Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ah aşk...
Hissettiği her neyse, beşerî aşktan öte bir şeydi artık.
Kapı yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bizi düzeltmek isteyene kollarımızı açacak yerde, yumruklarımızı sıkıyoruz. Ama ben dostlarımın bana sert davranmasını istiyorum. Sen bir budalasın, saçmalıyorsun, desinler bana. Ben, dostlar arasında açık, yiğitçe konuşulmasını isterim; dostların düşünceleri neyse sözleri de o olmalı.
Sayfa 202
US Z0RLAYAN PSİKOLOJİ Hissedilmiş olan neyse yaşanmış olan odur diyor Pessoa Yaşanmış olan hissedilmiş olan mıdır? Soruyu tersten sorunca ne değişiyor? Kim ne zaman ne hissediyor? Her zaman her insan aynı duyguyu mu hissediyor? Aynı durumlar farklı zamanlarda ne hissettiriyor? Kim kime ne hissettiriyor? Farkı farklı hislerden ortak bir his nasıl çıkıyor? Gönül bu sırrın kendisi değilse bunun sırrı nedir diye soruyor? Önder Karaçay
Sonra kötü cisimlerin var edilmesi, övgüye değer bir akıbet ile ilişkili oldukları için bir hikmettir. Aynı durum kötü fiiller için de geçerlidir. Kaldı ki biz kayıtsız şartsız bir şekilde “Allah küfrü yaratmıştır” demeyiz, aksine “O küfrü kötü, bâtıl, şer ve fasit bir şey olarak yaratmıştır” deriz. Küfrün bu sıfatlara sahip olması hikmetin gereğidir. Onu hikmet gereği sahip olması gereken özelliklerde var eden yaratıcı, hikmet sahibidir. Asıl hikmet sahibi olmayan, onu İyani küfrü| iyi ve doğru bir şey olarak elde etmeye çalışan kimsedir, nitekim kâfirin davranışı böyledir. Çünkü hikmet, küfrün bu niteliklerin zıddı olmasını gerektirir. Dolayısıyla Allah küfrü bu kötü özelliklere sahip bir şey olarak yaratmakla hikmetli iken kâfir onu iyi özelliklere sahip bir şey olarak elde etmeye çalışması nedeniyle sefihtir. Onu sahip olduğu kötülük ve bâtıllık özellikleri ile neyse o olarak bilen kimse onu gerçekten bilmiş olur, buna karşılık onu kâfirin amaçladığı özelliklere sahip bir şey olarak bilen kimse ise onun hakkında cahillik etmiş olur. Hikmet ve sefeh ile ilgili durum da böyledir.
Sayfa 403 - NesefiKitabı okudu
Bedenimiz bahçemizdir, irademiz de bahçıvanı; ister ısırgan dikersin, ister kekik, ister hıyar yetiştirir, kabak ekersin; bahçeni ya tek bir bitkiye ayırabilirsin ya da bir sürü çiçekle doldurabilirsin; yeter ki sen iste! Bahçenin kısır kalması da elinde, verimli, bakımlı olması da. Bunların hepsini yapmak irademize bakar. Neyse ki, duygularımız mantığımızla dengelenmiş. Yoksa damarlarımızdaki şu azgınlık, içimizdeki şu şehvet düşkünlüğü bize ne oyunlar oynardı. İyi ki mantık denen bir şey var da, kuduran isteklerimizi, bedenimizin iğnelenmelerini, dizginsiz tutkularımızı bastırabiliyoruz. Senin aşk dediğin şey, iste bu tutkularımızın bir uzantısı, bir sürgünü.
Reklam
İnanılanın bu dünya dışından gelmesi gerekir beni benden alabilmesi için. İsmi fark etmez. Tanrı, Allah, Jah... Her neyse, benden olmamalı! Bendeki çıkarcılığı, kıskançlığı, hırsı onda da gördüm mü soğurum yazdırdıklarından.
Sayfa 117Kitabı okudu
Hayatımız, sonrasında, çocukken bastırmayı öğrendiğimiz sesimizi yeniden bulmakla, onunla irtibata geçmeye çalışmakla geçiyor. Anne-babanın onayını almadan hareket edemeyen çocuk, büyüdüğünde de otorite olarak algıladığı merci her neyse onun onayı haricinde hareket etmeye ve hatta düşünmeye cesaret edemez
Kaçış yoktu, yaşanmasi gereken neyse o olurdu.
Sayfa 13 - Müptela yayınlariKitabı okuyor
Tembellik neyse keyifsizlik de odur, tembelliğin bir türüdür.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.