Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Birden düşümde koltuğa oturmuş durumda tabancayı elime aldığımı ve kalbime, başıma değil kalbime dayadığımı gördüm; oysa önceden kesinlikle tam şakağıma ateş etmeyi düşünmüştüm. Göğsüme tabancayı dayadıktan sonra bir iki saniye bekledim; mum, masa karşımdaki duvar birden hareket etmeye, dalgalanmaya başladı Hemen tetiğe dokundum. Bazen düşünüzde
Sayfa 777 - 778, 779, 780, 781, 782 Yapı Kredi Yayınları
Hiç de estetik olmayan görsellerle karşınızdayım. Taşınıyoruz. İlk kitaplardan başladım. Zaman içinde bir hayli kitap toplamışız evimize. Elime aldığım her kitap bir milisaniyeliğine de olsa beni başka bir ana götürüyor. Annemin genç kızlığında İsmet Özel’e, Rasim Özdenören’e imzalattığı neredeyse o her yeri çizili kitaplar. Annemin ben 10
Reklam
74 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
On İki Hayvanlı Türk Takvimi'ne göre Yalpağan Yılı'nda olduğumuzun şerefine değerli arkadaşım Emre Bozkuş tarafından hazırlanan Fantastik Öykü ve Resim Seçkisine hoş geldiniz! Hazırladığı öykü ve resim seçkisine ad vermede yerli bir ad yerine Yerdeniz serisindeki yalpağanın adı seçerek Ursula Kroeber Le Guin'in eserlerine olan
ORM 1 Fantastik Öykü ve Resim Seçkisi
ORM 1 Fantastik Öykü ve Resim SeçkisiKolektif · Metinlerarası Yayınları · 20243 okunma
Yeri gelmişken, özellikle sol tandanslı arkadaşların diline pelesenk olmuş bir şehir efsanesine de değinmek istiyorum. Derler ki, kapitalizm bireyi yalnızlaştırıyor, atomize edi­yor. Çünkü yalnızlaşmış birey kapitalizm için daha yağlı bir müşteridir; yalnızlık arttıkça satışlar da iki katına çıkar. Ayrıca yalnızlaşmış birey toplumsal organizmadan koptuğu için, çevresindeki sosyal sorunlara karşı da duyarsızlaşır, ta­mamen kendi bencil çıkarlarıyla ilgilenir. Hiç de değil! Tam tersine, kapitalizmin en iyi müşterisi aile kurumudur. Kusura bakmayın ama, hiç kimse aile kadar tüketemez! Tanıdık sahneleri şöyle bir gözümüzün önüne getirelim; yalnız bireyler genelde daha sade yaşarlar ve tüketimleri makul düzeylerded­ir. Asıl çılgınca tüketenler ailelerdir. Sosyal duyarsızlık ko­nusu da aynı şekilde yalan! Tam tersine, evlilik kurumu kadar insanı içe kapatan, her şeyden koparan, kendi evi dışındaki her şeye karşı duyarsız hale getiren başka bir kurum yok. Yalnız yaşayan bireyler etkin bir şekilde sosyal hareketlere katılmakla kalmıyorlar, aynı zamanda kendi kişisel yaşamlarını ren­klendirmek için de her fırsatı değerlendiriyorlar. En hantal, en hareketsiz, yeniliğe ve farklılığa en kapalı olan yaşam ünitesi evlilik kurumunun ta kendisidir. Kaldı ki, yalnızlık sadece fiziksel bir durum mudur? Yalnız başına yaşayan ama çevresi­yle çok güçlü bir etkileşim içinde olan bir birey mi, yoksa bir evliliğe saplanıp ne ileri ne geri gidebilen ikili mi yalnızdır? "Birlikte ama yalnız" deyimi boşuna çıkmış olmasa gerek.
