"Helâk etmez bir iki darb-ı zikr emmâre-i nefsi
O bir tünd ejdehâdır kim nice cellâddan kalmış”
▪Nefsi ufak bir iki gayretle, zikir darbesiyle hizâya getiririm zannetme. O, çok cellatlardan kurtulan korkunç bir ejderhâdır.
Sayfa 46 - Anlamlı Bir Hayâtın Peşinde KonuşmalarKitabı okudu
Nefsi emmare yavaş yavaş, aldata aldata kendine uyduruyor. 50 sene evvelki dede, kabirden çıkıp şimdikileri görse kafir der. Bu insanlar bu hale nasıl geldi? Yavaş yavaş...
Yenişehirli Avni merhum şöyle diyor:
" Helâk etmez bir iki darb-ı zikr emmâre-i nefsi
O bir tünd ejdehâdır kim nice cellâddan kalmış"
Nefsi ufak bir iki gayretle, zikir darbesiyle hizaya getiririm zannetme. O, çok cellatlardan kurtulan korkunç bir ejderhadır, diyor.
Dünyada ne kadar nefsi emmâre varsa , şeytana giden o kadar olası yol var. Dünyada ne kadar insan ve ruh varsa, Allah'a giden o kadar yol var. İnsanoğluna düşen görev , nefsinin yırtıcı hayvanlarını ve kötü unsurlarını terbiye edip ruhunun emrine sunmaktır.
İnsan, aşağı olan behimi (hayvani) nefs, ortada olan yırtıcı (seb'i) nefs ve en şerefli olan meleki nefs olarak üç kuvvenin birleşimidir. En aşağı olan nefs ile o, hayvanlarla ortaktır, en şerefli nefs ile onlardan ayrılır. En şerefli nefs ile meleklerle ortaktır ama en aşağı nefs ile onlardan da ayrılır.Seçim dizgini ve tercih gemi onun elindedir.
Bu üç nefsin tabiri Kur'an'ı Kerim'de; emredici nefs(nefsi emmare), ayıplayıcı nefs(nefsi levvame) ve tatmin bulmuş nefs(nefsi mutmaine) olarak geçer.