Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
"Kim kendini bizden başkasına benzetirse bizden değildir. Giyim, kuşam, örf ve âdetlerde Kendinizi Yahudi ve Hristiyanlara benzetmeyin. Muhakkak Yahudinin selamı, el parmaklarının işaretleriyledir. Hristiyanların selamı ise, el ayasıyladır. Alın saçlarınızı makaslamayın. Bıyıklarınızı dudak hizasından kırpın. Sakalınızı dört parmağı geçtikçe yalnız düzeltin seyrekleştirin. İhtiyacın dışında câmi ve sokaklarda dolaşmayın. İç gömlekleriyle dolaşmayın. Şalvarsız dışarı çıkmayın.” İzahı: Hadîs-i şerîfteki "üzür" kelimesini "şalvar" diye tercüme ettik; maksad, avret ve bedenin çıkıntılarını göstermeyen libastır. Asr-ו Saadette Mısır civarından gelmiş bir sahabenin üzerinde, oturma anında beden çıkıntılarını ve avret yerlerini şekliyle gösteren bir libas vardı. Bunun üzerine bu hadis-i şerîf şeref sudûr olmuştur. Şimdiki pantolonlar, bu hadisle tenkid edilmektedir. "Giydikleri halde çıplaktırlar." da bunu açıklar. | İsmail Çetin, Âdab, Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015, s. 122.
Sayfa 122 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
Reklam
400 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
İnisiyasyona Dair..
Konuya ilgisi olanların bildiği bir şeydir ama genel anlamda ezoterizm; gizli sırların, derin konuların sembollerin dili kullanılarak inisiyelere aktarılmasıdır. Kitap; antik mısır, yunan, mu, atlantis vb. birçok uygarlıktaki uygulamaları ve bu uygulamaların günümüze nasıl geldiğini, ezoterizmin islamdaki yerini, batınilik ve tasavvuf anlayışını da içine alan oldukça kapsamlı bir başlangıç kitabıdır diyebiliriz. Konuya hakim olanlara basit gelecektir fakat ilgisi olup henüz bu konuda okuma yapmamış olanlar için ideal bir kitaptır. Yazarın dili oldukça sade, akıcı, anlaşılır ve kısmen tarafsız yazılmış bir eser. Daha önce kitaplarını okumadıysanız Ergün CANDAN’a kesinlikle şana verin derim :)
Ezoterizme Giriş
Ezoterizme GirişErgun Candan · Sınır Ötesi Yayınları · 2013225 okunma
DÂVÛD-İ KAYSERÎ Osmanlı Devletinin kuruluş döneminde yetişen âlim ve velîlerden. Asıl adı Dâvûd bin Mahmûd bin Muhammed, lakabı Şerefüddîn'dir. Dâvûd-i Kayserî diye meşhur olmuştur. Doğum târihi kesin olarak bilinmemekte ise de, 1258 (H.656) veya 1261 (H.659) senelerinde doğduğu tahmin edilmektedir. Kayseri'de doğmuştur. Karaman'da
Sünnet
Sünnet, dini bir uygulama değildir. İslamiyet'te de sünnetin Muhammed'in sünnetli doğduğu tevatüründen çıkarak, zamanla yerleştiği söylenir. Muhammed'in ölümünden 250 yıl sonrasına kadar böyle bir pratiğin olmadığı, artık çok sayıda ilahiyatçının da kabulü. Sünnetin ne kadar anti-İslami bir gelenek olduğunu herkese anlatmaya çalışan İslami gruplar biliyorum. Bu gruplar, Allah'ın erkeği zaten olması gerektiği gibi yarattığını savunuyorlar. Aralarında Sünnetin "şirk" olduğunu iddia edenler dahi var. Sünneti tarih, din, etik ve çocuk hakları açısından sorgulayan bir araştırma kitabı yazarı Kaan Göktaş, gazeteci Damla Çeliktaban'a verdiği röportajda sünnetin tarihçesinin Afrika dinlerine uzandığını, Yahudilerdeki geleneğin ise köle ve mahkum olarak sürülmelerinden kaynaklandığını söylüyor: 'Ana Tanrıçaya kendini adayan erkek rahipler, kendi kendilerini hadım ederek penislerini kurban sunarlardı. Sünnet bu ritüelin modern halidir. Mısır'da köleler ve mahkumlar, bir aşağılama yöntemi olarak Sünnet edilirdi. Musa'nın Mısır'dan çıkardığı insanlar köleler ve mahkumlar olduğu için, hepsi sünnetliydi. Bunu toplumsal bir işaret olarak gördüler ve devam ettirdiler. Bu şekilde de Tevrat'a girdi. Hristiyanlık 'ta yer almadı. İslam'da ise kesinlikle yok.'
"Bizim Hatay'da Şıh Köyü derler bir yer var. Orada, Fatih Sultan Mehmet Han'ın büyük oğlu Bayezid'in yaptırdığı külliyeden kalan cami, türbeler, Tuğ ve sorguçlar hâlâ durur. Kuseyri ailesi yüzyıllardır ilbeyleri, şehzadelere eğitmiş âlim bir sülaledir. Ahmet Kuseyri İşte bu köyde 1470'te dünyaya gelmiş. Eğitimini babasından almış, İmam Gazali okumuş, Endülüslü âlim Muhyiddin-i Arabi'den etkilemiş. Dergâhındaki talebeleri yedirip içirmiş, tasavvuf eğitimi vermiş. Müslüman, gayrimüslim demeden herkese kapılarını izletle açmış. 1517'de Yavuz Sultan Selim'in ordusuyla Mısır Seferine katılmış. Bugün mezarında dikili duran tuğ işte o zaferin hatırasıdır."
