Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evren Paşa, benim canımla oynadı. Dil Kurumunu kapatmak ne demek? Atatürkün vasiyeti var, mülkünü Dil Kurumuna bağışlamış. Paşa, mülk yağmacılığı yapıyor. Dil Kurumu, Mustafa Kemalin kurduğu, bu ulusu ulus yapan iki önemli kurumdan biri. Sevr olsaydı, Anadolu Türklüğü diye bir şey kalmayacaktı, o kesin... O ne yapmış, bir de dilini kurtarmak istemiş. Çok da tutumlu bir adam, devletin parasını harcamamak için çabalıyor. Kişisel parasıyla iki kurum kurmuş. Nasıl Kurtuluş Savaşında hayatını koymuşsa, ulusun hayatı için önemli gördüğü Dil ve Tarih Kurumlarını da kendi parasıyla kurmuş.
Sayfa 264Kitabı okudu
Muzaffer İzgü (29 Ekim 1933 - 26 Ağustos 2017)
Telsizler hemen çalıştı: “Konuk, ayı avlamak istiyormuş!” Konuk ki ne konuk, en büyük devletin en büyüklerinden… O büyük devletle öyle sıkı fıkıyız ki, kardeşten öte. Ne buyurursa o büyük devlet,biz hemen yerine getiririz, bir dediklerini iki etmeyiz; babamız, ağabeyimiz gibi bir devlet işte. Bu koskoca dost devletin, koskoca büyüğü, ayı
Reklam
İlk evladım Köksal 1969 yılında ikinci evladım Serdar 1971 üçüncü yavrum Hakan 1973 dördüncü oğlum da 1975 yılında dünyaya merhaba demişti. 13 Kasım Cumartesi 1976 gününden bir gün evvel Serdar'ın dişi çok ağrıyordu. Sabaha kadar ağlamış hiç yatmamıştı. En küçük oğlumu abisine (Köksal) bırakarak Serdar'ı dişçiye götürmeye karar verdik. Serdar
Edebiyat sınavlarının en beylik sorusudur: Şair burada ne demek istemiş? işin aslını ararsanız, tarih boyunca hiçbir şair, yazdığı şiirlerde ne demek istediğini kendi de bilmemiştir. Şiirde anlam aramak, evin duvarlarına renk beğenmek için bir resim sergisi gezmekten farksızdır. Çünkü, şiirde anlam arayanlarla duvar örüp ufku daraltanlar aynı sığ suların balıklarıdır. Şairin derdi bir şeyler anlatmak olsa kağıda düzünden girer, yani düzyazıya başvururdu. Bir şiir üzerine elbette konuşulur, düşünce belirtilir. Ama aynı şiir hakkında birbirinden farklı olan düşünceler arasında bir puanlama yapılamaz.
Sabaha karşı olan ölümlere bütün ölümlerden beter üzülürüm. Daha bir dokunur bana. Demek derim, her şey gibi, bir ağaç, bir iskemle, bir bana ne bileyim bir vapur, bir telgraf direği, daha aklınıza ne gelirse düşünün hepsini, her şey gibi o da savaşmış, gecenin karanlığı ile, yeni gelen günde, aydınlık içindeki yerini almak istemiş, ama gücü kesilmiş sabaha karşı. Yenilmiş.
