Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Seyit Kutub’un hezeyanları!
Seyit Kutub’un Hazreti Osman efendimiz hakkındaki akıl almaz iftiraları ile zekât konusundaki İslam’a zıt, sosyalizm benzeri sözlerini iki yazımda kaleme almıştım. Pek çok okuyucum Seyit Kutub’u böyle bilmediklerini ifade ederek başka hatalarının olup olmadığı konusunda sorular sordular. Bu itibarla kendisi hakkında bir yazı daha almaya karar
Köleliğin Menşei
Köleliğin çok eski kavimlerde de bulunduğu; bunu İslâmiyet'in ihdas etmediği bellidir. Maamafih bu müessesenin kaldırılmasını, siyasî, sosyal ve iktisadî sebepler dolayısıyla uygun görmeyip, onu ıslah ettiği, kölelerin hukukî ve sosyal vaziyetlerini düzelttiği de bir hakikattir. Eski cemiyetlerde, kölelik neticesini doğuracak pek çok yol
Reklam
"Ya Rasûlallah! Hani Müslümanlar'ın bir vücut gibi olduklarını haber vermiştin. Vücudun bir organı acı çektiğinde sâir organlar sabahlara kadar nasıl uykusuz kalırsa, İslâm Coğrafyası'nın bir noktasındaki acının hissedilmesi de her bölgede aynı olacaktı. Nerede bizim ızdırabımızı duyup uykuları kaçacak, sıtma nöbetine girecek o Müslümanlar? Onlar Kur'ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyye'nin hâsılası mahiyetinde olan fıkıh mecmularını da okuyor, şu fetvayı da biliyorlar: 'Eğer kâfirler Alem-i İslâm'ın doğusunda bir Müslüman kadını esir alsalar, batıdaki bütün Müslümanlara o kadını fidye vererek kurtarmak vacip olur..."
TEVAFUK UĞRUNA İŞLENEN BİD'AT
Selef-i salihin, Kur'an konusunda devamlı takva üzere hareket etmiş, bu konudaki her yeni yaklaşımı çekince ile değerlendirmiş, ihtiyatla karşılamışlardır. Öyle ki, bu endişe, hayırlı ve ümmete faydalı işlerde dahi onlardan ayrılmamıştır. Vahiy kâtiplerinden biri olan Zeyd b. Sabit el-Ensari (ra) şöyle demiştir: "Ebu Bekir, Yemame
Sayfa 79 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Sessiz Çığlık
Bütün seslerin gökyüzünde toplanacağını düşünsek, Dünya'nın her köşesinden her an acı bir ses asılır gök Kubbe'ye. O ses; Gece uykusunu tam alamayanların şikayeti değildir.. Oyuncağı kırıldığı için saatlerce ağlayan bir çocuğun, Birkaç saat aç kalanların müşkül sesi değildir ! O ses; Ailesinin üzerine bomba düşme korkusuyla uyuyamayan
Güneş Sende Doğar Mı Ki?
~•~ I. Ey Alem-i İslam'ın kanayan yüreği, Gözü kanlı Siyonizmin elinde bir keklik avı, Bir zamanlar masmaviydi gökyüzün, Sokakların huzur kokar, Kardeşliği anlatırdı.
Reklam
Müslümanlar olarak Kur'an'a nasıl yaklaşıyoruz?
Bugün Kur'an'ın pek çok Müslüman için yararlı olmayışının nedenleri, cinleri ve hayaletleri uzaklaştırmak için evlerinde tutmaları, muskalar içine yazıp boyunlarına asmaları ya da bu muskaları ıslatıp suyunu içmeleri ya da anlamını kavramadan bir ödül almayı bekleyerek okumalarıdır. Onlar artık Kur'an'dan hayatları için yol göstericilik yapmasını beklemiyorlar. Inançlarının, ahlaklarının, uygulamalarının ve davranış biçimlerinin nasıl olması gerektiğini, dost ve düşmanla olan ilişkilerde hangi ölçülerin gözetilmesi gerektiğini, kendilerinin ve çevrelerindeki insanların haklarının neler olduğunu öğrenmek için Kur'an'a danışmıyorlar artık. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu, kime itaat edip kime etmeyeceklerini, dostlarının ve düşmanlarının kimler olduğunu, saygının, iyilik ve faydanın nerede, utancın eksiklik ve kaybın nerede olduğunu ona sormuyorlar. Biz müslümanlar, bu önemli soruların cevabını Kur'an'da aramaktan vazgeçtik artık. Onun yerine kafirlere, putperestlere, yanlış yola sapmış bencil insanlara, hatta kendi bencil egomuza soruyor ve onlar ne derse onu yapıyoruz. Allah'ı önemsemeyen ve diğerlerinin öğütlerini tutanlara ne olduysa bize de o oldu. Şimdi dünyanın her yerinde ektiklerimizi biçiyoruz- Filistin'de, Orta Doğu'da, Pakis- tan'da, Endonezya'da ve daha başka pek çok yerde.
