Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Müzeyyen gitti. Odanın eşiğinde, badanalı ayna, aynadaki diğer Müzeyyen ihtimali ve oda ile kaldım. “Git oğlum,” dedim kendi kendime, “çık git, uza.” Salona döndüm, toparlanacaktım. Boş gözlerle çevreye baktım. Ufaklığın resim karalamalarını gördüm. Birlikte bir resim çizmiştik. Resimde, desenlerinde güleç güneşler taşıyan palyaço giysileri giymiş birileri, bir meydanda dans ediyorlardı. Dans edenler bizdik. Ufaklık ile Avustralya’ya gidecektik. Ben meydanlarda klarnet çalacaktım, ufaklık beline inen saçları ile dans edecekti. Para toplayıp eve dönecektik. Müzeyyen’e günün muhabbetlerini anlatacaktık. Ufaklık okula gitmeyecekti. Eğer, “ister gel, ister gelme” okulu var ise, oraya gidecekti. Sorusu olan ve cevap arayanlar bu okula gidecekti. Biz ufaklık ile gidip, “Hocam bir sorumuz var,” diyecektik. Hoca bize, “Haydi sor sor!” diyecekti. Biz de, “Hocam, yılanbalığı yılan mıdır, yoksa balık mıdır?” diyecektik. “Eğer yılan ise niye balık ya da tam tersi?”
Kör Olası Gözlerim
Doğar doğmaz bu dünyanın çamuru Niye gördün kör olası gözlerim Doluya çevrilmiş bahar yağmurun Niye gördün kör olası gözlerim Katil kulakların yardımcı sana Bakarsın güzelden kötüden yana Aslanın elinde kalmış ceylana Niye baktın kör olası gözlerim Şu yıldızdır bu güneştir deriken Çok çekerim bende bu göz var iken Bir balina bir ton balık yer iken Niye gördün kör olası gözlerim Mahzuni dünyaya doysan olmuyor Yalanı doğruya koysan olmuyor Seni elim ile oysam olmuyor Niye gördün kör olası gözlerim Aşık Mahzuni Şerif
Reklam
Olmadı
Söz verdim kendime unutmak için Bambaşka bir hayat kurdum olmadı O sessiz vedanın o garip göçün Sebebini hayra yordum olmadı Dedim; olsun bu da Dünya halları Rabbim ayrılıkIa sınar kulları Ellerinle diktiğin o gülleri
Boya işinde çalışmaktan nefret ediyordu, ama pek çok insanın aksine çoğu kapana kısılmış değildi. Çocukları ya da herhangi bir sorumluluğu yoktu; hâlâ gençti, seçenekleri vardı. Balık tutmayı çok seviyorum dedi bana. Hedefim ölmeden önce elli eyaletin hepsinde balık tutmak. Otuz iki yaşındayım şimdiden yirmi yedisini hallettim. Florida’da
Biz niye kendi zamanlarımızı yaşayamıyoruz, niye hep başka zamanlar ve hep başka kendimiz? Ne bu ertelenen, bir tansık olma dileğiyle tansığın olmasını beklemek değil, özün tansığa dönüşmesini ummak ben'i ve biz'i tansık yapmak arzusu? 'Şimdi'nin karanlığı daha ne kadar üretilecek? Bu karanlıkta beslenen ruh kurtçukları daha ne kadar maledecek bizleri kendilerine? Bu kurtlar içten içe daha ne kadar uluyacaklar? Bu görünmez salıncakta daha ne kadar sallanacağız "Aya dokunmak istiyorum" tümcesini sessiz bir çığlık olarak yi- neleyerek. Bu huzur için çığlıklar ne köpekler toplumunda, kim duyar? Çığlıklar neden bu den sessiz? Bu balıkhaneler bu kancalar niye varlar, yüzlerimiz neden yüz bedenlerimiz niçin balık öyle asılı dururken ve dönerken ağır aksak?
Hayatın Anlamı
2.kısım Anlam sorunu Hayatın anlamı nedir?" sorusu neredeyse her sözcüğü so- runsal olan ender sorulardan biridir. Bu, son sözcük için de ge- çerlidir, çünkü dünya genelinde dini inancı olan sayısız insan için hayatın anlamı bir "ne?" değil, "kim?" sorusudur. Kendini işine adamış bir Nazi, Adolf Hitler'in
Reklam
Ana-Babanın Evladı Üzerindeki 80 Hakkı
İmam-ı Nesefi hazretleri bildiriyor ki: Ana-babanın evladı üzerinde seksen kadar hakkı vardır. Kırkı sağlığında, kırkı vefatından sonradır. Sağlığında olan kırk haktan onu bedenle, onu dil ile, onu kalble, onu da para iledir. Bedenle olan hakları: 01- Hizmet ederek rızalarını almak. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: “Ana-babasına hizmet edenin
Biz niye kendi zamanlarımızı yaşayamıyoruz, niye hep başka zamanlar ve hep başka kendimiz? Ne bu ertelenen, bir tansık olma dileğiyle - tansığın olmasını beklemek değil, özün tansığa dönüşmesini ummak- ben’i ve biz’i tansık yapmak arzusu? ‘Şimdi’nin karanlığı daha ne kadar üretilecek? Bu karanlıkta beslenen ruh kurtçukları daha ne kadar maledecek bizleri kendilerine? Bu kurtlar içten içe daha ne kadar uluyacaklar? Bu görünmez salıncakta daha ne kadar sallanacağız? “Aya dokunmak istiyorum” tümcesini sessiz bir çığlık olarak yineleyerek. Bu huzur için çığlıklar ne köpekler toplumunda, kim duyar? Çığlıklar neden bu den sessiz? Bu balıkhaneler bu kancalar niye varlar, yüzlerimiz neden yüz bedenlerimiz niçin balık öyle asılı dururken ve dönerken ağır aksak?
