Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özlem

Özlem
@missdreamer
Okumak İptiladır Müptelalara Selam Olsun! Hulusi tontişinin annesi :) You may say im a dreamer but im not the only one...
Çumra Kanalı'nın suları Beyşehir Gölü'nden çıkarken su rengindedir; Konya Ovası'nda kan renginde... Siz buna, ovanın kırmızı toprağının rengidir diyeceksiniz; ben, Dedemköylü Mehmet'le kardeşinin kanlarının rengidir diyeceğim. Konya Ovası'nın ufukları mavi değil, sarıdır, sapsarıdır... Siz bunun, rüzgarın kaldırdığı tozlardan böyle olduğunu söyleyeceksiniz; ben, Konya hapishanesinde yatan Zağar Mehmet'in benzinin sarılığından diyeceğim.
Sayfa 94 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Zaten seni burada tek başına görünce benim gibi düşündüğünü anlamıştım. Doğru değil mi ama? Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz?"
Sayfa 39 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Sen sevgiline ne verebilirsin sanki? Kalbini mi? Pekala, ikincisine? Gene mi o? Üçüncü ve dördüncüye de mi o?.. Atma be adaşım, kaç tane kalbin var ki senin?.. Hem biliyor musun, bu aptalca bir laftır. Kalbin olduğu yerde duruyor ve sen onu filana veya falana veriyorsun... Göğsünü yararak o eti oradan çıkarır ve sevgilinin önüne atarsan o zaman kalbini vermiş olursun...
Sayfa 14 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tren, hafif bir sarsıntıyla hareket etti. Avukatların sohbeti tekerleklerin takırtısıyla bastırılıp doğrudan gürültüye dönüştü. Ama sarsıntıdan ve ittirmeden ağır ağır ahenkli bir çalkalanma doğdu ve çelikten beşiğin içinde sallanarak hayallere daldılar. Altlarında takırdayan tekerlekler görünmez bir ilerleme kaydederken, bu iki insanın düşünceleri - her birininki farklı olmak üzere- düşler aleminde geçmişe doğru süzüldü.
Sayfa 3 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bardaki takvimin 26 Ağustos tarihli yaprağında şöyle yazıyordu: "Herkes yürekten verdiğinin karşılığını alır."
Sayfa 144 - DKKitabı okudu
Reklam
...Çünkü insan normalleştirmede uzmandır. Her şeyi normalleştiririz. Kahvaltı yaptığımız edebiyat dahisi dostumuzu, kalbini bize sonsuz açmış sevgilimizin aşkını, tırnaklarımızı geçirerek ulaştığımız zirveyi, her şeyi... Normalleştiririz. Normalleştiririz ki şaşılacak yeni şeylere yer açılsın...
Sayfa 190 - AprilKitabı okudu
.....Ben bir kahramanım. Bütün kahramanlar gibi karnım ağrıyor. Hepsi gibi altüst olmuş bir hayata sahibim. Fakat onlardan bir farkım var. Kahramanlar, dönüşüm yaşar. Ben hariç. Acı çekemiyorum. Aşık olamıyorum. Ağlayamıyorum. Gülmek mi? Hiç komik değil.
Sayfa 103 - AprilKitabı okudu
Kelimeleri unutmamıştı. Ben bir gün Alzheimer olursam, kelimeleri unutmak isterdim. Sahip olduğum geçmişi başkalarına anlatacak kadar bile bilmeyeyim isterdim kelimeleri. Bir şey olsun, kelimeleri bilme zahmetinden beni çekip kurtarsın isterdim. Kimseyi anlamayayım, kimse beni anlamasın, ama bunun tek suçlusu kelimeler olsun isterdim.
Sayfa 30 - AprilKitabı okudu
Bütün süper kahramanlar ölümsüzdür! O yüzden bugün ölmeyi deneyeceğim. Nalları dikersem, bu benim süper kahraman olmadığım anlamına gelir.
Sayfa 11 - AprilKitabı okudu
Samimiyet
Diyor ki: Çok uzun bir süre, tatlım, tesellisiz haldeydim. Tesellisiz, diyor. Bu kelimeyi küçük not defterine kaydet. Deneyimlerime dayanarak sana söyleyebilirim ki, dilimizdeki en hüzünlü kelime bu. Her neyse, sonunda üstesinden geldim. Zaman bir centilmendir, demişti bilge bir adam. Belki de bitip tükenmiş yaşlı bir kadın, biri ya da öbürü.
Sayfa 55 - CANKitabı okudu
Reklam
"Hayli eklektik bir müzik zevkiniz var," dedi Saffet. "Herhalde müziğini dinliyor, sözlerini önemsemiyorsunuz." Gıcıklık çıkarmaya hazır bir hali vardı. "Bilakis," dedi Kaan yumuşak bir tavırla. "Ben alaturka müziklerin özellikle sözlerini çok seviyorum." "İste kölen olayım / İstersen öldür beni..." diye şakıdı Belkıs Özener. "Mutlak teslimiyetçi, mazoşist aşkların meftunuyum diyorsun?" diye onun üstüne gitmeyi sürdürdü Saffet. Kaan parmağını kaldırdı. "Devamını dinle..." Belkıs Özener devam etti: "Başkasını seversen / Bil ki yaşatmam seni!" Saffet hiç etkilenmemiş gibiydi. "Yani?" "Tuttuğun şey de seni tutar," dedi Kaan. "Sado-mazoşistik? Evet. Teslimiyetçi? Asla. Ben buna olsa olsa ideal ilişki derim."
Sayfa 96 - AprilKitabı okudu
Küçük Akaki, vaftiz suyuna daldırılırken ömür boyu ufak bir kalem efendisi, dokuzuncu dereceden bir memur olarak kalacağını daha o zaman anlamış gibi yüzünü buruşturdu, çığlığı bastı.
Sayfa 30 - EverestKitabı okudu
Yıl 349, 34 Şubat
Şey, biliyor musunuz? Cezayir beyinin tam burnunun altında kocaman bir ben varmış!
Sayfa 27 - EverestKitabı okudu
Tek başıma kalınca devlet işleriyle uğraşmak için vakit bulabildim. İlk çözdüğüm sorun İspanya ile Çin'in aynı ülke olduğuydu. İnsanlar bilgisizlikleri yüzünden bunları ayrı iki ülke sanıyorlardı. İsterseniz bir kağıda İspanya sözcüğünü yazmaya kalkın, kaleminizin ucundan Çin sözcüğü çıkmazsa bana ne derseniz deyin!
Sayfa 24 - EverestKitabı okudu
Ekim 2057: Bir Milyon Yıllık Piknik
Marslılar oradaydılar, kanalın içinde - suda yansıyorlardı. Timothy, Michael, Robert, anne ve baba. Dalgalanan sulardaki Marslılar, uzun, upuzun bir süre sessizce onları süzdüler...
Sayfa 303 - İthakiKitabı okudu
2.052 öğeden 2.011 ile 2.025 arasındakiler gösteriliyor.