Zaten sizin gibi hocalardır halkın kafasını hurafelerle dolduran. Mustafa Kemal Paşa sizinle başa çıkamadı ama bekleyin, çıkacak. Koca Osmanlı İmparatorluğunu örümcekli kafalar yıktı.
Efendiler, Ahmet İzzet Paşa, ekmeği ve nimeti ile yetiştiği Türk Milletinin içinde kalarak, ona en acı ve kara günlerinde hizmet etmeyi, Vahdettin’in hizmetinde olmaya tercih edememişti.
1919 yılı Mayısının 19.günü Samsun'a çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyledir:
Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu grup, l. Dünya Savaşı'nda yenilmiş, Osmanlı Ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes antlaşması imzalanmış. Büyük Savaş'ın uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir durumda. Milleti ve memleketi l. Dünya Savaşı'na sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilâfet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet âciz, haysiyetsiz ve korkak. Yalnız padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma razı.
Ordunun elinden silâhları ve cephanesi alınmış ve alınmakta...
Sayfa 19 - Samsun'a Çıktığım Gün Genel Durum ve Görünüş
Bir gün Bediüzzaman, Meclisin Riyaset Divanı salonunda, kalabalık bir mebus halkası içinde Mustafa Kemal Paşa'nın şu sözlerine muhatap oluyor:
-Sizin gibi kahraman bir hoca bize lâzımdır! Sizi yüksek fikirlerinizden istifade etmek için buraya çağırdık. Geldiniz ve en evvel namaza dair telkinlerde bulundunuz, aramıza ihtilaflar soktunuz.
Bediüzzaman gereken cevabı verdikten sonra iki parmağını ileriye uzatarak şu cevabı verir:
-Paşa, Paşa!... İslamiyette imandan sonra en yüksek hakikat namazdır. Namaz kılmayan haindir. Hainin ise hükmü merduttur.
Bir gün, Bediüzzaman, Meclisin Riyaset Divanı salonunda, kalabalık bir mebus halkası içinde,
Mustafa Kemal Paşa'nın şu sözlerine muhatab oluyor:
«— Sizin gibi kahraman bir hoca bize lâzımdır! Sizi, yüksek fikirlerinizden istifade etmek için
buraya çağırdık. Geldiniz ve en evvel namaza dair telkinlerde bulundunuz, aramıza ihtilâflar
soktunuz!»
Bediüzzaman gereken cevabı verdikten sonra iki parmağını ileriye uzatarak şu cevabı verir:
«— Paşa, Paşa!., İslâmiyette imandan sonra en yüksek hakikat namazdın Namaz kılmayan haindir.
Hainin ise hükmü merduttur.»
Boğazın iki yanına yabancı askerler yerleşmişti. "Öyleyken Hamdi Bey adında biri birçok silah kaçırmış Allah'ın izniyle Anadolu'ya... Mustafa Kemal Paşa, 'başkaldırdı' diyordu aklı erenler...