Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Sen yanlış anladın beni. Ben bana yaptıklarına değil, yapmadıklarına gücendim aslında. Mesela "aramadın,sevmedin, özlemedin, dönmedin.."
Ne ağır bir yük kendin olamamak...
"Ben de mesela, insanlar ta benim oraya kadar gülmeye geliyorlar diye fıkra anlatırım. Üstümde hü­zün olduğu zaman bile onlar için komik olmaya çalışırım."
Reklam
Oysa ki sadece kuş uçmuş :d
Adı üstünde bunlar benim tahrir vazifelerim. Şunca yıl yaşadıktan sonra vazifemin yazmak olduğunu nihayet anladım. Bence daha şiddetlisi yazmakla vazifeli olduğumu anladım. Yaşayan insanlara birer vazife düşüyorsa bana da düşen de yazmaktır. Bu kadarını serinkanlılıkla kabul edebiliyorum. Bana şiddetli gelen yazmakla vazifeli oluşumdur. Yazmaya sürgün olduğum duygusu ediniyorum bundan. Oysa ben yazmaktan hep kaçtım. Yazmak, ürküntü verici, ürpertici geldi bana hep. Nasıl olur da bir insan birkaç kelimeyi seçerek yanyana getirir ve onları sabit kılma cesaretini gösterebilir? Mesela herkese pek basit görünen bir cümleyi, "pencereden kuş uçtu" gibi bir cümleyi hangi cesaretle yazıya geçirebilir? Bu cümleyi oluşturan kuş-pencere-uçmak kelimelerinin nereden gelip nereye gittiklerini bir insanın kolaylıkla bilebileceği benim aklıma sığmaz. Üstelik bu cümlede cereyan ettiği dile getirilen vakıanın gerçekten vuku bulup bulmadığını bilmek, vuku bulduysa ne anlam taşıdığını bilmek de zor iş. Hâsılı, yazmak hodbince bir eylem olarak göründü bana. Yazmaya kalkışanlar mağrur kimselerdi.
Ben aylardan en çok eylülü seviyorum ama belki de Ekim eylülden çok daha güzel bir ay olur kimbilir yalnizliktan televizyon karşısında uyuklamadigim kafamı dağıtmak için temizliğin dibine vuramadigim ve bir parça olsun kendimi iyi hissetmek için alışveriş yapıp mağaza vitrinlerinde soluklanmadigim bir ay gibi falan mesela neden olmasın bakrsin olur mu olur ! Oysa ben televizyon karşısında uyuklamak yerine kendimj güvende hissedebilecegim bir omuzu kafamı dağıtıp kendimi iyi hissetmek için çıldırmış Gibi temizlik yapmak yerine içten bir sohbet ve mutlu olmak için alışveriş yapmak yerine sıcaklik ve samimiyet hissedeceğim elleri tercih ederdim ama hayat işte kendi tercihlerin yerine sana verdikleriyle yetinmek zorunda kaliyorsun genelde 😏
kizlar okul sizi de cok dusunduruyor mu yoksa ben mi bozugum,, arkadas grubunuzu, size karsi olan tavirlarini, yaptiklarinizi ve soylediklerinizi falan eve gelince 2 3 saat overthinkliyor musunuz mesela
Evlilik safi cinsel ilişki ya da çocuk için oluşturulmuş bir oluşum olmamalıdır. Türlü yemeğindeki domatestir mesela cinselliğin evlilikteki mesabesi, yağ da çocuk mesela. Ama tam değil lezzet, hala bir şeyler eksik. Hayatın her bağlamında bütünsel bir güzelliğe dönüşüm/değişim olmalı ki, lezzet büsbütün hale gelmeli ki, partnerinle evliliğe kapı aralansın, ihtimalden bahsedilsin. Aksini düşünenler alt beyinden üst beyine erişememiş olanlardır. Benle saatlerce muhabbet edemeyen adamın cinselliğini napayım ben. Ama beni koruyan kollayan seven sohbeti iyi, ahlakı iyi, bilgisi ve kültürü iyi bir adam her türlü tercihim olur. Hele aşkın bir oluşum olan cinselliği edna bir oluşum olan pazarlığa dönüştürenler, onu bu derece ruhi duygulardan azad edenler ve hayvani dereceye indirgeyenler büsbütün kaybedeceklerdir. Hayatı uzun süre tek başına yüklenmiş olanlar bu sözlerimi daha iyi anlayacaklardır.
Reklam
Velîlerin kalbi, mücellâ bir aynadır; ve oraya muhatabının her hali akseder. Meselâ, suya düşmüş bir müridi bitişik odada kurutulurken, dakikalarca zangır zangır titreyen velî...
Sonunda geldi. ... "Kirke," dedi beni görünce. O kadar. Mesela "ayak" dermiş gibi.
Sayfa 58
"Sen yanlış anladın beni. Ben bana yaptıklarına değil, yapmadıklarına gücendim aslında. Mesela "aramadın,sevmedin, özlemedin, dönmedin.."
