Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Birbiriyle geçinenler var, geçinemeyenler var. Her yere dikilebilecek, ara bulabilecekler var... Negatif ve kötümser olanlar var, duruşlarıyla, sözleriyle, kem bakışlarıyla senin ışığını kesiyor, yaşama hevesini emiyor... Kavgacılar var... Söylediğin her şeyi yanlış anlayıp seni tersliyor, kolundan tutup kavgaya çekiyor... Gülmeyi bilmeyenler var... Sana ve hayata sürekli çatık kaşlarla bakıyor. Tüm bunların gölgesinde yine de gülebilmek, öfkelenmemek, sakin kalabilmek, alttan alabilmek için sınanıyoruz. Gölge ediyor senin mutluluğuna. Gölge düşürüyorsa; ışığını alıyorsa, “niyetiniz uyuşmuyorsa” zorlamamak lazım. Arkadaşlık önemli evet, çok önemli... Gel gelelim, ondan daha önemli bir şey var: Niyet...
“...ben de bedelini ödedim. İşte öyle ödedim. Mutluluğa hizmet etmeyi seçerek. Başkalarının mutluluğuna, kendiminkine değil.”
Reklam
"... bana kadını ve çocuğu göstersenize. Uygarlığın düzeyi bu iki zayıf varlığın etrafındaki koruma halkasıyla ölçülür. Fahişelik Napoli'de, Paris'te olduğundan daha mı az yürek parçalayıcı? Yasalarınız gerçeği ne kadar yansıtıyor, mahkemelerinizden çıkan adaletin niceliği nedir? Şu iç karartıcı sözcüklerin anlamını bilmeme mutluluğuna erişebildiniz mi? Kovuşturma, yasal aşağılanma, kürek mahkûmiyeti, darağacı, giyotin sehpasi, cellat, ölüm cezası. Ahlak ve siyaset özdeşliğini anlayan bir hükümetiniz var mı?"
Önsöz İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Uzun zamandır ağrıyan dişini çektiren bir insanın o anda duyacağı rahatlamayı duyuyordu. Kocaman, başından bile büyük bir şeyin çenesinden korkunç bir ağrıyla koparılıp alındığını hisseder hasta; sonra, mutluluğuna inanamayarak onun hayatını bunca zamandır zehir eden, bütün dikkatini toplayan şeyin artık varolmadığını; yine eskisi gibi yaşayabileceğini hisseder. Aleksey Aleksandroviç de aynı şeyi hissetmişti. Korkunç, tuhaf bir acıydı bu, ama artık geçmişti. Yine yaşayabileceğini, karısından başka şeyleri de düşünebileceğini hissediyordu.
Sayfa 364Kitabı okudu
"her şey bir acının bilincine varmakla başladı. bir taşı kaldırıp atmakla, bir kapıyı açmakla… bir el, hep bir şeyler yazdı, biz doğduktan bu yana kağıtlara şimdi bütün yaşadıklarım karalama kağıtlarında kaldı. bir kalem kendi kendine yazar bu şiiri. insanlar işlerine gider, ben acıya giderim. bir günde bütün isalarımı çarmıha gerer ve her günümü milât bilip, yekinirim. güzelliğim, ağlayan bir çocuğun güzelliğidir. mutluluğum, örneğin hapisteki bir adamın eline bir gül geçtiğindeki mutluluğuna benzer..."
Mutlu Aşk Yoktur
Bugün hislerden Louis Aragon. En sevdiklerimden biri daha gelsin. Mutlu Aşk Yoktur!! İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o her şeyi Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an Mutlu aşk yoktur! Hayatı Bu
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Dali’den Karakurbağasına Bazı Düşünceler kitabı George Orwell’in denemelerinden oluşan bir kitap. George Orwell, İspanya İç Savaşı’ndan, Salvador Dali’ye, Arthur Kostler’in eserlerinden, Marekeş’e, dedektiflik hikâyelerinden, şömine başı aile mutluluğuna uzanan pek çok yolculuğa çıkarıyor okuyucuyu. Birbirinden oldukça farklı konular üzerine kaleme alınmış denemeleri okumak, George Orwell’in romanlarını okumak kadar zevkli, üstüne zihin açıcı benim için. Denemelerde bir bütünlük aramamak gerekiyor.
Dali’den Karakurbağasına Bazı Düşünceler
Dali’den Karakurbağasına Bazı DüşüncelerGeorge Orwell · Sel Yayıncılık · 2016311 okunma
Hatta bir insan iç dünyasında mutlu değilse bile diğer insanları kendi mutluluğuna inandırmak için yalan söyleyip hile yapabilir.
Sayfa 123 - Anonim Yayıncılık
Ama sana kin bağlamak mı, Nastenka? Tertemiz, pırıl pırıl mutluluğuna gölge düşürmek mi? Acı sitemlerimle seni kederlendirip gizili azaplar vererek, en mutlu anlarında yüreğinin acıyla çarpmasını ister miyim? Gelin olduğun gün, onunla birlikte yürürken siyah saçlarını süslediğin narin çiçeklerden tekini bile soldurabilir miyim? Bunları ben mi yapacağım, Nastenka. Asla! Göklerin her zaman açık olsun, sevimli gülümseyişin parlaklığını, mutluluğunu yitirmesin. Yapayalnız yaşayan, sana karşı şükranla çarpan bir yüreğe tattırdığın mutluluk anından dolayı seni hep hayırla anacağım.
Ölümün tunçtan kapısını bu kadar soğukkanlı, bu kadar sakin çalabilmek. Senin uğruna ölmek, senin uğruna kendimi feda etmek mutluluğuna erebileceğim Lotte! Yaşamında yeniden huzur ve mutluluğu bulmanı sağlayacaksa, korkusuz ve mutlu giderim. Ama ah! Sevdikleri için kanını akıtan, ölerek dostlarına yeni ve renkli bir yaşam hazırlayan çok az sayıda değerli insana nasip olur bu.
Sayfa 125 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.