Zaman değişiyor, mekan değişiyor, kişiler, milletler değişiyor yine de bu karşılıksız aşk illeti hep tekerrür ediyor. Aşk veya sevgi bazıları için nihilizm uçurumunun dibindeki tutunulacak son dal sanırım. Belirli mısralarından nihilizme çok yakın olduğunu fark edebiliyoruz yazarın. Çok zeki oldukları halde nihilist olacak kadar zeki olamayanlar hazcılığı seçip anını güzel geçirmeye bakıyor. Bunun da altında bir zeka seviyesine sahip olanlarsa aşka yöneliyor. Bu ya din aşkı olup dini yayma adı altında insanları katletmeye, ya da millet aşkına kapılıp yine insanları katletmeye yol açıyor. Bunlarla beraber tek insana bağlı olan aşk da ise insan karşılık bulamazsa kendisini harap ediyor. ( Bu saydıklarımın tamamı toplumun %90ından daha zeki bana göre) Geriye kalanlarsa iş, sorumluluk gündelik aptal saptal haberlerle vakit öldüren çoğunluk gerizekalılardan ibaret. Bu saydığım din,millet ve insana bağlı olan aşka tutulanlardan en naifi sanırım Hafız gibi, Ahmed Arif gibi ve daha niceleri gibi olanlar. Çünkü kendilerinden başka kimseye zarar vermiyorlar. Dediğim gibi bir nevi nihilizim girdabına kapılmamak için tutundukları bir anlam arayışı "aşk".