Üçüncü Fasıl
tamahkar için izzet, kanaatkâr için zillet yoktur. Hür olan tamah ile köle olur. Köle olan da kanaatle hürriyet bulur.
Sayfa 26 - büyüyen ayKitabı okudu
“Diriyi öldür ki o cesedindir.
Ölüyü dirilt ki o kalbindir.
Hazırı kaybet ki o dünyadır.
Kaybı hazır kıl ki o âhirettir.
Varı yok et ki o, heva ve hevestir.
Yoku var et ki o da niyettir.”
Sayfa 18 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
"Diri olanı öldür. Bu diri, senin vücudundur. Ölü olanı dirilt. Bu da senin kalbindir. Hazırı kaybet, o da dünyadır. Kaybı hazır et, bu da senin niyetindir. Marifet kalpte, şahadet dildedir."
Sayfa 22Kitabı okuyor
İlmi olmayan bir cesed, suyu olmayan bir şehir gibidir. Takvasi bulunmayan bir kalıb da meyvesiz bir ağaca benzer. Hayasiz bir cisim içinde bir sey kaynamayan tencereye, cehdi olmayan bir ten de efendiye ihtiyacı olmayan bir köle misalidir.
Diriyi öldür ki o cesedindir,
Ölüyü dirilt ki o kalbindir,
Hazırı kaybet ki o dünyadır,
Kaybi hazır kıl ki o ahirettir,
Varı yok et ki o, heva ve hevestir,
Yoku var et ki o da niyettir.
Yalandan da olsa.. Ne güzel güldün o akşam bana ...
Senin için "zalim" dediler, demek zulmünde bu kadar güzeli olurmuş diye düşündüm.
Senin için "yalan söylüyor" dediler, kimse farkında değil dudaklarında yalanın ne kadar güzelleştiğinden.
Sana "kalpsiz" dediler, 3 milyar insanın yaşadığı bir dünyada çarpan bir tek kalp varsa o senin kalbindir.
Aşkın seni sevmek olduğunu benden başka bilen var mı, söyle?
Söyle, sevdiğim benim, ömür boyunca seveceğim benim; zulümsüz, yalansız bir dünyada yaşanır mı söyle?
Diriyi öldür ki o cesedindir.
Ölüyü dirilt ki o kalbindir.
Hazırı kaybet ki o dünyadır.
Kaybı hazır kıl ki o âhirettir.
Varı yok et ki o, heva ve hevestir.
Yoku var et ki o da niyettir.
Sayfa 18Kitabı okudu
Yıldırım, ilk içki içen padişahtır. İlk defa altundan düğmeler takınan “zibü fer” içinde gezinen hükümdar... Esirdir, karısı Sırp prensesine, ruhen... Bütün faziletlerine, meziyetlerine, (aksiyon) ruhunun şahdamarı olan atılganlığına ve gözükaralığına rağmen, Yıldırım, bu ruhun iç nescini, ahlâk dokusunu, ilk defa yaralamış, örselemiş, bozmuş olandır. Mâna bozulunca da, madde kabiliyetinin ve körükörüne atılganlığın hiç bir kıymeti kalmıyor.
Yıldırım’ın devrinde cemiyet taze, genç, sâf ve iman dolu olduğu için, sarsıntı, helâk edici olmamıştır. O devirde din adamının ne büyük insan olduğuna bakın! Muazzam levha:
Bursa’da Ulu Camiin açılışında, Emir Buharî hazretlerine:
“– Nasıl camii efendi hazretleri?” Diye sorar Yıldırım... “– Çok güzel oldu ama bir eksiği var; bitişiğinde bir meyhane eksik!” Der koca din adamı..
.“– Nasıl olur,” der padişah;
“Allahın evine bitişik meyhane olur mu?”
“– Allahın evi, asıl senin kalbindir. Sen kalbini pisletiyorsun da, camiye bir meyhane eklemişsin, ne çıkar.” Ve ağlar Yıldırım, tövbe eder. Din adam işte böyle olur.
‘Sen âlemin kalbisin ve O da senin kalbindir.
Kalbi Hazırlık...
Allah senin cesedine bakmaz… Allah’ın senin cesedinde uğradığı tek bir yer vardır, o da kalbindir… Kalbini temiz ve hazır tutarsan, kalbine çokça hayırların aktığını görürsün… Bu sebeple mücahidler kalbi hazırlığa çok önem verirler.
Sayfa 29 - Takva Yayınları
Sessizliği Büyüme
Sevmekten manayı; kirpikleriyle umuda kanat çırpan, ahu gözler- de buldunsa, yenilme dünya ihtirasına, sev korkusuzca... Marifet eyle rayiha bahçelerinde bir temaşa, bütün çiçeklerin ko- kusunu duyarsın gülücük gülücük, o tatlı bakışlarda.
Dem bu demdir....
İncitme sevdiğini, kaybetme değerini, kıymetini... En çok sevgiye
yer ayır, kalbinin
