Hayatın değil, kendinin seni şaşırtmasını bekliyorsun. Yapmam dediğim ne varsa, yaptım diyeceğin zamanların ötesinde uyanmak istiyorsun.
Aramak… Ömür boyunca aramak… Yalnız seni aramak… Paslı teneke kutularda, küf kokan dolaplarda, çerçevelerde, tenhalarda, ağaç diplerinde, sonra vapurlarda, trenlerde, hep seni aramak. Belki bu şehirde değilsin. Ne çıkar? Seni arıyorum ya. Belki de aynı sokakta evlerimiz, sabahları beni görüyorsun işime giderken. Sonra akşamı bekliyorsun, alacakaranlığı… Beni bekliyorsun ya da bir başkasını, bir başkasını. Hiç gel demeyeceğim sana. Aramak neredeyse ben oradayım. Ayaklarım ne güne duruyor? Yok yok birden karşıma çıkma. Kaç, saklan. Seni aramak istiyorum.
Reklam
"Ey dolambaçlı yollar! Gözünü budaktan sakınmayan, senden uzaklaşarak daha iyi bir talihi olacağını sanan ruha ne yazık! ister sırt üstü yatsın, ister yan yatsın, ister karın üstü yatsın her şey ona sert gelir; sadece sen ona rahatlık verebilirsin işte sen hazır bekliyorsun, bizi zavallı hatalarımızdan kurtarıyor senin yoluna koyuyor ve teselli ederek şöyle diyorsun: 'Koşun, size destek olacağım, sizi hedefe ulaştırırcağım, oradan da daha ötelere götüreceğim!' "
Mevlana zamanında yaşadığını düşün. Onu ziyarete gidiyorsun ancak muazzam bir kuyruk var. Hazreti görmek için iki gün kuyrukta bekliyorsun... Stres var, yorgunluk var, her an patlayacak bomba gibisin... Ancak içeri girdiğinde Mevlana'ya öfkelenmen söz konusu bile olamaz, öyle değil mi? Onu gördüğün an senin tüm olumsuz enerjin değişecektir. Çünkü karşında şeffaf bir ayna vardır. . Şimdi kime bağırabilirsin ki? Bu adam sadece gülümsüyor. Sen ona ne söylersen söyle Mevlana sana gülümseyecektir. Çünkü o rahmetin içindedir. Onun enerjisi seni de dönüştürecektir. Artık öfken yerini sevgiye bırakır..
# Gökyüzü Yolcusu
Mevlana zamanında yaşadığını düşün. Onu ziyarete gidiyorsun ancak muazzam bir kuyruk var. Hazreti görmek için iki gün kuyrukta bekliyorsun... Stres var, yorgunluk var, her an patlayacak bomba gibisin... Ancak içeri girdiğinde Mevlana'ya öfkelenmen söz konusu bile olamaz, öyle değil mi? Onu gördüğün an senin tüm olumsuz enerjin değişecektir. Çünkü karşında şeffaf bir ayna vardır. . Şimdi kime bağırabilirsin ki? Bu adam sadece gülümsüyor. Sen ona ne söylersen söyle Mevlana sana gülümseyecektir. Çünkü o rahmetin içindedir. Onun enerjisi seni de dönüştürecektir. Artık öfken yerini sevgiye bırakır..
Bunu nasıl anlatsam, bilmem ki!.. Şey, yanlış söyledim, yapmacıklı değil de, e, nasıl anlatayım… Şey… Versilov yavaşça: – Alaylı, dedi. – Evet, efendim, alaylı, yani alaylı da değil, şöyle azıcık alaylı, şöyle içten gelen Rus gülümsemesiyle, işte sizin de bildiğiniz o gülümsemeyle… Bu durum, sözünü ettiğim ileri gelen kişinin canını sıkmış. Demiş ki: “Sen burada ne bekliyorsun bakalım, sakallı? Kimsin sen?”
Sayfa 324
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.