Madem mezhepler haktır ve madem cemaatler doğrudur o zaman bugün hepsi birleşsin de dinlerini bölük bölük etmekten kaçınsınlar. Birine göre yapılan iş cennetlikken, diğerine göre haramsa, nerede kalıyor hak ve evrensellik?
Hep sorarız" nerede o eski Ramazanlar" Belki de Ramazan-ı şerif de bize soruyor "NEREDE O ESKİ MÜSLÜMANLAR?..!"
Diploması takva olan bir mekteptir oruç
Ya Rasulallah! Hani Müslümanlar'ın bir vücut gibi olduklarını haber vermiştin. Vücudun bir organı acı çektiğinde sâir organlar sabahlara kadar nasıl uykusuz kalırsa, İslâm Coğrafyası'nın bir noktasındaki acının hissedilmesi de her bölgede aynı olacaktı. Nerede bizim ızdırabımızı duyup uykuları kaçacak, sıtma nöbetine girecek o Müslümanlar?
Reklam
Hep sorarız" nerede o eski Ramazanlar" Belki de Ramazan-ı şerif de bize soruyor; "NEREDE O ESKİ MÜSLÜMANLAR?..!"🌷🕊️
"Itirafa mecburuz ki: Her yerde olduğu gibi Şarkta, yani Müslümanlar arasında da ufak bir muhakemeye lüzum hissetmeksizin her sözü körü körüne kabulde ısrar eden mutaassıplar vardır, hâlâ da vardır. Bunlar ne şekilde olursa olsun, rivayete, nakillere o derece aşıklardır ki, nerede ve hangi mesele hakkında bir nakil görseler, -meşhur hatibu'l-leyl (gece karanlığında odun toplayan)- misaline uygun olarak onu hemen alırlar, kitaplarına geçirirler, neye mâl olursa olsun onu kabulde ısrar gösterirler. Bunlar kendilerini kelimelerin akıntısına o derece kaptırmışlardır ki, eskilere mahsus herhangi bir tefsirde, kitapta ne olursa olsun, gördükleri bir mütaleayı müdafaa etmeyi dinin gereklerinden bilirler. İslam düşmanlarından ziyade, İslam dinine mensup olduğunu iddia eden bu zümrelerden bizzat müslümanlığın pek çok zarar gördüğünü söylersek, hiç de mübalağa etmiş olmayız." Diyanet İşleri Başkanlarından Ahmed Hamdi Aksekili (1951)
Sayfa 9
687 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Suç ,Ceza ve Vicdan Azabı
Suç, Ceza ve Vicdan Azabı Nasıl başlık ama, mükemmel estetik duruyor değil mi ? Romanı ilk okuduğumda 12-13 yaşımdayken falan aklıma bu başlık gelmişti. “Ben olsam kitabın adını böyle yapardım” demiştim. İyi ki ismini ben koymamışım berbat olurmuş. Neyse konumuz bu değil, kitabı incelemeden önce biraz vicdan azabını tanıyalım. Bu yazılar
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022158,9bin okunma
Tercihsiz farkındalık 'mokşa'dır, mutlak özgürlüktür. Cehennem esarettir, cennet de esarettir. Cennet güzel bir hapishane olabilir, cehennem çirkin bir hapishane olabilir; ama ikisi de hapishanedir. Bu noktayı ne Hıristiyanlar anlayabiliyor ne de Müslümanlar, çünkü onlara göre cennet son nokta. Onlara İsa'nın nerede olduğunu sorduğunda cevapları yanlış. "Cennette Tanrı'yla birlikte" diyorlar. Bu kesinlikle yanlış. Eğer İsa cennetteyse, o zaman aydınlanmamış demektir. Cennet çok değerli olabilir ama yine de hapishanedir. İyi olabilir, hoş olabilir ama yine de bir tercihtir, cehenneme karşı bir tercih. Günaha karşı seçilmiş erdem çoğunluğun aldığı bir karardır ama azınlık da kendi tercihi için bekliyor.
Sayfa 162Kitabı okudu
653 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.