Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sevgi Masalı...
Günlerden bir gün Padişah'ın kızı havuzda yıkanırken bir güvercin gelip yakındaki nar ağacına konmuş. "Güzel kız, ne hoş görünüyorsun! Aşık oldum sana. Hadi çık şu süt havuzundan da daha iyi göreyim seni," demiş. "Seni utanmaz kuş!" demiş Prenses. "Buradan gitmeni buyuruyorum. Ben Padişah'ın kızıyım. Kimsenin
Sayfa 19 - Can Çocuk YayınlarıKitabı okudu
Nasıl? Ne biçim bir masal bu?
-Nereye? + Nereye mi? O gece babamın parayı gömdüğü yere. -Demek gömmüş! +Evet, ya... yerini unutmuş. -Unutmuş mu? + Evet , unutmuş . Yirmi sene parasının nerede olduğunu bilmeyen zengin biri olarak yaşamış. Harika, değil mi? Ancak ölüm döşeğinde hatırladı -Nasıl? Ne biçim bir masal bu? +Hayır , gerçek bay Kont! Sonra yine aynı hayat! Bitmeyen ıstırap... Zengin olup ihtiyaç içinde kıvranmak ... Sonra ben ! Sonra birden benim elime geçti. Artık ben, bağımsız biriyim...
Sayfa 77
Reklam
Kitabın tamamı
TARHUN Bir tüccarın kızı olan Tarhun, ablalarına hiç benzemiyordu. Fereng, Sultan, Mahsan, Begüm, Moluk ve Anka’nın, yani tüccarın öbür altı kızının her birinin ayrı bir şımarıklığı, çeşit çeşit istekleri vardı. Bazen, onların gürültülerini, oyunlarını duyan mahallenin erkek çocukları sokağa fırlarlardı. Tüccarın kızlarının neşeli
Dünyanın Bütün İnsanları-Biliyor muydunuz Hepiniz Türksünüz? DNA’larınız Bunu Kanıtlayabilir! Aşağıdaki alıntıyı, Murad Adji’nin, The Kipchaks-An Ancient History ofthe Turkic People and the Great Stepe 7 isimli ücretsiz İnternet kitabından aldım. Batılılar, Hunlu Atilla’nın önderliğindeki Moğol göçebelerinin Avrupalıların
- Düşünün bir kere, bizler insanlık tarihinin en mutlu kişileriyiz. Bak Yedike, içimizde en yaşlısı sensin. Her şeyin eskiden nasıl, şimdi nasıl olduğunu hepimizden iyi bilirsin. Niçin böyle diyorum? Bak anlatayım: Eskiden insanlar tanrılara inanırlardı. Eski Yunanistan'daki inanca göre güya bu tanrılar Olimpos dağında yaşarmış. Ne biçim tanrı imiş onlar? Saçmalık işte! Ne gelirdi ellerinden? Durmadan birbirleriyle kavga etmek. Asıl özellikleri birbirleriyle didişmek, hiç anlaşamamaktı. İnsan hayatını değiştirmek, insanın mutluluğuna en ufak bir katkıda bulunmak gelmezdi ellerinden. Zaten böyle bir şey düşündükleri de yok tu. Aslında tanrılar da yoktu. Bir efsane, masal, uydurma idi bütün bunlar. Ama bizim tanrılarımız bambaşkadır ve hemen şuracıkta, Sarı-Özek Uzay Üssü'nde yaşıyorlar. Ve biz bu tanrılarımızla bütün dünyaya karşı övünüyoruz, gururlanıyoruz. Aramızdan hiç kimse tanımıyor, göremiyor onları. Yasalar buna izin vermez. Onları görüp tanımak da gerekmez zaten. Öyle her önüne gelen, bir Mırkınbay bir Sirkınbay (Ali, Veli) "Merhaba, nasılsın?" diye el uzatamaz onlara. Asıl gerçek tanrılardır bunlar. Bak Yedike, az önce sen, uzay gemilerinin telsizle yönetildiğini öğrenince şaşıp kaldın değil mi? Oysa o iş bir çocuk oyuncağı, hem modası da çoktan geçti. Gün gelecek, insanlar da telsizle yöneti-lecekler, tıpkı şimdiki otomatlar gibi. Anlıyor musun, büyük, küçük herkes radyo dalgalarıyla yönlendirilecek. Bu deneylere başlandı. İnsanlığın yüksek çıkarları için çalışan bilim çok önemli sonuçlar, çok önemli veriler elde etmiş bulunuyor ...
Sayfa 47 - Sabitcan
Sokak fenerlerini düşünürken gökyüzüne baktım. Koyu karanlıktı, ama öbek öbek bulutların arasından dipsiz kara lekecikleri açıkça seçebiliyordum. Birden bu lekelerin birinde küçücük bir yıldız fark ettim ve dikkatle incelemeye başladım. İzlerken birden bir düşünce geldi aklıma: Evet, bu gece kendimi öldürecektim. Daha iki ay önceden aklıma
Reklam
( Zarif bir Hristiyanlık eleştirisi. )
_Oorroossppuu çocuğu, kahbenin evladı, ciğeri 5 para etmez, domuz ahırında doğan cüzzamlı yahudi piç’i Tanrınız yapmadınız mı? İğrenç şarlatan. Tanrı’yla bir kaltağın düzüşmesinden doğan bu soytarının kanını ve etini, şarap ve ekmek diyerek, meyhane yemeği gibi yiyip bağırsaklarınızdan geçirip, sıçıp tanrıyı boka dönüştürmediniz mi? _Bir boka
_Maske takarak yaşıyoruz ve maskenin içindeki gerçek beni unutup, ideal benliği gerçek sanıyoruz. Gerçek benliğimizle çatışma sonucu hastalanıyoruz. _Ortaçağda felsefesinde Tanrı, insanı kurgulayarak yaratır ve insan, tanrıya ulaşmak için uğraşır. Bu kurgu dünyası bir sınavdır. Ortaçağ ilkel insanı bu yüzden bir maske takar. Rönesans özgür
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.