Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir yüksek kürsüye cübbeyle çıkmak cellatlığa meşruiyet kazandırmaz hiçbir zaman!
Sayfa 228 - Uğur mumcuKitabı okuyor
Sultan İbrahim, Osmanlı tarihinin mağdur padişahlarından biridir. Askeri ve siyasi bir ihtilal sonucu tahttan indirildiği için, hakkında söylenenlere şüphe ile yaklaşmak gerekmektedir. Kendisini kötü bir şekilde öldürenler, yaptıkları işe meşruiyet kazandırmak için ona "deli" damgası vurmuşlardı. Fakat bu damga, Sultan İbrahim'in saltanatı boyunca meydana gelen olaylarla tam bir tezat teşkil et- mektedir. Yani Sultan İbrahim döneminde yapılan icraatlar, kendisine vurulan deli damgasının aksine, aklı başında bir insanın yaptığı şeylerdi...
Sayfa 57 - Akçağ
Reklam
Din ve siyaset dili butünleştiğı zaman, ayrılıkçı duruşlar, dinden meşruiyet temin edebilırler.
Sosyolojik açıdan one çıkan, dinin üç temel niteliğini hatırlamakta yarar vardır: Meşrulaştırıcılık, sembolik bütünleştiricilik ve sosyalleştirme. Insanoğlu, yapıp ettiklerinin anlamlı olmasınım yanında, meşru olmasını da istemektedir. Herhangi bir fikrin, düşüncenin ve eylemin, toplumun tüm katmanlarında görülebilir şekilde meşruiyet kazanabilmesi için din tarafından onaylanmış olması gerekmektedir. Belki de bu sebepten, tarih boyunca siyasi açıdan egemen olanlar, "din"i ve "din alanını" hiç rahat bırakmamışlardır.
Çağdaş bir devlet ve cumhuriyette 'durumdan görev çıkarma' gibi hukuk ve mantık hilelerinin de bu 'hile'lere meşruiyet atfeden ideolojik hurafelerin de yeri yoktur.
Gazetecilikte yanlış olan tek bir gerçek tüm esere önyargılı yaklaşılmasına neden olur. Buna karşılık, kurguda doğru olan tek bir gerçek tüm esere meşruiyet kazandırır. Tek fark budur ve yazarın kararlılığında yatar. Bir romancı, insanları buna inandırdığı sürece istediği her şeyi yapabilir.
Reklam
Tatar kabileleri, beylik topraklarını meşruiyet ve anane yönünden Giray’lara eşit olan atalarından tevarüs edilmiş olarak kabul ediyorlardı. Hanın memurları oralarda vergi toplamak ve davalara bakmak gibi basit işlemleri bile yapamazlardı.
1258 yılında önlerine çıkan her şeyi yakıp yıkan Moğol istilacılar Bağdat'ı ele geçirip son Abbasi halifesini infaz edince, tarihi bir kurum olan hilafetin de sonu gelmiş.oldu. Bundan sonra fiili siyasal iktidar kuramsal olarak da, uygulamada da sultanlara geçti. Halifeler ise, gölgeleri dünyaya vuran hayaletler olarak yaşamaya devam etti. 1261 yılında Mısır'daki Memlük Sultanı Baybars, Bağdat'tan kaçıp Mısır'a göçen Abbasi hanedanından bir prensi, Kahiredeki kendi sarayında halifeye yaraşır bir tarzda yeni halife ilan etti, ama filen hiçbir iktidarı olmayan bir halifelikti bu. Hilafetin çöküşü ve bitişinden sonra bile Sünni Müslüman hükümdarlar iktidarlarına meşruiyet kazandıracak, İslam'ın önceliğini ve islam aleminin birliğini resmen ifade edecek bir otorite arayışını sürdürmüşlerdir. Abbasi halifelerinin soyundan bir sülale iki üz elli yıl süreyle Mısır'daki Memlüklerin himayesinde Kahire'de iktidarsız halifeliklerini sürdürmüşlerdir. Hatta Osmanlılar ve Hindistan Müslümanları gibi bazı toplumlar Memlüklerin bu halifeliklerini bir ölçüde tanımışlardır da. Fakat 1517de Osmanlnlar Memlük sultanlığını fethedip Kahire'deki gölge Abbasi halifesini makamımdan indirince bu gölge halifelik de sona ermişti.
"27 Aralık 1919 günü Mustafa Kemal Paşa dan Ankara'ya geldiğinde çok varlıklı olmasa da belirli bir servet birikimine sahip, muhafazakâr görünümlü ancak dünya ile teması bulunan ve gayet örgütlü bir şehir ile karşılaşmıştı. Asıl önemlisi, stratejik önemi haiz demir yolu Ankara'ya kadar uzanmıştı. Ankara halkının Mustafa Kemal Paşa'ya ve teşebbüslerine desteği de açıktı. Bu yüzden Ankara, Millî Mücadele'nin merkezi haline geldi. Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşuyla da İstanbul hareketi Ankara'ya ve dolayısıyla Anadolu'ya entegre oldu. Ayrıca İstanbul'daki meclisin Ankara'ya taşınması bir meşruiyet esası olarak kullanıldı. İstanbul'daki hükümet artık işlevlerini yerine getirememesi sebebiyle millet adına bütün karar organlarının Ankara'da toplandığı vurgulandı. Ankara'nın Milli Mücadele'nin kazanılmasındaki rolü ise hiçbir zaman unutulmadı." İlber Ortaylı
Sayfa 25 - Kronik Kitap / 4. Baski
Zira İslâm, eğlence ve şakayı meşruiyet hudutları içinde ve şahsiyet zaafina kapı açmayacak şekliyle hoş karşılar ve reddetmez.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.