Aklımda kalan tek şey, ilk görüşte tutulduğum fen fakülteli devrimci kızdan kalan nergis kokusu…
Bir kaç nergis ezmiş olacak ki, ortalığı yoğun bir nergis kokusu aldı.
Sayfa 210Kitabı okuyor
Nergis kokusu almış onu çok uzaklara götürmüştü.
Sayfa 105Kitabı okuyor
Seni, gülüşü gül olup da açan kız
Uzandığım her kapıda yüzümü saran esinti
Seni, yürüyüşü yağmur, kokusu nergis
Seni, turuncu düş, seni deniz mavisi ...
Seni, gülüşü gül olup da açan kız
Uzandığım her kapıda yüzümü saran esinti
Seni, yürüyüşü yağmur, kokusu nergis
Seni, turuncu düş, seni deniz mavisi...
Eksik kalmış tek sözcüğü uzun bir şiirin
Bir dalın açmamış o son tomurcuğu
Yüeğime selamsız sabahsız girdiğin
Belli, geçerek o dikensiz yolu
Seni, yaz günleri topraktan tüten buğu
O bir anlık, bir solukluk yağmurlardan sonra
Seni, sevincin yangını, acının külü
Gittin artık, bu şiirler kaldı bana
Gittin artık, ardında mavi bir tütsü
Saçarak, geniş ufuklarından sonsuzluğun
Ey kara sevdalarımın göçmen kuşu
Diymem istesem de, seni unuttum...
Sayfa 211Kitabı okudu
O gün lerden aklımda kalan; ne mitingler, ne de bildiriler oldu. Aklımda kalan tek şey, ilk görüşte tutulduğum fen fakülteli devrimci kızdan kalan nergis kokusu.
Sayfa 118Kitabı okudu
Bir kokuda geçmişi bulmak...
O günlerden aklımda kalan; ne mitingler, ne de bildiriler oldu. Aklımda kalan tek şey, ilk görüşte tutulduğum fen fakülteli devrimci kızdan kalan nergis kokusu.
Sayfa 118Kitabı okudu
“Kışın bitip baharın geleceğini müjdeleyen nergis kokusu gibi yenilenen kadının kokusu tazeliğin , zindeliğin , hareketin ve derinlerdeki enerjinin habercisidir .”
Seni, yürüyüşü yağmur, kokusu nergis
Seni, turuncu düş, seni deniz mavisi...
Sayfa 211Kitabı okudu
"Her şey bizsiz daha güzel olacak. Nergis kokusu, bir kar soğuğu, sıcak ekmek buharı ve günlerin köpüğü aramızda bir tek sana güzel geliyor zaten. Yaşama inandıramadığımız bütün şarkılar bizde kalsın, sen devam et."
Seni, gülüşü gül olup da açan kız
Uzandığım her kapıda yüzümü saran esinti
Seni, yürüyüşü yağmur, kokusu nergis
Seni, turuncu düş, seni deniz mavisi...
Gittin artık, ardında mavi bir tütsü
Saçarak, geniş ufuklarından sonsuzluğun
Ey kara sevdalarımın göçmen kuşu
Diyemem istesem de, seni unuttum...
“Tut elimi ve nergis bahçelerine gel peşimden.
Biliyorsun, çiçeklerin tatlı kokusu görünmez kılacak seni.
Sen ve ben, birlikte saklanacağız. Asla yalnız bırakmayacağım seni.”
Sayfa 51 - Yabancı Yayınları.Kitabı okudu
Seni, gülüşü gül olup da açan kız
Uzandığım her kapıda yüzümü saran esinti
Seni, yürüyüşü yağmur, kokusu nergis
Seni, turuncu düş, seni deniz mavisi ...
Şeyda, herkese teşekkür etti, zorlu ama doyurucu bir beş yıl geçirdim diye başladı sözüne, biraz uzun mu konuştu, aralarda ben mi dalıp gittim, bilemedim, edebiyatın endüstriyel damarının yakın bir gelecekte tıkanabileceğini öne sürüyorken yakaladım konuşmayı. Nasıl ki GDO'lu ürünlerin kansere yol açması endişesi insanları doğaya dönmeye, yeni bir yapay eğilime, yeşil endüstriye yönelttiyse, endüstriyel roman da yakında GDO'dan arındırıldığı iddia edilen endüstriyel organik romana dönüşecek, çocuğun, yani yazarın saf yaratıcı oyunu, yetişkinin teknik kültürüyle sulandırılacak, yönlendirilecek, ortalama ötekiyle asla ilişki kuramayan, evlerine kapanan çoksatar okurlarının önüne reklam kampanyalarıyla sürülecek diye tamamladı sözlerini. Hepimiz, beynimizde buruk bir tat, kadeh kaldırdık. Hatta alkışlayanlarımız bile oldu. Şeyda biraz mahcup, çevresine bakındı. Kimse ona itiraz etmedi nedense. Daha doğrusu kaldırımdaki masaları dolaşan keman, darbuka ve klarnetten oluşan saz heyeti içeri girmiş, masamızın yanında Şeyda'nın konuşmasının bitmesini beklemiş, kadehler de kalkınca, bir şey kutladığımızı düşünerek oynak bir havaya giriş yapmıştı. Kıvırcık saçlar, esmer tenler, karcığar peşrev, ızgarada çipura, ışıkları yanıp sönerek geçen polis arabası, hardallı, sarmısaklı bira ve rakı kokusu. Al sana güzel bir yanıt dedim içimden. Meryem, yanında oturan Burhan Usta'nın eşiyle koyu bir sohbete dalma eğilimindeydi. Biri, galiba Nergis, masaların arasına sızmaya çalışan karabaşla kibar bir diyaloğa girişmiş olan garsonu gösterip gülüyordu.
Sayfa 128 - KiracıKitabı okudu
