Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aslında kapita­lizm, niçin (özellikle) İslâm ülkelerinde değil de modern devirde Avrupa’da hâkim olmuştur? Aynı zamanda ni­çin Avrupa kapitalizmi İslâm dünyasını bu kadar kolay­ca istila etmiştir?
Sayfa 27 - Gün YayınlarıKitabı okuyor
226 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
İbrani-Yahudi-İsrail
Klasik Düşünce Okulundaki videolarıyla tanıdığım Salime Leyla Gürkan'ın Anahatlarıyla Yahudilik adlı kitabı okunmya değer bir kitap.Yahudiliğe,yahudi tarihine ilgi duyanlar için kısa ve öğretici tarz ve üslupla yazılmış. -Kitap öncelikle İbrani Ataları ve İsrailoğulları'nın ortaya çıkışı ile başlıyor.İbrani,Yahudi ve İsrail kavramlarını
Anahatlarıyla Yahudilik
Anahatlarıyla YahudilikSalime Leyla Gürkan · İSAM Yayınları · 2014117 okunma
Reklam
Sixteen Tons Nedir Biliyor musunuz?
"Bazı insanlar der ki insan çamurdan yapılmıştır Zavallı adamcağız kas ve kandan yapılmıştır Kas ve kan ve deri ve kemikler Zayıf bir zihin ve kuvvetli bir sırt Onaltı ton yüklersin, eline ne geçer Daha da yaşlanıp daha da borca batarsın Aziz Peter beni çağırma çünki gidemem Ruhum şirkete zimmetli Güneşin ışıldamadığı bir sabah
İşlerinizin çeşitliliği nedeniyle aşırı bitkinlik. Ticari, kişisel ve insani sorumluluklarınız çokluğu ve karmaşıklığı sizin aklınızı başınızdan almış. Modern ve Avrupa düşüncesinin özgün temsilcisi olan Ivar Kreuger'e benziyorsunuz. İnanın dostum, kötü durumdasınız.
yaklaşık 10.000 yıl boyunca Anadolu medeniyetlerinin Avrupa'ya karşı üstün olmasına rağmen neden sonunda Avrupa kazandı? neden Kuzey Amerika, Avustralya ve Güney Afrika Osmanlı İmparatorluğu tarafından değil de İngiltere, Hollanda, Fransa, İspanya ve Portekiz tarafından fethedildi? neden bir Amerikalı olarak ben modern Türkçe değil de İngilizce konuşuyorum?
LATİN AMERİKA Latin Amerika cumhuriyetleri, Avrupa katkılarıyla canlandırılmış olan halk geleneklerinin temel zenginliğinin yardımıyla, modern sanatın tüm plastik dilini hızla özümsedi. “ Yeni Latinler”, çok özgün bir çok eser ortaya koydular. En büyük yetenek çeşitliliği gösteren iki okul, Arjantin ve Brezilya okullarıydı. Bu bölgedeki en dikkate değer gelişim , Meksika ve Brezilya’da, kitlelerin canlılığını ve gücünü yansıtan ve ifadesini çok büyük duvar resimlerinde bulan anıtsal bir dışa vururumcıluğun ortaya çıkmasıydı. Meksika’daki devrimci hareket, bir çok ressama esin kaynağı oldu.
Sayfa 555Kitabı okudu
Reklam
PARİS OKULU Fransız resim okulunun 19. yüzyılda kazandığı ün, dünyanın her yanındaki sanatçıları bu ülkeye çekti. Dolayısıyla, çağımızın plastik dilinin yaratılması, İspanyol, Slav Orta Avrupa sanatçılarının önemli bir rol oynadıkları uluslararası bir rekabetin sonucuydu. Modern sanatçıları kişisel bir üslup yaratmaya iten yoğun bireysellik, çağdaş sanatın incelenmesini güçleştirmektedir; çünkü sanatçı gruplarının kurulmasının ardından hemen dağılması, her gün karşılaşılan bir olaydır. Modern resimdeki ilk büyük akımlar yine de, tamamen Fransız kökenliydi.
