Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cihad, günümüzün şiddet eylemlerinden farklı bir olaydır. Artık şiddetin ve vahşetin diliyle konuşmayan bir Müslümanlar kalmıştır. Fakat bu yeterli mi? Müslümanlar arasında acaba kaç kişi asıl büyük cihadı, nefsiyle cihat etmeyi göze alıyor? Ve kaçı nefsiyle cihat etmenin yolunu, yöntemini doğru dürüst biliyor? Kaç kişi nefsini nasıl murakabe, muhasebe, muhakeme edebileceğinin farkında?
Hakikatini kalbimizden süzdüğümüz hikmet incileri, fiyakalı sözlere dönüştü dilimizde. İçimizde sustuğumuz murâkabe ve muhakame çilingiri hikmetler, dışımıza haykırdığımız biblo anahtarlıklara döndü.
Sayfa 27
Reklam
murakabe
Peygamber (sav) şöyle demiştir: “Akıllı insan, kendini sorgulayan ve ölüm ötesi için çalışandır. Âciz insan ise, nefsini çirkin arzularına uyduran ve Allah’tan olmayacak şeyler umandır.” ( Tirmizî )
Üstad Kadir Mısıroğlu
kararlar muvacehesinde hayatınızı gözden geçirin. O prensiplere sadık kaldınız mı? Bu Murakabe-i Nefistir.
Bir süre önce, bir film şirketi benden bir senaryo hazırlamamı talep etmişti. Şirketin sorumlusunun ilk isteği şu olmuştu: "İçinde bol bol işkence sahneleri bulunsun." Çoktan beri sinemaya gittiğim yoktu. Sorumlu arkadaş hayretimi görünce: "Şimdi seyirci, içinde şiddet ve işkence bulunmayan filmleri tutmuyor" diye açıkladı. Bu iş, önünde sonunda tavuk mu, yumurta mı bilmecesine dönüşür. Acaba seyirci mi bu nitelikte sahneleri istiyor, yoksa ilkin ona şiddet ve işkence edimleri mi istetiliyor? Sonunda da, seyirci gerçekten şiddet sahnelerini ister hale mi geliyor? Ama mesele bu değil, ister seyirci istemiş olsun, ister ona istetilmiş olsun; yürürlükteki gerçek şiddet uygulamasının yaygınlık kazanmış olmasıdır. Şiddete, işkenceye, zulme karşı mücadeleye çıktığını sananlar, nasıl olur da, kendilerini aynı araçları kullanmaya mecbur hissedebilirler? İslâm'ın öngördüğü savaş, şiddet (terör) değil, cihattır. Cihad, günümüzün şiddet eylemlerinden farklı bir olaydır. Artık şiddetin ve vahşetin diliyle konuşmayan, bir Müslümanlar kalmıştır. Fakat bu yeterli mi? Müslümanlar arasında acaba kaç tanesi asıl "büyük cihat"a, nefsiyle cihat etmeye çıkabilmiştir? Ve kaç tanesi nefsiyle cihat etmenin yolunu, yöntemini doğru dürüst bilebilmektedir? Kaç kişi nefsini nasıl murakabe, muhasebe, muhakeme edebileceğini bilebilmektedir?
Sayfa 165Kitabı okudu
Hakkın yakınlığına ermiş murakabe ehli kimselrin zihnine gelen düşünce ve hatıralar, suret ve zahir ehli kimselerin açıkça yapmış olduğu fiiller ve sözler gibi muamele görür
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Edeplerden bir edebi muhafaza edip tenzîhî bile olsa bir mekruhu terk etmek ; ZİKİR-TEFEKKÜR-MURAKABE-TEVECCÜHTEN kat kat üstün ve çok daha faziletlidir...
96 syf.
·
Puan vermedi
Bundan binlerce yıl önce zenginlik ve ihtişam içinde yaşadığı sarayından ilk defa ayrılarak dış dünyaya adım atan bir prens hayatın sefalet, ölüm, hastalık dolayısı ile acı dolu bir yer olduğunu görüp yaşamın büyük acılara gebe olduğunu fark eder. Ve bütün bu acıyı durdurabilmek için bir ağacın altına oturarak meditasyon yapmaya başlar. O kişi
Zen Budizmi Yolu
Zen Budizmi YoluEugene Herrigel · Ruh ve Madde Yayınları · 19989 okunma
İnsan kalbini murakabe ederse, onun bir halde kalmayacağını görür. Asıl bu özellikte olmasaydı, başkalaşmanın bir dayanağı olamayacağını da öğrenirdi.
Demokrasi getirenleri demokrasiye geçirmeye çalışmak
Bu, fırkanın (terakkiperver cumhuriyet fırkası) kuruluş amacıyla bağlantılı esas özelliktir. Doğal olarak halk otoritesi (Hakimiyet-i Milliye) birinci derecede öneme sahip bir ilke olarak dile getirilir73. Egemenliği o güne kadar ki uygulamalarıyla teorik olarak halka veren ve muhalifi olmadan iktidar olan bir parti karşısında, halk egemenliği
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.