208 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Satır arası
Efendim herkese merhabalar. Bu hafta John Boyne’un Çizgili Pijamaları kitabını ele alıyor olacağız. Sıradan devam ediyoruz. Sizin verdiğiniz yorumlarla güzel bir listemiz oluştu. Bu listenin içinden sırasıyla devam etmeye çalışıyoruz. Bu hafta ele alacağımız kitabı bir farklılık yaparak sondan başlayarak devam edeceğiz çünkü bazı kitaplar var ki
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı ÇocukJohn Boyne · Tudem Yayınları · 202139,6bin okunma
"Her akşam ne yapardım? Evin önünden tramvay caddesine kadar olan kırk elli metreyi ağır ağır yürür, arada sırada durur, şimdi merdivende... şimdi odasının kapısında, şimdi odasında diye tahminlerde bulunurdum... Ben onu muhayyilemde odasına soktuğum anda ekseriya garip bir tesadüfle Macide'nin de elektriği yanardı... Bu akşam gene aynı şeyi yaptım... Fakat 'Şimdi odasında!' dediğim zaman dönüp bakınca elektrik yanmadı. Biraz bekledim. Gene yanmadı."
Reklam
432 syf.
10/10 puan verdi
Şimdi buraya eğlenceli mi eğlenceli, güzel mesajları olan şahane bir tavsiye eser bırakacağım. Rüya Sokağı 31 benim karşıma hasbelkader çıkan bir kitap. Demek ki onu şuan okumam lazımmış diyorum çünkü okurken çok keyif aldım. Konusunu elbette sizinle de paylaşacağım. Babasının gözünde Toby 1.92 boyunda, sivilceli, işe yaramaz, kendini şair sanan
Rüya Sokağı 31
Rüya Sokağı 31Lisa Jewell · Artemis Yayınları · 201226 okunma
Dehasının, uzak tarlalara tek başına bakmakla harcanmasa ve kendisinin tecrübeler yaşamasına ve yolculuk etmesine izin verilse muazzam ölçüde gelişeceğini herkesten iyi biliyordu. Fakat bunlara izin verilmedi. Bütün o güzel romanlar, Vilette, Emma, Uğultulu tepeler saygın bir rahibin evinde mümkün olandan fazla hayat tecrübesi olmayan kadınlar tarafından, hem de o saygın evin ortak oturma odasında yazıldı...
... her bir evin her bir odasında ayrı bir sır vardır ve bunların içlerinde çarpan her bir yürek de hemen yanı başındaki yüreğin bile bilmediği ayrı bir sır taşır içinde!
Ah, ulan! Havaya kaldırıp o güzelim yüzü seyretti hayranlıkla; her zaman hayalini kurduğu annesi buydu işte, gözlerinin kendi gözlerine benzediğini bildiği bu kız, yirmisinde bile değil henüz. Evin bir başka odasında yatan o kadın değil; o çökük yüzlü, parmakları uzun ve kemikli kadın değil. Onu o zaman tanımış olmak, her şeyi başından hatırlamak, o harikulade rahmin beşiğini bilmek, ta başından hatırlayarak yaşamış olmak; ama tek bir anısı bile yoktu o zamana dair, hep şimdiki gibi olmuştu annesi; yılgın ve acı özlemi içinde, kocaman gözleri başkasının gözleri, ağzı sanki fazla ağlamaktan yumuşamış. Parmağını yüzünün hatlarında gezdirdi, öperek, iç geçirerek, hiçbir zaman bilmediği geçmişi fısıldayarak.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.