Onun için tasavvufun dilindeki imajinatif yan şudur: sade bir hayat tarzı, nefti tasfiye etme, dünyadan uzaklaşma, kendine dünyevi şeylerden arındırma vs.
Sana durlanmış kelimeler getireceğim
pörsümüş bir dünyayı kahreden kelimeler
kelimeler, bazıları tüyden bazısı demir
seni çünkü dik tutacak bilirim
kabzenin, çekicin ve divitin
tutulduğu yerden parlayan şiir.
Zorlu bir kış geçirdim, seninki gibi neftî
acıktım, bitlendim, bir yerlerim sancıdı
sökmedi ama hoyrat kuralları faşizmin
çünkü
Sana durlanmış kelimeler getireceğim
pörsümüş bir dünyayı kahreden kelimeler
kelimeler, bazısı tüyden bazısı demir
seni çünkü dik tutacak bilirim
kabzenin, çekicin ve divitin
tutulduğu yerden parlayan şiir.
Zorlu bir kış geçirdim, seninki gibi neftî
acıktım, bitlendim, bir yerlerim sancıdı sökmedi ama hoyrat kuralları faşizmin
çünkü kalbim aşktan çatlayıp yarılırdı.
Her sabah çarpışarak çekilirdi karanlık alnacımdan acılar bile duymadım kof yürekler önünde
beynim her sabah devrimcinin beyniydi
ayaklarım donukladı gelgelelim
sağlığın yerinde mi?
papatya esansısın sen ve nefti
yaprakları yalnızca
ve sepalleri ve saçların
ki içinde ritmik bir hamparsun
limonciyan notası duyulurdu
floransalı bir ressam ve
ışık hızıyla gelirdin ki
ben derhal
turunçgi
Zorlu bir kış geçirdim , seninki gibi neftî
acıktım , bitlendim , bir yerlerim sancıdı
sökmedi ama hoyrat kuralları faşizmin
çünkü kalbim aşktan çatlayıp yarılırdı.
Şahsi okur
Nefti okur
Fuzuli okur
Nasrettin hoca fıkralarına bayılır
Okur okumaz
Bu onunla onların arasında
Biz ne karışırız
Duygu beni bir dinlese
Ona anlatacağım şeyler olur.
Öykü yazarı olacakmış büyüyünce
Ben de öğretmen olacağımı söylemiştim küçükken öğretmenime
Sonra ne oldum..
Süpermen olup antebin semalarında uçacak halim yoktu ya
Anamın fasulyelerinden yiyip gazman olmak hayali kurardım o başka.
Onu açma bunu açma onu söyleme bunu anlatma
Duygu bir sus Allahını seversen
Bir inanıver artık bana
Kerameti kendinden menkul insanlarla çatışmaktak yoruldum.
Sulh istiyorum senden.
Barış inadına.
Sabahlar, her zaman güzel değildir,
Her zaman ayrılık akşamla gelmez.
Al atlar sırtında hoyrattır fecir,
Hoyrattır, ne kalbler kırmıştır, bilmez.
Sabahlar her zaman güzel değildir.
Vakti, bir yerinden bölünce şafak
İri ve rüyalı gözlerle müphem;
BEYAZ LÂLE
Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Napolyon Mısır eyaletine bunun için saldırmıştı. İngilizler Mekke, Medine, Kudüs dahil bütün kutsal topraklar gibi, Irak ve Suriye eyaletlerindeki nefti de hırsla istiyordu. Rus Çarı'nın gözü İstanbul'daydı. Bulgarlar Çarigrad dedikleri bu muazzam şehri düşlüyorlardı. Ah ah, diye hayıflandı, bu aptal çocuklar atalarımın yüzlerce yıl yönettiği birçok yeri elden çıkaracaklar, tahttaki biraderim de aptalın önde gideni, bu işlerden hiç anlamaz. Korkarım ki İmparatorluğun çökmesi yakındır. Bu işler ince siyaset ister. Eğer Bulgar, Yunan, Sırp kiliselerinin birleşmesini çeşitli taktiklerle önlemeseydim, Rumeli' deki isyanları bastıramazdık. Anadolu'd a isyan eden Ermenileri Kürt aşiretleriyle hizaya getirmeseydim onlar da bağımsızlıklarını ilan etmiş olurlardı. Şimdi bu ince siyaseti kim yapacak, cahil çocuklar mı, aptal kardeşim mi?
ah evet şimdi o çocukluğun ay-ışıklı gecelerinde
olduğu gibi dantel yapraklı selvi ağaçlarının
serin nefti yapraklarına gözümüz takıldığında
zeytin ağaçlarının sesini duyar gibi olduğumuzda
yani onlar cırcır böceklerinin eşliğinde
serin akşam şarkılarına başladığında
akşam sefaları gecenin getireceği
binbir kötülükten ürkerek eve yani
kendilerine doğru bir yolculuğa çıktıklarında
arasöz geçtikten sonra
dış kapı önlerine su döküldüğünde
kurabiyeleri bir an evvel kapabilmek için
büyük bir ciddiyet ve sabırsızlıkla
ev ödevlerine oturulduğunda
bir taşra gelini duvağı ile birlikte
motosikletin arkasına oturtulduğunda
sevgilim
“will you come stepping out with me?”
“Bil ki;dünya dediğin lüzumsuz bahçe,bazen her yer,bazen tek bir yer,bazen de hiç bir yerdir.İnsan dediğin kötü tohum,basen her şey,bazen tek bir şey,bazen de hiç bir şeydir.Ama tuhaf olan bu değildir.bu işteki asıl acayiplik,öyle ya da böyle oluşunun hiç fark etmeyişidir.Ve işte tam da fark etmediğini fark ettiğin o nefti anda,âlemin ritmi bozulur,içi boşalır,bir güvercinin karda bıraktığı ayak izlerine dönersin.Sonra azıcık kar yağar,silinirsin.Böyledir.”
Zorlu bir kış geçirdim, seninki gibi neftî
acıktım, bitlendim, bir yerlerim sancıdı
sökmedi ama hoyrat kuralları faşizmin
çünkü kalbim aşktan çatlayıp yarılırdı.
Her sabah çarpışarak çekilirdi karanlık alnacımdan
acılar bile duymadım kof yürekler önünde.
beynim her sabah devrimcinin beyniydi
ayaklarım donukladı gelgelelim
sağlığın yerinde mi?
Ayaklarıyla ezip fıçıya mı bastılar seni
Nefti kasnaklı bir fıçıya,
Aldırma, kara üzüm!
Sen, o Kırmızı şarabına doğru
İçten içe
Harıl harıl
Çalışmana bak, iki gözüm!