“Savaşta,” dedi işçi, “zayıflar güçlülerin kölesi olur, barışta da yoksullar zenginlerin kölesi olur. Yaşamak için çalışmaya mecburuz; bize verdikleri ücret o kadar düşük ki, yaşamamıza yetmiyor, ölüyoruz. Bütün gün onlar için uğraşıp didiniyoruz; onlar sandıklarını altınla dolduruyor, bizimse çocuklarımız vakitsiz solup gidiyor, sevdiklerimizin yüzü sertleşip fesatlaşıyor. Üzümü biz eziyoruz, şarabı başkası içiyor. Mısırı biz ekiyoruz, ama soframız boş. Kimse görmese de zincirlerimiz var; bize özgür dense de köleyiz.”
Bak bunlar ellerin senin bunlar ayakların
Bunlar o kadar güzel ki artık o kadar olur
Bunlar da saçların işte akşamdan çözülü
Bak bu sensin çocuğum enine boyuna
Bu da yatak olduğuna göre altımızdaki
Sabahlara kadar koynumda yatmışsın
Bak bende yalan yok vallahi billahi
Sen o kadar güzelsin ki artık o kadar olur
İşe bak sen gözlerin de burda
Gözlerinin ucu da burda yaşamaya alışık
iyi ki burda yoksa ben ne yapardım
Bak çocuğum kolların işte çıplak işte
Bak gizlisi saklısı kalmadı günümüzün
Gözlerin sabahın sekizinde bana açık
Ne günah işlediysek yarı yarıya
Sen asıl bunlara bak bunlar dudakların
Bunların konuşması olur öpülmesi olur
Seni usulca öpmüştüm ilk öptüğümde
Vapurdaydık vapur kıyıdan gidiyordu
Üç kulaç öteden İstanbul gidiyordu
Uzanmış seni usulca öpmüştüm
Hemen yanımızdan balıklar gidiyordu
Az önce kapağını kapattığım bu eşsiz kitaba olan hayranlığımı bir an önce yazıya dökmek istedim. Livaneli'nin kalemine bir kez daha hayran kaldım. Yazarın en beğendiğim yanı gerçek bir gözlemci oluşu. Aynı romanda hem bir aydını, hem asker psikolojisine girmiş geri kafalı bir adamı hem de hayatı köyde geçmiş küçük bir kızı okudum. Tabii başka romanlarda da farklı karakterler var. Ama Livaneli'nin yarattığı karakterler birbirine öyle zıt ve birbiri ile o kadar aynı ki.. ne olursa olsun insanın insan olarak kalışını işlemesi çok etkileyiciydi. Cümleler, düşünceler öyle sağlamdı ki. Cemal'in fikirlerini okurken aklımdan "Evet bunları yalnızca köylü bir asker düşünebilir. Evet, bunları yalnızca bu adam yapabilir." demeden edemiyordum. Aynı durum diğer karakterler için de geçerliydi. İrfan karakterine geçildiğinde de karakterin varoluş sancısını sonuna kadar hissettim. Apayrı karakterleri bir romanda birleştirmek, birbirleri ile iletişim kurmalarını sağlamak ve bunu bu kadar kusursuz yapmak sadece bir ustanın başarabileceği bir durum kannımca. Her kitabına, her kurgusuna hayranlık duyduğum yazarın Mutluluk isimli romanını şiddetle öneriyorum!
MutlulukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202067 okunma
Görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki, bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum.
İstenen rezonans alanına girmenin en hızlı yolu, başkalarını isteklerine ulaşmaları için desteklemektir. Ne kadar çok verirsen, o kadar çok alırsın. Benzerler birbirini çektiği için, çevrende senin cömertliğini yansıtan ve seni destekleyen insanları bulman hiç uzun sürmeyecektir.