Bir insana tavsiyeler...
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak
Sayfa 261Kitabı okudu
Muazzam bir sanat
O “Gül”, aşkın | mihrâbıdır|, tende cânım| “Gül” diyor. Mihrâbıdır |“Gül” uşşâkın|, âh eder| bülbül diyor, Tende cânım| âh eder| dil-beste| gönül diyor, “Gül” diyor|, bülbül diyor|, gönül diyor|, Rasûl diyor...!"
Reklam
"Vücud... İnsan vücudu;., Ne muazzam, ne hassas bir makine... Ya bu makinenin mühendisi, ustası?... Vücud... İnsan vücudu. Her sahifesi binlerce hikmetle dolu, en eşsiz bir kitap. Ya o kitabın katibi?... Vücud... İnsan vücudu... Her zerresi ayrı bir motifle işlenmiş, ne ince bir nakışlar manzumesi... Ya o nakısın nakkaşı?... Vücud, insan vücudu. Hiç bir mimarın, hiç bir mühendisin, hiç bir ustanın, hiç bir sanatkarın ve dünyadaki hiç bir kudretin meydana getirmeyi muktedir olamadığı, ne büyük, ne ince ve ne şahane bir sanat eseri. Peki, ya onun sanatkarı?..."
Son. (Okumanızı tavsiye ederim.) İmam Gazzâlî:
Kalbin sayısız askeri olduğu gibi yine sayısız düşmanı da vardır. Bu askerlerin ve düşmanların bir kısmı gözle, diğer kısmı ise basiretle görülmektedir. İnsan vücudu muazzam bir şehre benzer. Kişinin uzuvları o şehrin sanat erbabıdır. İnsanın şehvetleri maliye müdürüyken, gazabı ise emniyet müdürüdür. Şehrin padişahı kalp ve kalbin veziri ise akıldır. İnsanın şehvetlerini simgeleyen maliye müdürü rüşvet düşkünü ve kötü ahlâklıdır. Vezir ne emir verirse onun tersini yapmak ister. Gazabı simgeleyen emniyet müdürü ise gayet hiddetli, sert ve edepsizdir. Sürekli asmak, yıkmak, kavga çıkartmak ve kalp kırmak ister. Burada bütün iş, padişah olan kalbe düşmektedir. Kalbin azığı ise ilim ve irfandır. Kişi salih ameller işleyerek kalbini ilim ve irfanla besler ve son derece kuvvetli hale gelir. Padişah olan kalp, vezir olan akılla sürekli istişare etmeli, şehvet ve gazabın kendi başına iş yapmasını engelleyecek kararlar ve tedbirler almalıdır. Ayrıca gazap ve şehvetin düşüncelerine kıymet vermemeli ve onun her hareketinin peşine veziri olan aklı takmalıdır. İşte kalp bu şekilde beden ülkesini yönetirse memleket mamur olur. Fakat tam tersi olup kalp ve akıl şehvetle gazaba yenik düşer ve onlara uyarsa memleket viran olur ve insan adi bir hale düşer. Bu bağlamda gazap ve şehvet, kalbin ülkesini elinden almaya çalışan düşman ülkelere de benzer. Ama kalp, ülkesinin sınırlarında sürekli asker barındırmalıdır. Unutmamalı ki kalbin en büyük ordusu ilim, hikmet ve tefekkürdür. Bu ordudan her türlü yararlanmak kalbin hakkıdır.
Kalbin Askerleri
Esasen, ilk mektubumda da yazdığım gibi hiçbir yere çıkmıyorum. Yalnız bir defa Kitkat diye bir lokantaya gittim. Sait Faik çağırmıştı. Sanatkârlar toplanıyor dedi. Nihayet üç beş kişi göreceğimi zannediyordum. Halbuki muazzam bir şeymiş. İstanbul'da ne kadar muharrir, şair, gazeteci, ressam, heykeltraş, sahne artisti ve sanat muhibbi varsa hepsi oradaymış.
Sanat, sıradanlığa boğulmuş yaşamların içindeki olağanüstü hâlleri, durumları, olayları, küçük mucizeleri ve irili ufaklı sırları ortaya çıkartır. Bu küçük sıradanlıkların toplamından ortaya muazzam bir olağanüstülük çıkar. Hayatın anlamı, ondaki olağanüstü hâlleri keşfetmeye dönüşür.
Marcel Proust, Kayıp Zamanın İzindenKitabı okudu
Reklam
360 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.