Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
340 günde okudu
Atam sana Minnettarız
Bir çok kez kere Tarihte Nutuk hep yeniden yazılmıştır, çünkü Lozan Antlaşmayla bizde Türkiye Cumhuriyetinin Tapusu olduğunu hatırlatmak gerçeğiyle. Bir yandan tabi ki güncel bir dil ile olması amacıyla ve yahut daha çok kısa ve öz olma dileğiyle yazılması. Ama şunu en samimi duygularımla söylemeliyim ki, bu Kitaptan daha iyisi hiç bir zaman olacağını sanmıyorum. Çünkü içindeki Hatıralar size şu duyguyu veriyor, sanki bizzat işin içindeymişsiniz gibi. Bir çok olayları yaşamış, gözetlemiş ve bulunmuş kişilerin kendi hatıralarıyla aktarması bir çok olayı daha net anlıya bilmemiz için muazzam büyük yardımcı oluyor zaten. Orijinal Nutuk'u ilk kez okuduğumda kimin kim olduğunu bilmediğim için, bazen bile bağlantılar kuramadığım için, bir anlam veremiyordum. Bu konuda kendim yalnız olmadığımı başka kişiler de gözetleye bildim. Misal bu bana sebep oldu, bir çok başka Atatürk ve yahut Silah Arkadaşlarının Kitaplarını okumaya. Ama şimdi Gönül rahatlığıyla diye bilirim ki. Başka Kitapları okumadan ilk kez Nutuk okuyacaksanız, bu Kitap bir çok şeye başka Bilgiler edinmeden herşeyi anlamanız için yeteceğine inanıyorum. Bu Kitapta hoşuma giden ise, bazen zaman zaman aynen bugün gibi, Kitabı açıp bir kaç sayfayı okuyup yeniden hatıramı tazelemek için, ve yeniden ilk kez okuduğumda ki gibi o duyguyu yeniden yaşamak için mutlu etmesi. Buradan kalbimle Sayın Sinan Meydan'ı tebrik ederim, senelerdir hep Atamızı başarılı bir şekilde savunduğunuz. Atamızın yattığı yerden kesin bu Kitaptan çok memnun olacağına inanıyorum. Ne Mutlu Türk'üm diyene.
Hatıratlarla Karşılaştırmalı Nutuk
Hatıratlarla Karşılaştırmalı NutukMustafa Kemal Atatürk · İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayınları · 202053 okunma
384 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"Ben ki o kadar düşünürüm. Düşüncem, yorgunluğu yüzünden bir türlü yatağına giremeyip odasında sabaha kadar dolaşan adama benzer. Neden şimdi hiçbir şey düşünemiyorum?" Var böyle bir hâl . Tanpınar okumak bence zordur. Hadi okuyayım dediğim biri değil. Onu çok seven bir arkadaşım var, hatrına okuya okuya beş kitabını okudum. İç dünyası
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202316,4bin okunma
Reklam
755 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Fransız yazar Alexandre Dumas (Père) Döneminin sevilen ve çok okunan romantik yazarlarından biridir. Kurgu yeteneğini üst düzey bulduğum, okurken olayların gözünüzün önünde yaşanıyormuş gibi hissettiren, muhteşem betimlemeleriyle beni bu kitabında, günümüzden alıp 1600'ler Fransa'sına götüren bir yazardır. “Birimiz hepimiz, hepimiz
Üç Silahşor
Üç SilahşorAlexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20198,8bin okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
35 günde okudu
Symposion ve Eros
Uzun bir inceleme yazmaya niyetim yoktu fakat sanırım yine uzatacağım. (Kendim için notlar) Önce şunu söylemem gerekir ki: Platon’un diyaloglar içinde hocası Sokrates’i böylesine bilge ve saygın biri olarak tasvir edip onurlandırması, bu diyaloglar içinde kendi adını hiç geçirmemesi beni etkiliyor. Kitabın Yunanca adı Symposion, dilimizdeki
Şölen - Dostluk
Şölen - DostlukPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,040 okunma
90 syf.
8/10 puan verdi
Uzun süredir okumuyordum
Mustafa Kutlu
Mustafa Kutlu
'dan bir hikâye kitabı.
