"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Bir mezarın tarihi seyri nasıl olur bilir misiniz?
Her şey bir ölümle başlar!
Kiminin fiyakalı bir mezar taşı olur kiminin daha sade.
Zaman geçer, ilk günlerde kalabalık olan mezar yalnızlaşmaya başlar. Üzerinde otlar biter. Daha da zaman geçer ve yazıları dahi silinmeye yüz tutar. Taze ölülerin başı kalabalıkken onun gelen gideni olmaz. Diğer
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 164 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim.
Bu
Ölümden bahsettin bana:
Bir servi, bir avuç toprak
Ve bir mezar taşından.
Seninle
Yokluğu aşmayı,
Allah'a yaklaşmayı düşündüm de
Gül bahçesine döndü gözümde kabristan.
......
Bir Mezar Taşı:
"Gaspi Ç.
2018 - 2021
Amirin Kızı
Cinayet Büro'nun Gözbebeği"
Ve bu da bir mezar taşıyla başlayan ilk inceleme sanırım. Ziyadesiyle üzen, yoran, duygulandıran bu konuya dair çok şey söylemek geçiyor içimden ama spoiler vermemek adına susuyorum.
Uzun zaman oluyordu Behzat Ç ve ekibiyle uzak düşeli. Kitaplarından,
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Penceremden, vuslata ermek için karı bekleyen Köse Dağı seyrediyorum. Hüzünlü. Nasıl olmasın ki, aralık ayında bile güneş bağrını yakarken. Üzerinde uçuşan kuşlar ise mutlu ama bir o kadar da şaşkınlar. Dağın ardına geçip geçmemekte tereddüt yaşıyorlar. Farkındalar, doğa ananın yüreğinde ters giden bir şeyler var.
Gözlerim kanatlanıp dağı
Kalbimde mezar; gülleri solmuş
Sade diken
Yalın acı
Batıyor, her “âh” çektikçe
Mezar; bir heyula, tutsak bir ruh
İsimsiz, cesetsiz
Zulmetten nur doğar mı?
Cehennemde gül yetişir mi?
Öykü kitabı ve içindeki karakterler o kadar bizden ki. İlk sayfadan son sayfaya muazzam bir keyifle okudum. Su gibi akıyor. Yazarın gözlemleri öyle altı dolu ki. Gerçeklik hakim. Sanki bir komşumuzu, akrabamızı, ruhumuzundan bir parçayı detaylandırmış gibi paragraflarda. Beklentim bu noktada değildi açıkçası. Fevkalade olmuş.
Bahtiyar Gül eğitimci bir kalem belli ediyor kendini. Bir kaç kısımda çok dikkatimi çekti. Çocukların dünyasına oldukça hakim. Karakterlerden Mustafa'yı, Fötr şapkalı amcayı, Ekrem'i ve duvar ustası Vahap amcayı çok sevdim. Tereddütsüz alınıp okunur.
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
" Neden diyorum, nasıl diyorlar
Gönül diyorum, akıl diyorlar... "
Yukarıdaki dizelerin muhteşem şairi Ümit Yaşar OĞUZCAN. Dörtlüklerinde aşk, özlem, ayrılık konuları ve büyük oğlu Vedat'ın ölümü üzerinde durmuştur.
Hatta kitabın içerisinde oğlu Vedat'a yazılan bir kaç dörtlükten birini görebilirsiniz... (Syf.146)
* - Oğlum Vedat'ın mezar taşına - *
KİM GEÇSE YANIMDAN SORARIM NERDE VEDAT
Kim geçse yanımdan sorarım - Nerde Vedat
Anlat ne olur hangi uzak yerde Vedat
Bir gül fidanıyken daha dün, bak şimdi
Kabrinde açan kırmızı güllerle Vedat.
Şairin okuduğum ilk şiir kitabı ve çok beğendim. Şiirlerindeki hüznü, duyguyu... hissettim. Şairi merak eden ya da yeni bir şiir kitabı olarak arayışta iseniz tavsiye ederim...
Keyifli okumalar.