Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
499 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Aşk ve tutku ile sarmalanmış, duygu dolu bir FMArsal başucu kitabı daha… Aşkı yazan adamdan yüreğinize kadar hissedeceğiniz aşk dolu bir roman daha… Bir sayfasında hüzünlenip gözleriniz dolarken, birkaç sayfa sonra size kahkaha attıracak bir FMArsal klasiği daha… Turgut Ataman siyah saçlı, gri gözlü, karizmatik, sıklıkla gülümseyen, inatçı,
Ismarlama Bebek
Ismarlama BebekFatih Murat Arsal · Ephesus Yayınları · 2018822 okunma
Çünkü Oğuz Atay'ı da okudum. Seni de tanıdım... Diyebilirsin ki bir insanı fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın belki de çok az... O zaman şöyle demeliyim... Seni az tanıyorum... Az... Sen de fark ettin mi? Az dediğin küçük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece 2 harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri Başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi. Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorumi demek, seni kendimden çok biliyorum demektir. Bilmesem de öğrenmek için her şeyi yaparım demektir. Belki de az her şey demektir. Ve Belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir.
Sayfa 349Kitabı okudu
Reklam
Ayrılığı seçtin mi her şeyi götüreceksin yanında. Geriye hiçbir şey kalmayacak. Söylenmemiş sözler kalmamalı bıraktığın yerde ki ben en çok onları duydum. Gittin mi adamakıllı gideceksin. Hiçbir özlem kalmayacak dönüşleri emziren. Demem o ki dönecekmiş gibi gitmeyeceksin. Büyük git gideceksen uçsuz bucaksız, dursuz duraksız git. Telefonun numaraları sesime düşmemeli, yolların yoluma değmemeli. Hiçbir anıya, hiçbir dizeye, hiçbir şarkıya yenilmemeli ayrılık. Şiirler okununca unutulmalı, hasret dokununca uyutulmalı. Gece inmişken ayak parmaklarına kadar, yahut gün doğarken… Yatağının diğer yastığındaki boşluk tecavüz ederken gözlerine, ne bileyim tek başına yiyeceğin sofrana iki kişilik servis açtığında susacaksın, duracaksın… Gitmenin hakkını vereceksin. Ayrılık gurur duymalı seninle. Gidensen, sözün ayaklarına geçiyorsa, ayakların yakınımdan geçmeyecek! Ayrılığı seçtin mi büyük olacak ayrılık! Ayrılığı seçtin mi?… ***
Ara sıra olur. Cigara dumanlarıyla dolu, boğucu, kalabalık bir odada, birbirlerine uzak kimselerin rastgele sürüklendikleri bir odada, bir akşamüstü, her şey kalakalır; bıçak-çatal seslerinden başka ses duyulmaz olur. Herkes, garip bir suçluluk duygusuyla ses çıkarmamaya çalışır elinden geldiğince. Ev sahibi ayağa kalkar, son bir atılımla geceyi kurtarmaya girişir; soğuk bir şaka yapar, sıradan bir olay anlatır, ya da bilinen bir fıkrayı yineler ama ne olursa olur, bir başka şey boşalır ansızın, sanki herkes, bu sıradan, ucuz ortaklaşmayı bekliyormuşçasına koyverir kendini; bir ağızdan gülüşülür. İşte o anda, daha önce hiç karşılaşmamış iki kişi, anlatılmaz bir çekime uyarak başlarını kaldırır, göz göze gelirler. Ağızlarından aynı sözler çıkmak üzeredir, oysa ağızlarını açmazlar, bakışlarını kaçırırlar. Ne var ki, o değişiklik olmuştur bile; bir ırmak gibi, bir çöl gibi doğal bir sınır çizgisi, onları odadaki kalabalıktan ayırıvermiştir. Birbirlerini tanıyorlardır..
A. Gölpınarlı'nın yayımladığı rubailer en eski ve en inanılır kaynaklardan alınmadır. Bununla beraber bunlardan hangileri Hayyam'ın, hangileri Hayyamca başkalarının, kesin olarak söylenemez. Ne var ki Hayyam, o kadar herkesten başka, o kadar kendi olmuş ki onun adına ancak onun söyleyebileceği sözler söylenmiş. Bu arada birçok şairler kendilerinin söylemekten çekindikleri, yahut kendi adlarıyla inandırıcı olmaz sandıkları şeyleri Hayyam'a söyletmiş, Hayyam'ın ağzıyla kendi içlerini dökmüş olabilirler. Böylece Hayyam bir çok dereleri içip büyüyen, pembe üstüne pembe gele gele kızıllaşmış bir ırmak olmuş. Hemen bütün peygamberlerin başına gelen de bu değil mi? Sözlerini kendi yazmamış, hangi peygamberlerin sözlerine kimsenin bir şeyler katmadığını ileri sürülebilir? Biz daha dün ölen Atatürk'e bile neler söyletmiyoruz bugün.