Sayfa 432Kitabı okudu
Reklam
Fahreddin Iraki
Fahreddin Iraki, İlhanlı dönemi şairleri içinde en güçlülerindendir. Aslen Hemedanlı olan Iraki, İlhanlılar zamanında yaşayan müelliflerin arasında önemli bir yere sahiptir. Iraki hem kendisi çok güçlü bir şair olduğundan hem de yaşadığı dönemi aydınlatıcı bilgiler verdiği için önemlidir. Iraki'nin eserleri kendi devrinde yaşayan mistik
Tengri Biz Menen!
Öncelikle Tengri inancı Türklerin, henüz İslamı bırak, İslamın babası olan Yahudi inancı bile tam olarak oluşmamışken var olan bir inançtır. Antik Türkler, herşeyi kapsayan en yüksek boyuttaki Tengri'nin varlığına inanmaktalardı. Ancak bu Tengri, İslâmiyet'teki Allah'ın aksine insanların ve evrenin diğer varlıklarının yaşam
494 syf.
10/10 puan verdi
﴾ ❦ Kalbimin Azığı ❦ ﴿
Esselâmu aleyküm ve rahmetu’llâhi ve berekâtûhû.. بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم Kûtu’l Kulûb, kitaplığımın en değerli eserlerinden. İlk ona da girer, daraltırsak ilk beşe de. Yani hiç bir eser olmasa sadece o olsa yeter derim. Tasavvufî olarak yani. İçerik olarak çok kıymetli. Eserin adını Üstad Gazâli hazretlerini yine
Kütu'l-Kulüb Cilt 1
Kütu'l-Kulüb Cilt 1Ebu Talib El-Mekki · Semerkand Basım Yayın · 201147 okunma
736 syf.
10/10 puan verdi
Niyazi Mısri ve Divan eseri hakkında yazmayı çok istememe rağmen bugüne nasip oldu. Belki de yoğun ve güçlü bir şeyler yazma fikrim, titizlenmeme, o da çıtayı yükseltmemle birlikte yazmaktan vazgeçmeme neden oldu. Ya da bir eseri de vardı onu okuyup yazmak istemem etkili oldu. Neyse ne. Önce Niyazi Mısri kimdir, onunla başlayalım. Niyazi Mısri
Niyazi Mısri Halveti Divanı
Niyazi Mısri Halveti DivanıNiyâzî-i Mısrî · Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları · 201463 okunma
Reklam
Çok sonradan öğrendim ki, insan tabiatının ifnâ edilmez bir ihtiyacı olan dervişlik, dünyanın her devrinde türlü isim ve şekillerde görünmüştü. Hindistan'da, Mısır'da, Yunanistan'da. Dinlerin özü ve cevheri demek olan tasavvuf, daha ileri basamaklarına ise Mûsevilik'te ve İsevilik'te çıktıktan sonra, kemalli¹ ve nihâî ifadesini İslâmiyet' te bulmuştu. Zîra kütlelere vahdet inanışını getiren tasavvuf, Kur'ân'ın mânâsından doğmuş bir ölçü, bir nizam ve cemiyetlere ışık tutan bir rehberdi. Bir takım yalın kat bilgi sahipleri ise, İslâm tasavvufunu ucuz ve peşin bir hükümle, Yunan ve Hint tasavvvufunun mahsul ve meyvesi kabul etmiş bulunuyorlardı. Ama İslâm dîni, nasıl geçmiş bütün dinleri içine almış ve kemâlini bulup âbideleşmiş ise, İslâm tasav- vufu da geçmiş devirlerin tamamen dışına bırakılamamakla beraber, asla bu iptidâî çıkışlara maledile- mezdi. Öyle ki bütün o eski çığırın idrak seviyesi insan ve yaratılış sırlarını beyan ederken³, İslâm tasavvufu aynı sırları ayan ediyordu.
Sayfa 92
RAŞİD HALİFELERDEN SONRA ÜMMET KİMLERLE BİRLİKTE CİHAD ETTİ?
Selefimiz, Haccac ile birlikte savaşmıştır. Emevilerde Haccac ve benzeri ordu komutanlarının kimler olduklarını bilir misin? Birinci asırda Kuzey Afrika Berberileri birkaç kez mürted oldu ve Ehli Sünnet mensupları bazı zamanlar sancağını Haricilerden olduğu bilinen bir komutana vermenin dışında bir seçenek bulamadı. O vakit Ehli Sünnet'ten
MÜSLÜMANLAR VE HIRİSTİYANLAR, TÜRKLER VE YUNANLAR
Zamanında Selçuklu devletini gözleyen [misyoner seyyah] Willem van Ruysbroeck'e göre, Selçuklu Sultanlığı'nın zirvesinde olduğu on üçüncü yüzyılda Anadolu'nun Hristiyan Yunan [Rum] nüfusu hâlâ Müslüman Türk nüfusunun on katıydı. Ayrıca iki topluluk büyük ölçüde yan yana yaşıyordu: Halkın din değiştirmeye zorlandığına dair yok
Sayfa 95 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Zenginlik ve Korku ile Lanetlenmek Bir haftadan uzun bir süredir Körfez ülkelerinin en zenginlerinden biri olan Katar'daydım. İş için gittim ancak gözlemler yapacak zamanım da oldu. Daha önce de Dubai, Abu Dhabi, Bahreyn, S.Arabistan ve Kuveyt'e çeşitli defalar gitmiştim. Müthiş bir zenginlik var bölgede. Tertemiz geniş caddeler,
176 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.