Size bir şey diyim mi insan hata yapar İnsan bazen çook büyük hatalar yapar Karşı taraf olandan büyükte görebilir hataları Ama seven asla pes etmez bakın beni yabana atın ama bu dediğimi unutmayın sevginin aşamayacağı tek bir kalem yok benim için. Yeter ki nasuh tövbesi edilsin defalarca tövbeyi rabbim kabul ediyorsa siz neden affetmiyorsunuz ? Affedilmek küçültüyor mu sizi yada affeden büyük mü affedilenden? yanılıyorsunuz. Tövbe etmekten korktuğunuz kadar hata yapmaktan korkmuyorsunuz. Bir elimin parmaklarını geçmez güvendiklerim her kucak açtıklarında sımsıkı sarılacaklarm.. mesela en çok serçe parmağıma güvenirim en naifi en kırılganı hep sever okşarım sarıya boyarım yanaklarını en çok o acıtmıştır beni en çok o bana ait değil gibi başına buyruk en çok onu sarar sarmalarım.. Bir de rica ediyorum aşkı sormayın bana yıllar oluyor ben kalbimi bir göçebeye hibe edeli .. Ve eklemek istiyorum ki gerçek sevgi ne yaslanırsa yaşansın geri dönmekti r ..
Reklam
136 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Elinize ütopyanızı yaratma fırsatı geçse ne kadar ileri giderdiniz?
Edogawa Rampo yani uzak doğunun Edgar Allan Poe 'sunun bir diğer kitabı olan "Panorama Adası' nın tuhaf hikayesi" ile karşınızdayım. Ben yazarın bir kitabını okumuştum daha önce ve japon klasiklerindd benim sevdiğim türlerin polisiye ve fantastik olanlar olduğuna kanaat getirmiştim. Mesela Osamu Dazai asla bana hitap etmiyor. Aşırı kasvetli, bunalım hikayeler yazıyor bence. Ama bu tip kitapları okumayı sevenler de var. Benim bu okuduğum türleri sevmeyenler olduğu gibi ben de onları sevemiyorum . Zevk meselesi yani yapacak bişey yok Kitabımızda zar zor geçinen, hayal dünyasının şekillendirdiği ütopik dünyalarda yaşamayı hayal eden bir yazarımız var. İsmi Hitomi Hirosuke. Bir gün bu yazarın eline bu kurduğu ütopik dünyayı yaratma fırsatı geçiyor ve bunu hayata geçirmek için akıl almaz işlere girişiyor. Arka kapak yazısı bence çok fazla spoiler içeriyor. Bu yüzden paylaşmıyorum. Ama merak ediyorsanız arka kapak yazısını okuyabilirsiniz. Polisiye-gizem türünde okuma yapmayı, Edgar Allan poe kalemini bilenleri ve japon klasiklerini sevenleri mutlu edecek bir kitap olduğunu düşünüyorum. Okuyacak olanlara keyifli okumalar diliyorum
Panorama Adası’nın Tuhaf Hikâyesi
Panorama Adası’nın Tuhaf HikâyesiEdogawa Rampo · İthaki Yayınları · 2023121 okunma
Hayat o kadar hızlı akıp gidiyor ki insan hiçbir şeyin farkına varamıyor. Ama ne zaman ki yaşlanıyor, etrafına verdiği zararları yavaş yavaş hatırlamaya başlıyor. Sonra da diyor ki 'Şimdiki aklım olsa hayatta yapmam!' diyor da, ne fayda? Mesela ben biliyorum ki bin defa da doğsam bin defa pişman olurum doğduğuma. Belki de can yakmak için gelmişimdir bu dünyaya bir de pişman olmak için? Gerisi de biraz tango, biraz palavra…
Hayatı bir oyuna benzetirim ben. Mesela bir insanın her günü birbirine benzer. Her insan başarılı, saygın, zengin, mutlu ve huzurlu olmak ister fakat bu farklılıklara ulaşabilmek için hiçbir çaba göstermez, yani aynı şeyleri yapmaya devam eder. Fakat bunları yaparken de her seferinde farklı bir sonuç almasını bekler. Birbirini sürekli tekrar eden bu hayat zinciri zamanla paslanır. Oyun böylece sonsuza dek devam eder. Farklı bir şeyler yapmaya başlayan insanların bir anda gözleri açılır. Oyunun yeni aşamalarını ilk kez onlar görmüştür ve daha da ileri gidebilmek için çaba gösterirler. Bu onlar için yeni bir şeydir çünkü.
331 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Kitap üzerine inceleme yazmadan önce bende neler bırakmış diye önce kendimi inceledim epey bi süre. Biter bitmez üzerine konuşulacak, yazılacak bir eser olmadığı gibi ne anlatıldığını ya da ne anladığınızı görmek için kitabı iyice sindirmek şart. Bu süreçte kitap hakkındaki incelemeleri okudum, izledim. Gözden kaçırdığım neler var ya da benim
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,5bin okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.