Pdf
Anlatırken hiçbir ayrıntıyı kaçırmamak gibi bir amacım yok. Zihnimi uzun süre yoramıyorum zaten. Bazen de olaylar birbirinin içine geçiyor. Öyle şeyler de var ki zihnimde, bunları sahiden yaşadım mı yoksa benim kurguladığım şeyler mi ayırt edemiyorum. Çok tanıdık, bir o kadar da bulanık olaylar. Bazı yüzler var aklımdan silemediğim. Bu insanlar sahiden hayatıma girdi mi, yoksa bir gazeteden, dergiden, televizyondan zihnimde takılı kalan fotoğraflardan mı hatırlıyorum bundan da emin değilim. Zihni bu kadar karışık bir adamın söylediklerini dinlemek bize ne kazandırır diyeceksiniz. Bu da başka bir eğlence değil midir?
192 syf.
·
Puan vermedi
SİSLER ŞEHRİ KISIM II Vahşiler, Kansızlar, Kan Tazısı, Lupus , Talpa, Aylak, Provokatör, Canavarımsı... Eski Dünya'nın en güçlü büyü kullanıcıları Druidler,zihnin çeşitli şekillerde mümkün kılan Zihinbazlık,kumun gün içindeki hareketlerini okuma konusunda uzmanlaşmış Çöl Kolcuları,Vahşi Büyüler; aksiyon,distopya,gerilim dolu başdöndürücü bir kurgu .  Terk edilmiş şehir;idam mahkumlarına son bir şans vermek için sekiz sektöre ayrılmıştı. Şehrin yedinci sektöründe hükümlülerin sıkı bir askeri denetimle yaşadığı bölge kimsenin içine girip çıkamadığı bir sis tabakasına dönüşür. Bir yanda güç diğer yanda özgürlük için savaşılırken her iki kesimide yok edip gücü eline geçirmek isteyen Şerif Frederick çıkıyor karşımıza.  Halka yön veren rahipler ,halkı kendi istediği şekilde yöneten şerifler ve halkı özgürlüğüne kavuşturmak isteyen Direnişçiler .  Oluşturulan fantastik dünyada roller dağıtılmış, karakterler ete kemiğe büründürülmüş. Ne kadar fantastik bir dünya olsa da yaşananlar hiç yabancı gelmiyor nedense.Tarikat kisvesi altında güçlerine güç katmak isteyenler din adamları ,bir grup asi ve dışlanmışların özgürlük mücadelesi onlara karşı tek adam olarak tüm gücü kendinde toplamak isteyen Şerif Frederick çok tanıdık karakterler değil mi ?   Zengin karakterleri ve derin kurgusuyla okuyucuları etkisi altına almayı başaran Sisler Şehri Kısım II oldukça sıradışı bir seriydi.Okuru usta anlatımıyla kurgunun içine çekerken,eşsiz bir keyif veriyor. Yazarlarımızı yürekten kutluyorum kalemleri daim olsun.
Sisler Şehri
Sisler ŞehriHakan Yurtseven · Linza Yayınları · 202313 okunma
Reklam
Şirin Öğretmen'i, hastanedeyken yapılan bir haberle tanıdık: Sekiz yerinden bıçaklanmış ağır yaralı yatarken, fail serbest bırakılmıştı. Şirin Öğretmen, korunma hakkını kullanabilmek için, "Asla yalnız yürümeyeceksin" diyerek onun yanında yer alan Platform, iki çocuğu ve kendi ailesiyle birlikte uzun, zor ve sabır gerektiren bir
Sayfa 134Kitabı okudu
Mobbing Bank Diyor ki;
Kuklalar Arasında ki Kör Dövüş Kuklacı ile savaşan bir tek Mustafa Kemal Atatürk'ü tanıdı dünya ve insanlık. Gerisi kuklacı lehine kuklalar arası dövüşten ibaret. Kuklacı ile savaşalım diyen çok az olduğu için fırsat büyük. Kuklalar iplerinin oynatıldığı kadar hareket edebilirler. Kukla yaratanlar ve kukla oynatanlar farkını
78 syf.