Arkakapak Yazıları
Arkakapak Yazıları
ile
Akasya ve Mandolin
Akasya ve Mandolin
kitapları deneme idi ne de olsa. Böyle düşünürsek 27 Mart'ta okuyup bitirdiğim
Anadolu Yakası
Anadolu Yakası
idi en son okuduğum hikâyesi. Uzun bir ara bu benim için. Bu arada bol bol
Fatma Barbarosoğlu
Fatma Barbarosoğlu
kitabı okudum, onun yazıları da tıpkı Mustafa Kutlu'nun yazıları gibi dinlendirici
Hüzün ve Tesadüf
Hüzün ve TesadüfMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20073,944 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Yazarın “Aylak Adam” kitabından sonra okuduğum ikinci kitabı oldu. Yabancılaşma,yalnızlık,suçluluk ve ölüm adına yazılmış psikolojik bir roman. Hakkında, kendisinden bile daha çok sayfalı incelemeler yazılmış bir kitap hakkında ben şimdi ne söyleyebilirim ki? 128 sayfaya öyle bir karakter yerleştirilmiş ki birçok edebiyat çevresinde araştırma ve inceleme konusu olmuş. Kitabın ana karakteri Zebercet. Babasının ölümünden sonra Anayurt Oteli’ni işletmeye başlayan ve tüm dünyası sadece otel olan yalnız Zebercet. Otelden hemen hemen hiç çıkmadan yıllarca yaşamını devam ettirmiş Zebercet için bir gece otele gelen bir kadın misafir dönüm noktası olur. Arzu noktası haline getirdiği kadının ayrılışından itibaren büyük bir arzu, ihtiras ve heyecanla otele geri gelmesini bekleyen Zebercet, beklediği her günde de kendi bilinçaltı ile yüzleşmeye başlar. O ana kadar saklanan tüm duygular artık ortaya çıkarken Zebercet acaba bunlarla başa çıkabilecek midir? Sadece kitabı alıp okuyayım derseniz sıkılıp bir kenara bırakmak isteyeceğiniz bir kitap. Karanlık ve ağır bir havası var çünkü. Okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim.
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202329,9bin okunma
Reklam
56 syf.
·
Puan vermedi
Var mıyım yok muyum?
Kısacık bir hikaye nasıl da derin etkiledi öyle… Şöyle ki buradaki karakter Akakiy Akakiyeviç Kürk Mantolu Madonna kitabındaki Raif Efendi ile ne kadar benzerdi değil mi? Böyle sessiz sakin yaşayan varlığı ile yokluğu belli olmayan sadece yapılması gereken işi layıkıyla yapan bir memur. Tabi Akakiy Akakiyeviç Raif Efendi’den daha mahsun geldi bana Rus Edebiyatından çıkan bir karakter olması sebebiyle yoksulluğu onlardan iyi işleyen yok. Tabi Gogol’un harika kaleminin etkisi yadsınamaz. Yazarın şu cümlesi gerçekten çok acıydı. “Hiç kimsenin arka çıkmadığı, hiç kimsenin değer vermediği, hatta sıradan bir sineği toplu iğnenin ucuna geçirip mikroskopta incelemekten kaçınmayan bir doğabilimcisinin bile dikkatini çekmeyen, kalemdekilerin alaylarına sabırla katlanan, son günlerinde de olsa zavallı yaşamını bir anlığına canlandıran palto kılığındaki parlak bir konuğun, hayatında bir an görünüp kaybolduğu Akakiy Akakiyeviç, hükümdarların ve dünyaya egemen olanların bile üzerine çöken o felakete uğrayan bir canlı yok olmuş, hiçbir olağanüstü iş görmeden yitip gitmişti.”
Palto
PaltoNikolay Gogol · Can Yayınları · 202037bin okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
11 saatte okudu
Ben bu değerli eser hakkındaki incelememi yapmayı reddediyorum aksine o muazzam insanın sizlere önsözünü aktarmak istiyorum ama şunu bilin okurken hiç sıkılmadığım aşkı, tutkuyu, merhameti, devrimi, mecburiyetti ve o insanların yaşamlarının sadece masum çocuklar için harcamasının konusunu aldığını söylemek isterim. Neyse çok fazla konuşup eser
Adiller
AdillerAlbert Camus · Can Yayınları · 2018733 okunma
368 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Savaş ve İnsanlık
Bu kitapta savaşın insan hayatını ne denli etkilediğini okuyacaksınız bunu zaten arka kapaktan anlarsınız. Kitapla alakalı benim bahsetmek istediğim nokta bu değil. Yazar, Kore’de ki-tıpkı bizim cahil kesimlerimizde olduğu gibi-kız çocuğuna ‘hiç’ gözüyle bakılma ve erkek çocuğunu üstün görme durumunu çok yalın bir dille ifade ediyor. Ve insanların sadece kendi canını düşünmek zorunda kaldığı noktada ne kadar da bencilleşebileceğini görüyoruz. Ahiret inancı olmasa insanların nasıl da hayvanlaşabileceğini düşündürdü bana. Özetle; bir günde boş bulduğum her an elime alıp bitirdiğim bir kitaptı. Sonlara doğru ağladığım bir paragraf oldu. Yine de bir eleştiri yapacak olursam sonunun daha farklı bitmesini beklerdim. Roman severlere tavsiye ederim, 11 yaştan itibaren okunabilir diye düşünüyorum.
Kardeşimin Koruyucusu
Kardeşimin KoruyucusuJulie Lee · Genç Timaş Yayınları · 2023319 okunma
248 syf.
