Hep mi geçmişle gelecek arasında sıkışır insan.
Kulakları sağır eden sorular,
Görmekten korktugumuz gerçek,
Suya akseden silüet,
Aldanmak şifa niyetine.
Ne zaman huzura erecek yüreğim?
Mutmain olmak bu kadar mı zor?
Kuş misali diyardan diyara göçmek istiyor ruhum.
Bazen bir kelebek gibi ölümü bekleyen,
Bazense bir huma kuşu gibi huzuru resmeden .
Ah bu onulmaz sevdam .
03.05.2022 S.AŞCIOĞLU /Samsun
( Spoiler içerir ! )
Rasim Özdenören’in ilk ve son romanıymış bu eser. Bünyesinde iki hikayeyi birden barındırıyor.
Birincisi; kurtuluş savaşından sonra bir çok arkadaşını kaybetmiş olmanın verdiği hüzünle ve verdikleri mücadelenin bir hiç uğruna olduğunu gördükçe, protesto olarak 50 yıl boyunca evine kapanıp gül yetiştiren adamın hikayesi; ikincisi kaybolmuş, kendi kültür ve medeniyetlerinden tamamen kopmuş, yozlaşmış yeni nesili; ‘’Sitare, Yavuz, Çarli ...’’ ve diğerlerini.
Eser, metropollerde sabahlara kadar sönmeyen ışıklar, bankalar ve otellerin hızla her caddeyi istila etmesinin ardından doğu ve batı arasında sıkışmış adeta prangalanmış olan zihinleri gözler önüne seriyor. Modernitenin kıskacına sıkışmış insanların iç hallerini bize gösteriyor; harcıyorlar, oynuyorlar, geziyorlar fakat doyuma bir türlü ulaşamıyorlar,bir türlü mutmain olamıyorlar.
Bu hikaye dede ile torunun arasında ki o derin uçurumu anlatıyor. Psikolojik dürtüleri, sosyal süreçleri göz önüne seriyor.
Kitapta yaşlı adamın sorduğu ‘’Sizler nasrani misiniz? Yoksa mecusi misiniz? Hangi millettensiniz?’’ soruları beni dehşete düşürdü.
Birde, ‘’Savaşarak neyi ortadan kaldırmak istemişlerse, savaştan sonra o gelmişti. ‘’ cümlesi geçiyor , zaten hep böyle olmamış mıydı?! Bu pasaj bana 28 şubatı hatırlattı; o yerlerde sürünen, derslerden kovulup okula alınmayan, bu uğurda mücadele veren ‘’başörtüsü bez parçası değil ayettir’’ sloganı atan ablaları...
İsmet özel’in dediği gibi, neyi kaybettiğini hatırla, hatırlayalım..
Anlatmaya meyl etsem, mutmain olmayacaksın "Oku" desem, "listem kabarık" diyeceksin. Ama bu kitabı okumadan evvel kendimi "hür" bilirdim. Üstelik en büyük tahakkümün altında ezilirken. Bu kitap bana; "nefsin seni esir almış, gözünü bağlamış, ayaklarından prangalamış, kefenleyip sarmalamış" dercesine haykırdı. Ve şu an yeni bir yolculuğa çıkıyorum. Nefsimi tanımak için, onun sesini ayırt edebilmek için; kendi içime seyahat ediyorum.
Dipnot: Bu kitabı okurken "nefesiniz" okuduktan sonra "nefsiniz" kesilecek.
Bulutsuz bir yaz gecesiydi. Şehir ışıklarından mahrum kalan köyümde yıldızlar daha net bir şekilde seçiliyordu. Kendime birini seçebiliyordum bu yıldızlardan ve o en parlak olanı olurdu içlerinden. Köy pencerelerini bilenler bilir oldukça geniş olur duvarların kalınlığından dolayı. İşte pencere kenarına oturup kitap okumak gün içerisindeki köy
Kalbin kanayan yarası, beklentiye girmeyi bıraktığın anda kabuk bağlamaya başlar ve yara, en çok kabuk bağlarken acır; belki de acı, kalbin kaderidir, kim bilir?
Mutmain (huzura doymuş) bir kalp istiyorsan kural belli:
“Kalpler, ancak Allah’ı zikretmekle mutmain olur.”
| Ra’d, 28
| İbrahim Oruç
Hz.İbrahim as
Bir gün İbrahim aleyhisselam, kokmuş, parçalanmış bir ceset görüp, Allah-ü Teâlâ’ya der ki: Ya Rabbi, parçalanmış bu cesedi elbette diriltirsin. Bunun nasıl diriltildiğini bana göster ki, gözümle görüp kalbim mutmain olsun! Cenab-ı Hak buyurdu ki: Dört ayrı cins kuş bul ve hepsini kes! Her kuşu yedi parçaya böl, her birinden birer parça alarak, yedi dağın üzerine koy! Dört kuşun başlarını elinde tut! Sonra; “Allah’ın izni ile gelin!” de. İbrahim aleyhisselam emredileni aynen yaptı. Havada dört tane başsız kuş cesedi meydana geldi. Sonra her biri gelip kendi başıyla birleşti. Bu kuşlar, tavus, horoz, güvercin ve karga idi. Tavus, ziyneti, süsü temsil eder. Nefs tavusunun başını koparan kimse, gözlerini dünya süslerine kapatabilir. Horoz, şehvete düşkünlük timsalidir. Nefs horozunun başını kesebilen kimse, şehvetlerin zararlarından kurtulur. Güvercin, heveslerin sembolüdür. Nefs güvercininin başını kesebilen kimse, heva ve heveslerine uymaktan kurtulur. Karga, ihtiras işaretidir. Nefs kargasının başını kesebilen ihtiraslarına gem vurur. Nefsinin bu dört huyunu terbiye eden kimse, sonsuz kurtuluşa kavuşur.