Hani sorarsın bazen bunca insan neden balık tutar yürürken yere bakar gece lambaları niye yakar; Yalnızlıktan işte.. Burada alan büyük, insanlar büyük, deniz büyük beklenti büyük. Egonu şişirirsen de şaşaalı duramazsın
Biz niye kendi zamanlarımızı yaşayamıyoruz, niye hep başka zamanlar ve hep başka kendimiz? Ne bu ertelenen, bir tansık olma dileğiyle - tansığın olmasını beklemek değil, özün tansığa dö­nüşmesini ummak- ben'i ve biz'i tansık yapmak arzusu? 'Şimdi'nin karanlığı daha ne kadar üretile­cek? Bu karanlıkta beslenen ruh kurtçukları daha ne kadar maledecek bizleri kendilerine? Bu kurtlar· içten içe daha ne kadar uluyacaklar? Bu görünmez salıncakta daha ne kadar sallanacağız "Aya dokun­mak istiyorum" tümcesini sessiz bir çığlık olarak yi­ neleyerek. Bu huzur için çığlıklar ne köpekler top­lumunda, kim duyar? Çığlıklar neden bu den sessiz? Bu balıkhaneler bu kancalar niye varlar, yüzlerimiz neden yüz bedenlerimiz niçin balık öyle asılı dururken ve dönerken ağır aksak?
Reklam
Biz niye kendi zamanlarımızı yaşayamıyoruz, niye hep başka zamanlar ve hep başka kendimiz? Ne bu ertelenen, bir tansık olma dileğiyle - tansığın olmasını beklemek değil, özün tansığa dönüşmesini ummak - ben'i ve biz'i tansık yapmak arzusu? 'Şimdi'nin karanlığı daha ne kadar üretilecek? Bu karanlıkta beslenen ruh kurtçukları daha ne kadar maledecek bizleri kendilerine? Bu kurtlar içten içe daha ne kadar uluyacaklar? Bu görünmez salıncakta daha ne kadar sallanacağız "Aya dokunmak istiyorum" tümcesini sessiz bir çığlık olarak yineleyerek. Bu huzur için çığlıklar ne köpekler toplumunda, kim duyar? Çığlıklar neden bu den sessiz? Bu balıkhaneler bu kancalar niye varlar, yüzlerimiz neden yüz bedenlerimiz niçin balık öyle asılı dururken ve dönerken ağır aksak?
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Terazi Kızı; 106 sayfa, 14 öyküden oluşuyor. Camdan Kalp, Dolunay, Yaz Mevsimi Kadını 1, Yaz Mevsimi Kadını 2, Leandros'un Aşkı, Terazi Kızı, Antidepresan, Kurabiyeci Abla, Mavi, Sarmaşık, Melankoli, Rakı, Balık, Ayvalık, Annem' e, Yağmur Sonrası başlıkları altında öyküler. Yaz Mevsimi Kadını iki ayrı başlıklı ama birbirinin devamı.
Terazi Kızı
Terazi KızıEngin Aşkın · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 202346 okunma
Her zaman dürüst biri olduğunu, bununla da gururlandığını biliyorum. Ama kendine tek bir soru sor: İnsan niye gerçeği söylemek zorunda? Bizi böyle yapmaya zorlayan ne? Sonra içtenliği niçin bir erdem olarak görmemiz gerekiyor? Farz et ki, bir balık olduğunu, bizim hepimizin de balık olduğunu ileri süren bir deliyle karşılaştın. Onunla tartışır mısın? Ona yüzgeçlerin olmadığını göstermek için önünde soyunur musun? Yüzüne karşı ne düşündüğünü söyler misin? Hadi, söyle bana!"
Sayfa 153Kitabı okudu
Mahir
"80 ihtilali öncesi... Hacıhüsrev. Çocuğum o zamanlar. Abiler vardı, hava karardıktan sonra cami duvarına yazı yazıyorlardı, ellerinde koca koca Marshall boya kutuları olurdu. Geceleri onları beklerdim, gizli gizli seyrederdim. Bi gece gördüler beni, ne arıyorsun lan burda deyip, çıkıştılar. Ben de onlara, boyanız bittiyse boya kutularınızı istiyorum dedim. Niye diye sordular. Darbuka yapacağım abilerim dedim. Gülüp gittiler. Ertesi sabah, camiye benim için darbuka bırakmışlar. Bakırdan, kocaman, güzel bir darbuka ... Sonraları sordum o boyacı ahilere, kim bıraktı diye ... Mahir Çayan'ın emriyle aldıklarını söylediler. O söylemiş arkadaşlarına, çocuğa darbuka alınsın diye ... Allah rahmet eylesin, ilk darbukamı Mahir Çayan almıştı yani ... İlk gerçek darbukam oydu." Kim bunları anlatan? Balık Ayhan.
Sayfa 39 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2016Kitabı okudu
665 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.