Kendisine de şaşırır insan, unutmayı öğrenemediği ve sürekli geçmişe bağlı kaldığı için: ne kadar uzağa, ne kadar hızlı koşarsa koşsun, zinciri de koşar peşinden.
İnsanın, yaşayabilmek için geçmişi kıracak ve parçalayacak güce sahip olması ve bu gücü zaman zaman kullanması
gerekir: bu güce de geçmişi yargılayarak amansızca sorgulayarak ve sonunda
mahkûm ederek ulaşır.
Engellenme, çatışma gibi olumsuzluklar karşısında kalan kişilerin bilinçsiz olarak geliştirdiği, benliğini korumaya yönelik savunma şekillerinden biridir bahane üretmek.
Aziz Nesin'in dediği gibi: Her șeye egemen
olan çıkarcılar, gerçeklerin açıklanmasına
katlanamıyorlardı. Doğruları söyleyip yazanları, türlü yasadışı yollarla, baskılarla susturuyorlardı.
Freud'a göre rüyalar, arzunun yerine getirilmesi isteğinin örtük ifadeleridir; iç çatışmadan kaynaklanan çarpıtmalardır; "bir çeşit iç sahtekârlıklardır."
İnsanlar, mutluluğun da sağlığa benzediğini
söyleyeli çok olmuş: Burnunun dibindeyken mutluluğu fark etmezsin. Ancak aradan yıllar geçtikten sonra mutluluk aklına öyle bir düşer, öyle bir düşer ki!