Sayfa 26 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Acı Hikaye
Kaçırılan bir çocuğa dair ... Genç kadınların ısrarı üzerine hâkim bey kibarca öksürüp sandalyesinde biraz doğruluyor. Herkes ağzına bakarken, “Sizleri meşgul etmekten çekiniyorum gerçekten” diyerek yan çizme eğilimini belli edince karısının, “Hadi ama uzatma, herkes dinlemek istiyor” demesi üzerine tane tane, güzel bir Türkçeyle
Sayfa 163 - Kaçırılan bir çocuğa dairKitabı okudu
Reklam
Arkadaşlar Lütfen Okuyun
Sağırın Hasta Komşusuna Hatır Sormaya Gitmesi Anlayışlı, hal hatır, yol yordam bilen birisi bir sağıra; ''Komşun hastalanmış, haberin yok mu?'' Dedi. Sağır, kendi kendine ''Bu sağır kulakla, o hasta gencin ne dediğini ben nasıl anlarım?'' Dedi. İnsan hasta olunca, sesi de hafiflenir, zayıf çıkar. Bu durumda onun sözlerini hiç anlayamam. Ama,
Sayfa 221
Dali ve Bulgakov Kafka Okur'da
Kafka Okur'un 14 sayısında Salvador Dali ve Mihail Bulgakov var. Özellikle Bulgakov okumak isteyenler için Müsveddeler Yanmaz demekle Bulgakov ne demek istemiş burada açıklanıyor. Usta ile Margarita'nın alt yapısını anlatan inceleme yazısında güzel kelimeler mevcut. Usta kim Margarita kim bu çok katmanlı olağanüstü roman spoiler vermeden detaylarıyla incelenmiş. Bulgakov'un gerçek hayatından izler taşıyan romanı da Dünya Edebiyatı okuyan herkesin okuması gerekiyor.
H. Tuğberk Bahadırtürk - Müzeyyen
"Müzeyyen; bir kar tanesinin yere düşmesi kadar kader." Size önce kaderden bahsederek giriş yapmak istiyorum. Kader; alınyazısı, mukadderat veya yazgı olarak da adlandırılabilir. Bütün evrenin, yaşanılan ve yaşanacak olan her şeyin önceden ve değiştirilemeyecek bir şekilde dizayn edinildiğinde olan bir inançtır. Ezelden ebede kadar
252 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Güzellik/beğeni konusunda, hızlı başlayıp hızlı biten bir roman oldu benim için Ankara; yani, demek istiyorum ki, başlarda ne kadar beğendiysem, sonlara doğru o kadar beğenmedim. Tabii bu "Korkunç bir yazın, hiç olmamış!" manasına gelmiyor, aksine, sonlara doğru giderek fenalaşan kısımlarına karşılık, hala güzel bir kitap Ankara. Simgesel olarak Selma Hanım'ın hayatındaki üç erkekle Ankara arasında bağ kurulmuş, bu esnada Selma Hanım, yer yer düşünceleriyle birlikte insanı fikren tatmin etmiş ve hatta Yakup Kadri'nin bir kadını böyle incelikle düşünebilmesi insanı şaşırtmış, fakat sonunda, kısaca söyleyebilirim ki olmamış. Çünkü eksik kalmış; Yakup Kadri, olaylara bir inceleme yoluyla mı yaklaşsın yahut bir romanın bütün inceliklerini mi kullansın bilememiş sanki. Belki daha uzun olsaymış?.. Bilemiyorum, açıkçası bir şey eksikti bu romanda. Bir başka husus, yazarın beklentisi, beklentileri... Onlar doğrultusunda birtakım şeyler vermek istemiş, ancak verememiş, bir türlü olduramamış gibi. Mamafih, doyurucu tahlilleri, dikkat icap ettiren gözlemleriyle önem verilmesi gereken bir kitap. Dikkatli okumalar.
Ankara
AnkaraYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20183,513 okunma
Reklam
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
De ki: “SİZ ALLAH’A DİNİNİZİ Mİ ÖĞRETİYORSUNUZ? OYSA Kİ ALLAH, GÖKTE NE VAR, YER DE NE VAR HEPSİNİ BİLİR. ALLAH HER ŞEYİ ÇOK İYİ BİLMEKTEDİR.” Kitabı elimde gören çoğu kişi bu nasıl kitap, ne biçim kitap ismi dediler, toplu taşımada da okurken birkaç kere sorgulayıcı bakışlara maruz kaldım. Kitap, ismini gördüğünüz üzere Hucurat Suresi 16.
Allah'a Öğretilen Din
Allah'a Öğretilen DinEmre Dorman · İstanbul Yayınevi · 2016440 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.