Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cüneyd-i Bağdâğdî (k.s), nefsin istekleri ile şeytanın vesvesesinin arasındaki farkı şöyle belirtmiştir: •“Nefis bir şeyi istediği zaman, onda ısrar eder, sürekli senden onu yapmanı ister. Bir zaman sonra olsa da, istediğine ulaşana ve maksadı hâsıl olana kadar aynı şeyi ister durur. Ancak gerçek bir mücahede ile terbiye edilirse ısrarından vazgeçer; bununla birlikte arada bir yine senden o arzusunu talep eder. •Şeytana gelince, o seni bir günaha çağırdığında, sen onu terkederek söylediğini yapmazsan, o başka bir günahın vesvesesini verir; çünkü onun için bütün kusur ve günahlar birdir. O hangi günah olursa olsun, seni bir günaha çağırıp durur. Onun hedefinde özel olarak seçilmiş bir günah yoktur.”
Eğer mücahede ve müsabaka olmasaydı, maden-i insaniyetteki elmas ve kömür hükmünde olan istidadlar, beraber kalacaktı. A'lâ-yı illiyyîndeki Ebu Bekr-i Sıddık'ın ruhu, esfel-i safilîndeki Ebu Cehl'in ruhuyla bir seviyede kalacaktı.
Reklam
İlimden mücahede doğmuyorsa bu sahih bir ilim değildir.
Sayfa 170 - Yenda
Mücahede, insanın kesbidir; hidayet ise Allah'ın insana bir bağışıdır.
Sayfa 171 - Yenda
"Riyazet kılıcı ile nefsinle mücahede et. Riyazet de dört şekilde olur. Onlar da az yemek, az uyumak, az konuşmak ve kimseye eziyet etmemektir. Az yemekten şehvet ölür. Az uykudan parlak irade doğar. Az konuşmadan, tehlikelerden selamet hasıl olur. Eziyet etmemekten de gayeye ulaşılır.
Sayfa 100Kitabı okudu
Milliyet hissi, bir kavimde uyandıktan sonra mücavir (çevre) kavimlere de kolayca sirayet eder. Çünkü milliyet duygusu uyanır uyanmaz sahiplerinde teavün (yardımlaşma), fedakarlık, mücâhede (savaşma) hislerini artırarak ahlâkî, lisanî, edebî, iktisadî ve siyasî teâlîlere (yükselmelere) sebep olur.
Sayfa 14 - ÖtükenKitabı yarım bıraktı
Reklam
Ve o harb ise ; ■ Nefis ve heva, ■ Cin ve ins şeytanlarına karşı mücâhede edip ■ Günahlardan ve ahlâk-ı rezîleden, ■ Kalb ve ruhunu, helâket-i ebediyeden kurtarmaktır
Feridun Kandemir anlatıyor; .... Eski hatıraları deşiyorum. Millî Mücadele' nin ilk günlerinde Ankara istasyonunda karşılaşışımızı hatırlatıyorum. -Evet...diyor. İstanbul' dan mücahede aleyhine fetva çıktığı gün ayrılmıştım. Üsküdar' dan araba ile şimdi ismini hatırlamadığım bir köye gittik, oradan "Cuma" yı tuttuk. O zaman Adapazarı' nda karışıklıklar vardı, kenarından geçtik, kâh öküz arabalarile, kâh beygirlerle Lefke' ye geldik ve trenle Ankara' ya ulaştık... Ankara... Yarabbi ne heyecanlı, helecanlı günler geçirmiştik... Hele Bursa' nın düştüğü gün... Ya Sakarya günleri... Fakat bir gün bile ümidimizi kaybetmedik, asla yese düşmedik. Zaten başka türlü çalışılabilir miydi? Ne topumuz vardı, ne tüfeğimiz... Fakat imanımız büyüktü."
Yüksek hissiyat ile güzel ahlakın neşv ü neması ancak mücahede ve içtihadla olur.
Feridun Kandemir, Birinci Dünya Savaşı'nda, Medine Müdafaası kahramanı Fahri Paşa'nın birliklerinde vatani görevini yaparken, Hicaz'da Akif'le tanışmış, Milli Mücadele yılları boyunca da, Ankara'da vazife görürken de beraber olmuş, Akif'e her zaman büyük bir saygı beslemiştir. Akif'in 1936 Haziran'ında Istanbul'a geldiği günü, o
Sayfa 96
Reklam
Şeriat ilmi mücâhede ilmidir. Hakîkat ilmidir. Hiç kimse bütün gücüyle mücâhedeye sarılmadan, hidâyetin hakikatine erişemez.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.