Muhayyile zâtı gâib, fakat eserleri meshud olan Cenâb-ı Hakk'ı bilmemizi, bulmamızı ve O'nu alâ-kaderi'l-imkân, yani imkân nisbetinde kavramamızı temin eder. Bu yolda akılla başlayan faaliyet, lâzım, fakat kâfî değildir. Zira dinin amelî ve içtimâî kaidelerinin faydalarıyla onların hikmetlerini akıl yoluyla kavramak mümkünse de mes'ele, dinin yüce metafizik (fizik ötesi) gerçeklerine dayanınca, akıl, bu noktada yaya kalmaya mahkûmdur. Buradan îtibâren menzil-i maksûda doğru hayal ve hissin seyyal (akıcı) kanatlarıyla yol almaktan başka çare yoktur.
Sayfa 128 - SEBİL YAYINEVİKitabı okudu
Muhayyile aracılığıyla sevmeksizin kişi salt aklı aracılığıyla nasıl âşık olabilir ki? Olamaz! Çünkü varolanlara sevgiyle yaklaşmak hayret'in neticesidir. Hayret etmeli ki bilen, severek bilsin, bilerek sevsin; öyle ki en nihayet sadece bilinen'i değil, bilme'nin kendisini de sevsin!
Sayfa 19 - KapıKitabı okudu
Reklam
Muhayyileyi değil, makul olanı isteyin. Muhayyile dediğimiz şey pembe hayallerdir. Bugün evlilikleri çıkmaza sokan en büyük sebep budur. Evlilik hayatında kavga gürültü olabileceğini bil ve ona göre hazırlıklı ol. Onun için hayal dünyasından çık ve makul olanı iste. Evliliğin zor bir şey olduğunu bil ve bu külfeti taşıma adına gayret içerisinde ol.
Sayfa 133 - Siyer Yayınları, 2023
"İnsanların bu kadar uzun süre beslenmiş olduğu mitoslar belki aynı zamanda şudur: Muhayyile kaynaklarının sistemli ve asla nafile olmayan derin bir araştırması."
"Böyle dümdüz bir beynim olacağına hiç olmamasını tercih ederdim. Muhayyile namına bir şey yok yahu!..”
"Heziod"
Her İstanbullu az çok şairdir, çünkü irade ve zekâsıyla yeni şekiller yaratması bile, büyüye çok benzeyen bir muhayyile oyunu içinde yaşar. Ve bu, tarihten gündelik hayata, aşktan sofraya kadar genişler. "Teşrinler geldi, lüfer mevsimi başlayacak" yahut "Nisandayız, Boğaz sırtlarında erguvanlar açmıştır" diye düşünmek, yaşadığımız anı efsaneleştirmeğe yetişir. Eski İstanbullular bu masalın içinde ve sadece onunla yaşarlardı. Takvim onlar için Heziod'un Tanrılar Kitabı gibi bir şeydi. Mevsimleri ve günleri, renk ve kokusunu yaşadığı şehrin semtlerinden alan bir yığın hayal hâlinde görürdü.
Sayfa 121 - Dergah Yayınları
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.