7/10 puan verdi
Say Yayınları'nın baskısı özelinde konuşmak gerekirse kitabın anlaşılabilmesi(!) konusunda kafayı yemişler. Kitaptan önce uzunca bir giriş vardı. Ütopya fikrinin geçmişinden, dönemin olaylarından falan bahsediyordu. Bu tarz girişleri seviyorum, kesinlikle faydalı oluyorlar. Yalnız bu sefer, belki de kitabın içeriği gereği aşina olmadığım
Utopia
UtopiaThomas More · Say Yayınları · 201620,4bin okunma
Reklam
344 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Pennies ~ Pepper Winters . Gerçek anlamda karanlık ve esaret barındıran bir kitap olduğunu söylesem asla abartmış olmam bence. Beni sarsacağını bilerek başladım ve hala ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum Çok zor anlar, çok zor satırlar okudum. Dolar serisinin ilk kitabı, karanlık romantizmin zirvesi ve sadece kötü adamlar değil canavarlarla dolu
Pennies
PenniesPepper Winters · Pukka Yayınları · 202450 okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Şehirler insanları rahatsız eder...(s.231)
Ankaranın bilinmeyen bir yerinde Ayaşlı lakaplı bir adamın bir apartmanda kiraladığı 9 odası ve bu odalarda kalanlarla tanışıyoruz kitapta. Bu insanların günlük yaşamları anlatılıyor. Hiç bir karakter ön planda değil. Birbirlerine ne çok uzak ne çok yakın 9 dünya..Anlatıcı adını bilmediğimiz bir bankacı. Bu kişilerin bohem yaşam tarzları hoşunuza gitmeyebilir. Kitaba belki dönemini (1930'lu yıllar) yansıtması itibarıyla bir anlam yükleyebiliriz. Kitapta beğendiğim tek şey samimi anlatımı oldu.
Ayaşlı ile Kiracıları
Ayaşlı ile KiracılarıMemduh Şevket Esendal · Karbon Kitaplar · 20235,9bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
Bu kitabı en çok kendimi sorgulamama neden olduğu için sevdim. Duygu Asena ile ilk defa bu kitapta tanıştım ve açıkçası romanlarından önce düşüncelerini açıkça yazdığı bir kitabı okumak ve yazarı görebilmek hoşuma gitti. Bugüne kadar nasıl da keşfetmemişim? Tabii genel açıdan evlilik üzerinde durmuş. Evlilik, kadın erkek. Kadınların çektiği
Değişen Bir Şey Yok
Değişen Bir Şey YokDuygu Asena · Doğan Kitap · 2007549 okunma
100 syf.
·
Puan vermedi
·
16 saatte okudu
Soyut ile somut anlamın iç içe geçtiği, kendine ve çevresindekilerin hayatlarına yolculuğu konu alan kısa ve etkileyici bir eseri En Uzun Yol. Kitapta, kendisinin gözünden baktığımız karakter var ve diğerleri. Bu diğer karakterlerden en önemlisi, Ananda. Peki ama neden Ananda? Öncelikle onun cevabını hemen yazalım, kaynak wikipedia.
En Uzun Yol
En Uzun YolIşıl Aydın · Kafka Kitap · 03 okunma
352 syf.
7/10 puan verdi
Yazardan okuduğum ilk eser Ölüm Portresi oldu ama kesinlikle son olmayacak. O kadar sevdim ki. Özelikle müzik listesi ile birlikte okumanızı tavsiye ederim, kitabın anlatmak istediklerinin çoğu notalarda saklı. O yalnızlığın teması ve kendi kendine kalmanın çaresizliğini iki koldan birleştirip önümüze koymuş yazar. Karakterlerin durumu ve olay gidişatının işleyişi çok güzel ilerlemiş ve bu da kitaba akıcı bir okunma sağlamış. Konusuna gelirsem; Hera ve Atlas aileleri sayesinde çok sık görüşen fakat bir türlü ortak bir paydada buluşmayan iki aile dostunun çocuklarıdır. Hera’nın okulda çıkardığı bir kavga sebebi İle kaydının Atlas’ın olduğu okula alınması ile başlayan olaylar zinciri hız kesmeden devam eder. Hera için yeni olmayan duygular Atlas’ın sürekli yanında olması ile içinde tutamayacağı bir hal alır. Birlikte vakit geçirmeye başlayan ikili için artık duyguları saklamak imkansız bir hal alır ve Hera için mutluluğun kapısı açılmaktak üzeredir, fakat Atlas bu kapıyı bir türlü açmak istemez. Bunu fark eden Hera kendi içinden çıkarmadığı bir boğulma yaşar ama bunu Atlas’a göstermez. Yaşanan her şeyin üzerine bir çizgi çeken ikili için işler yolunda gidecek mıdır? Atlas ve Hera yan yana bile gelemeyen iki aile dostunun çocukları için gelecek nasıl şekillenecektir.? Öyle bir yerde bitti ki Atlas’ın ne yapmaya çalıştığını hiç anlamadım, acil ikinci kitap lazım acilllll
Ölüm Portresi
Ölüm PortresiBüşra Nur · İndigo Kitap · 202426 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.