Sabahattin EyüboğluKitabı okudu
''Yani demem o ki; öyle bir söz yazarsın ki bütün bir hayatı anlatır, öyle bir hayat yaşarsın ki bütün sözler anlamsız kalır.''
Sayfa 231Kitabı okudu
Reklam
572 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Server Tanilli evrensel bir bakışla, üç ana başlık altında (Batı,Sosyalist ve Üçüncü Dünya) anlatmış uygarlıkların tarihini.Dili de son derece yalın. Komünizm propagandası suçlamasıyla yargılandığı DGM'deki savunması da aynen kitabı gibi ders niteliğinde: ' Çağına ve topluma karşı görevini yerine getirmiş bir hocanın huzuru içindeyim şu anda. Yazdıklarım yazılması gereken şeylerdi. Bugün yazmaya kalksam, -en azından- gene aynı şeyleri yazardım. Hiçbiri hakkında en ufak bir pişmanlık duymuyorum. Kalemimden çıkmış her cümlenin, -cümle ne demek- her kelimenin ve hecenin altında, entelektüel şeref ve haysiyetim yatmaktadır. İnsanım, hayatta dönebileceğim şeyler olabilir. Ama entelektüel şeref ve haysiyetimden – ölüm pahasına da olsa- dönemem. Attila İlhan'ın o yeni ve unutulmaz şiirlerinden birinin son mısraları geliyor aklıma: O sözler ki kalbimizin üstünde Dolu bir tabanca gibi Ölüp ölesiye taşırız O sözler ki bir kez çıkmıştır ağzımızdan Uğrunda asılırız.'
Uygarlık Tarihi
Uygarlık TarihiServer Tanilli · Cumhuriyet Kitapları · 2009619 okunma
Margarita, erkekler öyle sanıldığı gibi büyük davalar için savaşmaz.Hiçbir büyük dava bizi bu kadar cesur,acımasız ve fedakar kılamaz.Büyük davayı göremezsin ki,görünür, ele gelir bir şey değildir o.Bakma, Tanrı için, Papa için,vesaire büyük sözler edilmesine.Bu sözler kıçımızı rahat döşeklerimizden kaldırıp bir araya gelişimiz içindir.Biz bir
Ben bir dağım, sesim, sözüm, yarin sedasıdır, yarin sözüdür. Ben bir resimim, benim ressamım o güzeldir. Sen sanıyorsun ki, konuştuğum zaman ağzımdan çıkan sözler, benim sözümdür. Hayır; anahtar kilide sokulur da açılırken ses çıkar ya, işte benim sözlerim böyledir.
Sayfa 237Kitabı okudu
336 syf.
9/10 puan verdi
Spoiler Ludlum' la biraz geç olsa da ilk bu kitabıyla tanıştım ama hızımı kesmeden devam edeceğim. Bourne mükemmel bir kahraman özellikle de kitapta beğendiğim iki nokta var ki Bourne' e hayran bırakmaya yetiyor da artıyor bile. 1- Kitabın başlarında Bourne lokantaya gittiğinde Marie'ye şu tip sözler söylüyor "başını diğer tarafa çevir ve hiç konuşma" 2- Kitabın ortalarında emekli general Bourne' i tokatladığı anda Bourne bir kaza olmasın diye silahını yere atıp o şekilde generali etkisiz hale getiriyor, bu bölümler çok hoşuma gitti. Sonuçta Ludlum kitabı şiddetle tavsiye ediyorum.
Geçmişi Olmayan Adam
Geçmişi Olmayan AdamRobert Ludlum · Altın Kitaplar · 2002180 okunma
Reklam
248 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Söze nerden başlasam nasıl başlasam bilemiyorum. İlk kez bir kitaba yorum yaparken bu kadar tıkanıyor, ne yazacağımı bilemiyorum :) Bu kitap,o kadar eğlenceli o kadar espirili ki,sanırdınız ki dudaklarımla yanaklarıma gülerken biri botoks yapmışta öylece donup kalmış gibiydim. 32 dişimin görüntüsüyle başladım kitaba, bitesiye kadarda bi türlü
Hanfendi Bi'Bakar mısınız? Anlatacaklarım Var...
Hanfendi Bi'Bakar mısınız? Anlatacaklarım Var...Murat Tavlı · Trend Yayınevi · 2016277 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.