"Ben" ve "o" ilişkisi yerine, "ben" ve "o" ilişkisi görüntüsünde aslında "ben" ve "ben" ilişkileri kurabilen bir insan olarak yaşamı sürdürmek "ben" ve "ben" ilişkisi ise hazırlanmış bir yalnızlığın anlatımıdır ve narsizm sözcüğüyle adlandırılır.
'sevgi' konusu hep tartışılan, derin, anlaşılmaz ve kişiden kişiye değişiyor derim... Peki 'sevgi' tam olarak nedir/neydi?
Kitap adında 'sevme' var yani 'sevmek eylemi' görüldüğü gibi; sevme, sevilme elbette 'sevgi' den geliyor. Yazarımız üç önemli unsur üzerinde duracaktır; sevme, sevilme, sevgi.. Peki 'sevgi' seven için mi geçerli yoksa sevilen
TÜRK EDEBİYATI İÇERİSİNDE EN BEĞENDİĞİM İLK 10 ESER İÇİNDESİN
Neden mi? Başlayalım o halde.
Peyami Safa'yı herkes sevmez. Bunu hala anlayabilmiş değilim. O kadar dergi alıyorum yahu dedim ben neden hiç kapakta bir 'Peyami Safa' göremedim bugüne kadar? Nedir bu ön yargı?
Hep aynı yüzler dönüp dolaşıp karşımıza çıkarken neden bu muhteşem yazar,
İncelemeye başlamadan önce başlıkta da belirttiğim gibi; konu seçimi yaparken Psikoloji kelimesi yoktu. Kitap da günümüzün nesli, koca bir nesilden bahsetmektedir. Bu yüzden okuyup paylaşmanızı istiyorum. Maksat konu seçimine Sosyoloji-Psikoloji alanı da eklensin. Neden eklenmediği hâlâ zihnimde bir muamma. Felsefe var da neden Sosyoloji ve
Tıbbi bir rapordan, bir zamanlar hastanın güneşe "tehditler ve aşağılayıcı sözler savurduğunu ve hatta ona kükrediğini" ve sürünerek kendisinden kaçmasını ve saklanmasını emrettiğini öğreniyoruz. Kendisi de bize, güneşin onun önünde soluklaştığını söyler.
"Narsistlik kişilik yapısı, gücünü kendi benliğinden değil başkalarının gözünde gördüğü hayranlık dolu bakışlarından alır. Sanılanın aksine narsist kişi kendini seven değil kendinden nefret edendir."
Öncelikle baskı azizliğine uğradığımı sonradan öğrendiğimi belirtmek için bir uyarıda bulunmak istiyorum. Kitabı Tutku Yayınları'ndan
Üç çeşit özdeşimin mümkün olduğu belirtilmiştir: 1) Özdeşim, nesneyle bağın en ilkel biçimini oluşturur. 2) Özdeşim gerileme (regression) yoluyla, nesneye libidinal bir bağlanmanın yerini alabilir. 3) Özdeşim, kişinin diğer bir kişiyle ortak özelliğe sahip olmasını keşfetmesinin yerini alabilir. Bu tür bir özdeşim, bir grubu oluşturan kişilerin, her bireyi lidere bağlayan bağdan kaynaklanan paylaşılmış duygu nedeniyle, bir diğer kişiye bağlanmasını açıklamaktadır.
Freud’a göre fantezilerin güdüleyici güçleri doyururulmamış arzulardır ve her fantezi bir arzunun gerçekleştirilmesi, doyumsuz kalan gerçekliğin düzeltilmesidir. Bu arzuların, tutkulu ya da erotik olarak iki gruba ayrıldığı belirtilmiştir; her iki tip arzu çoğunlukla birlikte bulunmaktadır. 
Sayfa 12 - Metis, 7.Basım Mayıs 2020, çev: Saffet Murat Tura, Banu BüyükkalKitabı okudu
Narsizm bir ruh halidir. Dünyayı çarpıtılmış olarak algılama durumu; hiçbiri nesnel bir gerçekliğe dayanmayan kişisel beklenti, inanç ve arzulardan oluşan bir kaleydoskopun içinde dünyanın sürüp gittiği farklı bir Miyopluk. En yaygın ve en zararlı haliyle, bu sorunu yaşayanlar başkalarını fark etme yeteneklerini körelten at gözlükleri takıyorlar. Bu zararlı çünkü başkalarının varlığına dair farkındalığımızı kaybettiğimizde ötekini nesneleştirmeye başlıyoruz.
BİR NARSİST TÜKENİŞ’İN ANALİZİ
Yazıldığı yıl 1891’den beri okuyan herkes yaşlandı, bir tek bu roman ilk yazıldığı zamanki gibi hep genç kaldı. Her gelen yeni neslin hayranlıkla okuduğu roman –