hepimizin hoşlandığımız birçok kimseler mesela benim sevdiğim birçok dostlarım vardır. Şimdi ben bütün bu insanlara aşık mıyım?"
Sayfa 107 - brokefriendforeverrKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.