Diğer iletilerinde göz atabilirsiniz.
#109839060#108625260#107789461
Kırık dökük,bir hayli yorgun sanki engin ufuklardayım.
Nasıl geri döneceğim?
Pusulam yok.
Aklım divane,gönlüm deli.
Nasıl onarılır bu yorgunluk..?
Bir yanda çılgın çocuklar gibi oynuyor yüreğim,dinginleşmeye niyeti olmayan bir tay edasıyla koşan umutlarım diğer yanda.
Tay yoruluyor...
Pusulam yok.
Yaklaşıyorum ilerde ışık var,çok parlak.
Gözlerim arş-ı âlâda,yalvarışlarım semâdan duyuluyor.
Pusulamı buldum.
Sendeyim
Mutmain'im...
Büşranur Yıldız
İhlâs Ahlâkı ile Bütünleşen Bir Lider
❊ ❊ ❊
Psikolojinin bireyin zihin yapısını, algılayış biçimini ve bakış açısını ele alarak analizler yaparak elde etmeye çalıştığı verileri bireyin tanımını yapması ve bunu biyografi sınırları dahilinde yapması “psikobiyografi” kavramını ortaya çıkarttı. Psikobiyografi ile zihin haritası
• Kişi eş seçerken dindarlığına öncelik vermelidir.
•Kişi evleneceği kimse ile henüz söz veya nişan yapmamışsa, güzelce abdest alıp iki rekât istihare Namazı kılmalı ve bu evliliğin hayırlı olup olmadığı hususta kendini mutmain hissetmelidir.
•Din ve ahlakından razı olunan biri, bir kadına talip olursa kadını onunla evlendirmekte hayır vardır.
•Masrafı en az olan evlilik en hayırlı ve bereketli olandır.
•Şevval ayında evlenmek bereketli ve hoş görülmüştür.
•Bereket ve hayırlara vesile olması için Cuma günü Nikâh kıymak.
•Mala değil ahlaka önem vermek.
Demir attım zamana,menzili meçhûl bir durakta...Yokluğun en yokunda,kaybolmaktı isteğim. Bir âh miktarı daha sokuldum,yalnızlığımın buğusuna ve " seni yaşayabilme " ihtimâlimi çizdim üzerine;hoyratça..! Öyle ki;bir yanı yarım'lık,bir yanı ham'lık. Ecel gibi sarıp sarmaladım da hüznümü;sakındım yüreğimi,sakladım,bir zemherî
Güzel kıraatli imamların ardında kılınan cuma namazlarında kalbe düşen nedamet cemresini tanıyanlar vardı orada. Bir de ahşap camilerde kılınan yatsı namazına müteakip okunan Amenerrasulü inşirahını yüreğe neşredenler. Sabah ezanları bana hep ölümü hatırlatır mesela. Nedamet, inşirah ve ölüm. Mütmain bir ölüm. Bir Cuma vakti kopacak kıyamet. Ruhun
Hayatın tüm köşelerini tutamazsınız…
Hayat sizi her türlü sınayabilir, riklerini almadan herşeye sahip olamazsınız. Bazen rezil olup utanacaksın, bazen kendini yalnız ve yetersiz hissedeceksin, bazen herkesten nefret edeceksin. Zaman içerisinde varacağın iki ihtimal olacak; ya ben herşeyi mükemmelliğe götüremem diyip azmini kaybetmemek kaydıyla mutmain olmayı öğreneceksin ya da tüm köşeleri tutabilirim diyip kendi olmayan değerlerinle bir ihtimal sayılan ama asla sevilmeyecek biri olursun.
Kendi çıkarları uğruna her yanlışı yapabilenler kendi içlerinde bunun haklı sebeplerini hep bulmuşlardır ama bunu kendi zihinlerinde yapabilmeleri çoğunluğun zihninde bir etki etmez, er ya da geç kendilerine “ben nerede yanlış yaptım” derler… Bu soruyu size de sorabilirler; lütfen dürüstlükle nerede yanlış yapabilmiş olacağını güzel bir üslupla belirtin çünkü bu hem o kişi için hem de yakınındakiler için çok faydalı olacaktır. Eğer hata kabul etmeyip savunmaya geçiyorsa da “ sen mükemmelsin” diyerek mesafe alın…
S.K