Sayfa 523Kitabı okudu
Atom enerjisine dayalı bu iş alanı sayesinde yeni bir mutluluk çağı tasavvur ediliyor. Nükleer bilim de boş durmuyor. Bu mutluluk çağını o herkese ilan ediyor. Nitekim bu yılın Temmuz ayında Konstanz Gölü kenarında Nobel Ödülü sahibi on sekiz bilim adamı yayımladıkları bir bildiride ifade ettiler: "Bilim ki bu modern doğa bilimidir daha mutlu bir insan hayatına götüren bir yoldur." Nedir bu cümlenin anlamı? O sükunetle durup düşünmeden kaynaklanıyor mu? O atom çağının anlamı üzerine hiç düşünmüş müdür? Hayır! Çünkü eğer bilimin bu cümlesinde yadırgatıcı bir yan bulmazsak, **çağımıza sükunetle düşünmeye dayalı derin kavrayıştan olabildiğince uzak** kalırız. Neden? Çünkü düşünüp taşınmayı unuturuz. Çünkü sormayı unuturuz: Modern teknolojinin doğada yeni enerjiler keşfetmesini ve onları serbest bırakmasını sağlayan temel nedir? Bu son birkaç yüzyıldır devam eden temel kavramlardaki bir devrimden kaynaklanır. Bu devrimle insan farklı bir dünyaya yerleştirilir. Bakış açısındaki bu esaslı devrim modern felsefede ortaya çıktı. **Bundan insanın dünyaya ve dünya içindeki yerine dair bütünüyle yeni bir ilişki doğar**. Dünya şimdi hesaplayıcı düşüncenin saldırılarına, artık karşı koyabilecek bir şeyin çıkabileceğine en küçük ihtimal verilmeyen saldırılarına açık bir nesne olarak görünür. Doğa modern teknoloji ve sanayi için devasa bir akaryakıt deposuna, bir enerji kaynağına dönüşür. İlkesel olarak teknik bir ilişki olan insanın dünya olarak dünyayla bu ilişkisi ilk kez on yedinci yüzyılda ve sadece Avrupa' da gelişti.
Bazı çağların düşünsel temelini oluşturduğunu düşündüğüm fikirlere çok kısaca değineceğim. Klasik Yunan’da bu, varlık fikriydi - birlikli, tözsel ve tanrısal bir varlık; ama panteizmde olduğu gibi şekilsiz değil, anlamlı somut formlarda var olan ve o formlar içinde şekillendirilebilecek bir varlık. Ortaçağ Hıristiyanlıgı’nda bunun yerini Tanrı
Köleliğin sebebi
Karayiplerin 1640'lı yıllarda Brezilya'dan gelen şeker kamışı ile tanışması ise şeker üretimi ve beraberinde köle ticaretinde patlamaya yol açtı. Seker üretimi işine girmeye hevesli başka Avrupa ülkeleri de şeker kamışını yetiştirilmesi ve hadadın da yine kölelerin iş gücünden yararlandı. Sefalet, aşağılanma ve ölüm üzerine kurulu bu dehşet ve ticaret şeker çılgınlığına da yakıt olmuştur. Böylesine büyük bir insanlık dışı acımasızlık herkesin can attığı ama aslında kimsenin ihtiyaç duymadığı bir madde için sergilenmişti. Hem utanılası bir zulüm hem de anıtsal bir sağlıksızlık mirası üzerine kurulu şeker ticareti modern dünyaya damgasını vurmuş durumdadır.
Reklam
Cenevre'de bulunan dört milyar avro maliyetli bir araştırma kuruluşu olan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'nin (CERN) 10 yönetici araştırmacılarından biri, bir televizyon röportajında, biz modern insanların bizi çevreleyen gerçeklerin sadece %5'ini algılayabildiğimizi, diğer %95'lik kısımdan, sahip olduğumuz tüm teknik imkanlara rağmen habersiz olduğumuzu belirtmiştir. Oysaki çözemediğimiz tüm sorularımızın cevabı, işte bu kavrayamadığımız % 95'lik kısımda bulunmaktaymış.
1258 yılında Moğollar'ın Abbâsî Devleti'ni sona erdirmesiyle başlayan süreç. Arap siyasî ve kültürel gücünün gerilemesine, buna karşı Türk gücünün belirleyici bir unsur haline gelmesine sebep olmuştur. Rönesans'ın vaat ettiği akılcılık, bilimcilik ve hümanizm, modern dünyanın doğuşuna zemin hazırlamış; fakat bu arada İslâm, müslüman ve giderek Türk algısının çerçevesini de belirlemiştir. Avrupa ve Osmanlı, Batı ve İslâm dünyası, modern dünyaya bu tarihî yükü taşıyarak girecektir.
Sayfa 124
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.