7/10 puan verdi
Sandık Gözlemcisinin Uzun Günü komünist parti üyesi Amerigo Ormea’nın bir seçim gününde yaşadıklarını anlatıyor. Gönüllü olarak denetçi yazılan Ormea’nın oy verme sürecinde başına gelenler sayesinde aslında henüz faşizmden çıkıp demokratikleşme yolunda ilerleyen İtalya’nın siyasi iklimi, kültürel durumu, insan ilişkileri hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Politikanın kamu yararına değil kişisel çıkarlar uğruna şekillendiği bir atmosferi, detaylarıyla okurken bir yandan da Ormea’nın kız arkadaşı ile arasında geçenlere, bu ilişki üzerinden iç hesaplaşmalarına şahit oluyoruz. Koltuk ve iktidar kavgaları, din üzerinden şekillendirilmeye çalışılan toplum, sadece oy verme gününde fikri istenen seçmen, her zaman tarafsız ve bağımsız olması gereken yargının yanlılığı… Ne kadar tanıdık manzaralar değil mi? Italo Calvino okumaya devam. Herkese tavsiye ederim
Sandık Gözlemcisinin Uzun Günü
Sandık Gözlemcisinin Uzun GünüItalo Calvino · Yapı Kredi Yayınları · 2017212 okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Günümüz en büyük sorunlarından birisi teknoloji değil mi? Özellikle çocuklar üzerindeki etkisi oldukça büyük. İşte kitabımızda Hayri’nin kendi halinde bir çocuk iken arkadaşında tanıştığı tablet ile hayatında oluşan değişikliklerden bahsediliyor. Kendisi de tabletle oynamaya başlayınca hem huyu hemde karakteri değişiyor. Sanal oyuna gittikçe kendini kaptıran Hayri rüyalarında bile görmeye başlar. Sonrasında ailesi ve öğretmeninin desteği ile terapi alır. Hikaye çok tanıdık geldi dimi? Bazen ben kızımda da aynı sahneleri yaşıyorum. Ne kadar engel olmaya çalışsakta bir yerde ipin ucu kaçıyor. Teknoloji ile çocukların ne hale gelebileceğini onları nasıl etkileyeceğini anlatan bir hikaye. Her çocuk eminim ki kendisine ders çıkarır. Tabi ebeveynlerinde bu konuda tutarlı davranmaları gerekiyor. Yol gösterici, öğretici kısa bir hikaye tavsiye ederim.
Sanoc
SanocMehmet Teber · Çok Çocuk Kitap · 202320 okunma
Reklam
HAVUZ BAŞI Beyazıt Havuzu'nun kenarındaki kanepelerden birine oturmuş sizi bekliyorum. Yaşını almış bir adamın yirmi yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum: Belki, bir geç olma hadisesi. Belki de bir çeşit hazları, kederleri, çocuklukları uzatma temayülü. Ama bu uzayan yaz, kışın gelmeyeceğine alamet
96 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
#AgotaKristof ‘dan okuduğum ilk kitap #ÖnemiYok ; yazarın 1956 yılındaki zorunlu göçünün ardından hayallerinden, çocukluğundan ilhamla yazdığı yirmi beş öyküden oluşan tuhaf,rahatsız edici, absürt ve bir o kadar da dokunaklı bir kitap. Yerinden yurdundan ayrı kalmışlığını, aidiyet duygusundan yoksunluğunu, hayata karşı umudunun olmayışını,
Önemi Yok
Önemi YokAgota Kristof · Can Yayınları · 2023498 okunma
Lisette aceleyle yatağın başucuna kadar geriye kaçtı. Göz- lerini çevirdi. Daniel onu kalçalarından yakalayıp kendine çek- ti ve onu altına yatırdıktan sonra, geceliğini elinden alıp yere attı. "Tekrar boşalmak ister misin?" Yine mi? Lisette'i heyecan basarken aynı zamanda yanak- ları alev alev yandı. Daniel onu cevap verme
Sayfa 228
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.